Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Nefes nefese

Nefes nefese

Dur durak yok.. Hükümet kuruldu, hükümet programı hazır.. Bu arada AK Parti 112. MKYK toplantısını Davudoğlu’nun başkanlığında yaptı. MKYK’da önemli bir değişiklik yok. Parti sözcüsü Beşir Atalay. Numan Kurtulmuş’un yerine Mehmet Muş, Salih Kapusuz’un yerine Öznur Çalık geldi..

1 Eylül’de Cemil Çiçek hükümet programının okunması için meclisi toplantıya çağırdı. Hükümet programı 14.00’de TBMM’de okunacak. 2 tam gün sonra hükümet programı üzerine müzakereler yapılacak, bir tam gün sonra da oylama..

Bu hesaba göre 4 Eylül’de hükümet programı görüşmeleri tamamlanacak ve 6 Eylül’de de saat 14.00’de güvenoylaması yapılacak.

4-5 Eylül’de CHP’nin kongresi var. Yani bir çakışma sözkonusu..

Aslında bir sorun yaşanmayabilir. Oylama 14.00’de. Öğle arası 12.00-13.30 değil de 13.00-14.30 arasına alınırsa, sorun kalmaz. Zaten oy kullanmak için de can attıklarını  sanmıyorum. Kaldı ki o saatlerde kongrede de oylama olacağından milletvekilleri ister kongrede oy kullanır sonra meclise gider, isterse daha sonra kongrede kullanır oyunu. Maksat iyi niyetli olsunlar.

AK Parti Grubu ve genel merkezi 62. Hükümetin programını tamamlıyor.

Bugün saat 10.00’da bakanlar kurulu var. 12.30’da parti grubu toplanacak. 

Genel kurulda Numan Kurtulmuş’un yemin etmesi bekleniyor.

 Parti sözcüsü Beşir Atalay’ın açıklamasına göre 7-8-9 Eylül’de torba yasa tasarısı görüşülerek yasalaştırılacak ve daha sonra meclis 1 Ekim’e kadar tatile girecek.

Tatil desem de Davudoğlu milletvekillerini rahat bırakmayacak sanırım. Olağan kongre için yerel kongre süreci başlayacak. Milletvekili seçimleri öncesi teşkilatların canlandırılması gerek. Partinin paralel yapıdan arındırılması gerek.. Aynı operasyon yerel yönetimlerde de gerçekleştirilecek. Milletvekillerinin araziye çıkıp tabanın nabzını tutması gerekecek.

CHP ve paralelciler için gelecek günler geçen günleri aratacak gibi..

Paralel yapı ile ilişkisi olanların da artık bir karar vermesi gerek.. 

Asya Finans için Modys’in verdiği derece, banka için sonun başlangıcı gibi.. Bankada hesabı olanlar paralarını almak için harekete geçmeleri halinde olacaklar belli.. Eğer geç kalırlar da TMSF bankaya el koyarsa, paralel yapı ile ilişkili olanların işi zor.. Zaten diğerlerinin de paralarını alabilmeleri için zamana ihtiyaç olacak. Para gelmiyor, giderler azalmıyor, aksine artıyor. Para trafiği durma noktasına geldi. Bu durumda çöküş kaçınılmaz. Arabasını satıp Asya Finans’a yatıranlar, yarın işinden olur, bir de alacağını da alamaz ise birçok kişi zor durumda kalabilir..

Cemaatin abilerinin, dün kendilerine himmet verenlerin ya da kendilerinin önünü açtıkları kişileri bu şartlarda, tehdit ve şantajla kontrol altında tutma çabaları da geri teper..

Birtakım kişiler bir hayal uğruna bu yapıyla, dini ya da menfaat veya bir başka saikle bu yapıyla bir şekilde ilişkiye geçmişlerse, pişmanlık duyanların geri dönüş yolları açık olmalı. Etkin pişmanlık bu kişiler için de işletilmeli. Bu yapı ile ilişki kurmuş olsalar bile, kripto ilişkiler için değillerse, kendilerine ait mal ve paralarına, hakkı ile elde ettikleri kariyerlerine, statülerine dokunulmamalı. Ve bu şahıslar cemaat içindeki kriptoların, tehdit ve şantajlarına karşı korunmalı.

Bir diğer konu da, tek bir cemaat yapısı yok. Başka cemaat ve grublarla da benzer ilişkiler kuruldu. Bu yapıların da sıkı bir şekilde takibi gerek.

Cemaat bu sevdadan vazgeçse, tabii vazgeçebilirse, projenin global patronları izin verirse, hem iktidar rahat eder, hem de kendileri.. Bu iş uzadıkça, bu işin bedeli daha ağır olacak..

Bu yapı deşifre olduğu için hiçbir başarı şansları yok. Projenin global sponsorları da artık destek konusunda daha ihtiyatlı davranacaklardır. Sponsor ülkelerde ve okulların bulunduğu ülkelerde bu proje iç politika tartışmalarına sebeb olur, ya da konu yargıya taşınacak olursa bu iş, bu yapı mensupları için çok daha vahim hale gelebilir..

Zararın neresinden dönülürse kârdır..

5 Mart 2014’de kurdistan24.org sitesinde Baki Gül imzalı bir haberde, “Fethullahçı iki kadın öğrencinin anlattıkları” başlıklı bir haber çıktı. Bu öğrencilere, bir yıl kadar önce, “Zaman gazetesinin trajı 1 milyonu aşınca hocaefendi Türkiye’ye dönecek” denmiş. 2014’de abone kampanyası başlatılıyor, “Sonsuz Nur” kitabı afişlere çıkartılıyor. Herkes bu kitaptan imtihan ediliyor filan. Cemaat ilahi bir sınava hazırlanıyor. “Şefkat tokadı” uyarısı yapılıyor.. 

7 Aralık gibi, 17 Aralık öncesi Zaman’ın tirajı 1.217.385 afişlere çıkartılıyor.. O Gülen röportajı ile bu tiraj 1.300.000’lere çıktı. Paralelcilerin beklentisi hükümet düşecek, Erdoğan ya hapse girecek, ya kaçacak ve Gülen Türkiye’ye dönecekti.

Süreç devam ediyor.. Nefes nefese bir süreç bu. Herkes cemaatin bu direnci ve gücünü konuşuyor. 

Bu cemaatin değil, malûm güçlerin gücü.. 

Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi