Çaylaklar için cumhuriyet tarihi!
Bazı İngilizler “Çaylaklar İçin İslâm” kitabını okuyarak IŞİD’e katılıyorlarmış!
Türkiye’de bir şeye katılmak için okumaya ihtiyaç yok!
Zaman zaman gözüme çarpıyor, gazetecilikten Başbakanlığa rampa etmiş biri habire yazıyor, durmaksızın konuşuyor.
Ahkâm kesmenin en keyifli tarafı bilmemek! Bilmek zihnî faaliyetlerinizi yavaşlatabilir, hatta tamamen yok edebilir. Yaşasın cahillik!
Buyurun: “Gazi Mustafa Kemal en doğru adımı atmış, o gün için en doğru modeli kurmuş...”
Peki sonra ne olmuş? Birileri bozmuş!
Kimler? İngilizler-Almanlar!
Başka? Sağlığı bozulmuş!
Arkadan gelenler de yetersizmiş!
Mustafa Kemal’in attığı doğru adım nedir, kurduğu doğru model nedir? Önce bunu bilelim. Eğer yakın tarih bilen birisi iseniz, atılan adımları, kurulan modeli de bilirsiniz.
“Efendim sonradan 1850’lere dönüldü...”
Sonradan değil, 1923’te 1850’lere dönüldü.
Tanzimat fermanı 1836’dadır. Bu Reşit Paşa’ya İngiltere’de dikte edilmiş Osmanlı Devleti’ni dönüştürme programının uygulama başlangıcıdır. İhanetine kail olup idamını emretmiş olan Sultan Mahmud’un ölümü üzerine Reşid Paşa İstanbul’a döner. Çocuk padişah Abdülmecid’i ikna eder ve Türkiye yeni bir yola sürüklenir. Bu halkı hiçe sayan batılılaşmacılıktır. Türkiye 1923’ten sonra, hem Sultan Mahmut uygulamalarına, hem Reşit Paşa “reform”larına maruz bırakılmıştır.
Sultan Mahmut halka zorla fes giydirdi, bu uğurda başlar kesildi; yüz yıl sonra fes çıkarıp şapka giyme devrimi çok sayıda masumun hayatına mal oldu. Türkiye’nin yenileşme, modernleşme tarihinde Tanzimatla Cumhuriyet aynı çizgide durur. Abdülhamid ile Menderes, Özal, Erbakan uygulamaları ise aynı kümededir. Bugünkü iktidar da bu yoldadır. Türkiye’nin gelişme hamlelerini Abdülhamid çizgisinden takip edebilirsiniz.
Başbakan’ın 1920’ye atıfta bulunması boşuna değil. 1920 güzel bir başlangıçtı. Halkın değerleri doğrultusunda bir mücadele yürütüldü. 23 Nisan Meclis’ini teşkil edenler büyük bir bütünü gözeterek bu ülkenin geleceğini inşaa için yola çıktılar. Bu uğurda her türlü fedakârlığı göze aldılar. Fakat, İttihatçı klik Meclis içinden Müdafaa-yı Hukuk grubu icad etti. Hüseyin Avni, bu isimde bir grup oluşturulmasını şu cümlelerle eleştirir: “Meclisteki bütün mebuslar zaten kurulan grubun programını oluşturan esas madde-lerin gerçekleşmesi için çalışmaktadır. Böyle bir grubun kurulması Meclis’te bu gayeye aykırı çalışanların mevcut olabileceği intibaını doğurmaktadır.”
Tabii maksat başkadır. Zaferden sonra 2. Grup olarak nitelenen Meclis’in demokratik ve muhafazakâr kesimi büyük ölçüde tasfiye edilir. Cumhuriyetin ilanının darbe şeklinde olduğunu anlamak için sadece M. Kemal Paşa’nın Nutkunu okumak yeter.
Mustafa Kemal Paşa’nın hastalığı 1936’da ortaya çıkar. Paşa o tarihe kadar dizginleri elinde tutar. O tarihten sonra da 15 yıllık Başbakan’ı tasfiye edecek güçtedir!
Çaylaklar (yahud da yeni başlayanlar) için bu kadarı bile fazla!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.