Yeni kabineyi “devam” ve “atılım” kelimeleri özetliyor.

Ekonomi politikalarında ana eksende bir devam hedeflendiği görülüyor. Ancak Nurettin Canikli’nin devreye girmiş olması özellikle Erdoğan’ın ekonomi yönetimine yönelik bazı eleştirilerinin artık daha güçlü hissedileceğinin göstergesi. Numan Kurtulmuş’u da Nurettin Canikli’yi de bu eksende okuyabiliriz.

Kabinenin ana çatısı korunmuş görünüyor. Tartışmalar Ali Babacan üzerinden yürüdü. Ancak en radikal adımın Yalçın Akdoğan olduğunu düşünüyorum.

Yalçın Akdoğan’ın kabinede oluşu demek, Erdoğan’ın vizyonunun kabinede korunması demektir. Son 12 yıldır Başbakan Erdoğan’la birlikte Türkiye’nin tüm meselelerine yön veren ve tarihin her anına tanık olmuş birisi Akdoğan. Erdoğan’la zihin haritaları ve hayata bakışları neredeyse aynı.

Akdoğan’ın kabinede oluşu demek, karşılaşılan her sorunu aşmada AK Parti’nin kuruluş felsefesinin Bakanlar Kurulu’na yansıtılacak olması demektir.

Bu Bakanlar Kurulu açısından da son derece rahatlatıcıdır. Pek çok meselenin Erdoğan’ın önüne geldiğinde revize edilmesine gerek kalmayacaktır. Akdoğan perspektifi zaten Kurul’da aktaracaktır.

İkinci önemli değişiklik ise Beşir Atalay konusunda yaşandı.

Atalay’ın özellikle Çözüm Süreci’nde Erdoğan’ın iradesinin dışında davranışlar içerisine girdiği eleştirileri geliyordu. En yüksek sesli eleştiri de BDP’lilerin talep ve önerilerini, AK Parti talep ve önerilerinden daha fazla önemsediğine ilişkindi.

Çözüm Süreci’ni Bakanlar Kurulu’nda bundan sonra kimin koordine edeceği önemli. Benim aklıma gelen ilk isim yine Yalçın Akdoğan’dan başkası değil.

Beklentinin yüksek tutulduğu konulardan biri de Hakan Fidan’ın Dışişleri Bakanlığı mevzusuydu. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun dış politikada yine ağırlığını ve etkinliğini koruyacağı düşünüldüğünde Mevlüt Çavuşoğlu seçimi mantıklı gözüküyor.

Paralel Yapı’yla mücadele gündeminin yoğunluğu Hakan Fidan’ı bir süre daha MİT Müsteşarlığı’nda tutmuş gözüküyor. Erdoğan’ın vefa kongresinde üzerinde durduğu temel konu da Paralel Yapı’yla mücadele kararlılığıydı.

Volkan Bozkır da kabineye girmeye aday en güçlü isimdi açıkçası. Uluslararası düzlemdeki tecrübeleri özellikle AB nezdinde etkili olacaktır.

Numan Kurtulmuş’un Başbakan Yardımcılığı noktasında kabineye girmiş olması, 2015 seçimlerinde AK Parti adına kendisine önemli misyonlar biçildiğinin göstergesidir. Kurtulmuş’un yürüyüşünün başladığını da söyleyebiliriz.

Kabine açısından her şeyi belirleyecek olan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun perspektifi olacaktır.

Davutoğlu içerde ve dışarıda bir dizi sıkıntılı gündemi kucağında bulmuş durumda. Dışişleri Bakanlığı döneminde bir ayağı Ankara’da bir ayağı dünyanın dört bir tarafındaydı. Çok koşturdu.

Ancak Başbakanlığı döneminde Ankara’ya daha fazla zaman ayırmasını beklemek durumundayız. Vizyonist performansını iç politikada da göstermeli.

Bu vesileyle 62. Hükümetin Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile kabinede ilk kez görev alan Yalçın Akdoğan, Numan Kurtulmuş, Volkan Bozkır ve Nurettin Canikli’ye yeni görevlerinde başarılar diliyor; Yeni Hükümetin vatana millete hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyoruz.