CHP, Kuzey Kore ve Dersim
Bugün adli yıl açılışı var. Pek çok açıdan önemli. İlki hiç kuşkusuz, Metin Feyzioğlu’nun siyasi piar’ını yapmasına imkan vermek adına, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun aldığı pozisyon.. Ki bu pozisyon, bundan böyle yargıya olan güven bakımından sürekli olarak hatırlanacak.. Özellikle Feyzioğlu, yakın gelecekte aktif olarak politikaya girme kararını açıkladığında, 1 Eylül 2014 Adli Yıl Açılışı, o organizasyonun mimarı konumundaki bütün yargı mensuplarının tepelerinde Demokles kılıcı gibi sallanacak.. İkincisi ve benim daha çok önemsediğim tarafı ise teamüller noktasında yaşanan değişim.. Yeni Türkiye’nin hiç şüphe yok ki devlet geleneklerine olan bağlılığı sürecek. Ve tıpkı yasalar gibi yazılı olmayan birtakım kuralların da işleyişine imkan sağlanacak. Ama artık, rasyonel olmayan, kamuoyunda karşılığı sorgulanır hale gelmiş teamüller varsa bunlar da birer birer değişecek.. Bugünkü adli yıl açılışıyla birlikte artık yeni dönem açılış seremonileri, uzun ağdalı siyasete ayar veren konuşmalar vesaire dönemi tarihe karışacak.. Pek çok Avrupa ülkesinde adli yıl açılış töreni var elbette. Bazılarında Kraliyet ailesi mensuplarının katıldığı törenler bile tertipleniyor. Bence çok saçma ama öyle.. Ancak en azından bu törenlerde baro başkanları ekseriyetle konuşmuyor.. Baro başkanlarının konuşma yaptığı ülkelerde ise konuşmalarının çerçevesi evvelden belli olur.. Öyle deprem konutları falan gibi üzerine vazife olmayan konularda konuşmazlar anlayacağınız.. Neyse.. Bu sene böyle oluyor. Ne Cumhurbaşkanı, ne Başbakan, ne Adalet Bakanı katılıyor adli yıl açılış törenine.. Bakalım önümüzdeki yıl nasıl olacak vaziyet?..
•
KILIÇDAROĞLU VE KUZEY KORE
Dün Cumhuriyet’e bir mülakat veren Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’nun genel başkan seçildiği kongreyi, Kuzey Kore’de talimatla ağlama organizasyonlarına benzetmiş. Hani Erdoğan’ın, istişarenin önemini anlatan Şûra Suresi’nden bahsettiği kongreyi.. Kim diyor bunu? Talimatla yemin törenini boykot eden, talimatla TBMM’de hadise çıkartıp kitapçıklar fırlatan, talimatla Zafer Bayramı kutlamaya gitmeyen bir genel başkan... Kim için söylüyor? Davutoğlu için.. İl başkanlarından, ilçe başkanlarına, milletvekillerinden, Ak Parti seçmenine kadar (anketler yoluyla) herkesin fikri alındıktan sonra üzerinde mutabakata varılan Davutoğlu için.. Bir de CHP’ye bakalım mı? Sözümona istişare yaparak hazırlandıkları Cumhurbaşkanlığı seçiminde, adını kimsenin bilmediği ve bu süreçte kimsenin telafuz etmediği bir ismi dayatan Kılıçdaroğlu’ndan söz ediyoruz burada.. Tercihlerine itiraz eden seçmene “tıpış tıpış gidip oyunuzu bu adama vereceksiniz” diyerek açık kaynaktan talimat yağdıran bir Kılıçdaroğlu.. Sahiden biraz özeleştiri yapma vakti gelmedi mi?
•
DERSİM - ULUDERE
Aynı mülakatta Kılıçdaroğlu, BDP-HDP Hareketi’nin başındaki isim olan Selahattin Demirtaş’a, Erdoğan’ı alkışladığı için tepki göstermiş.. “elinde Roboski’nin kanı olan birini nasıl alkışlarsınız?” diye sormuş.. Uludere’de 34 vatandaşımızın hayatını kaybettiği o hadisenin de, tıpkı 1993 gizli darbe döneminde yaşanan (33 silahsız erin şehid edilmesi, Sivas-Madımak yangını, Başbağlar katliamı gibi) pek çok hadiseyle benzerlik taşıdığını anlayabilecek kadar siyaset bilgisi olan insanlar sanırım CHP’yi idare edenler.. Çünkü o mantıkla, Sivas Madımak için ‘Erdal İnönü’nün eline kan bulaşmış’ ya da Maraş için ‘CHP bu katliamın hesabını versin’ demek durumunda olmalılar.. Saçma geliyor değil mi? Saçma zaten.. Kendi siyasal iktidarları döneminde yaşanmış hadiseler bazen (çokça) o iktidarın sorumluluğunda değil bilakis o iktidara karşı yapılmış operasyonlardır. Ama madem çok istiyorsunuz, belirgin biçimde soralım; “.. siz Dersim’de, 1938’de yaşanan katliamın baş sorumlusu bir siyasi hareketin liderliğini nasıl yapıyorsunuz? Hem de bir Dersimli olarak.. Hem de bir kez olsun CHP Başkanı sıfatınızla Dersimlilerden özür dilemeden. Sizin adınıza özür dilemiş bir lidere çamur atarak üstelik de....”.. Bence bu kongrede teşkilatlardan sorumlu genel başkan yardımcılığına getireceği Mustafa Sarıgül ile problemsiz bir geçiş öncesi, nedamet getirmeye başlarsa Kılıçdaroğlu daha da büyür.. Koltuk zaten yüzde 60, yüzde 70 nispetinde gitmiş durumda.. Bari ismini kurtarsa.. Vedayı “Dersimli Kemal” olarak yapsa. Kalın sağlıcakla.