Zafer Üskül’ün Partisi!..
Keçiören’deki hadisenin gerçek boyutlarını geçtiğimiz çarşamba ortaya koymuştuk...
özetin özeti:
Keçiören’de 139 adet içki satışı yapılan yer var.
Bunlardan biri de, Eski CHP’li Meclis üyelerinden Pirfani Şahin’in oğlu Metin’e ait.
Belediye, Altınok’un Başkan olmasından çok önce (15.2.1990 tarihli Encümen kararıyla) bakkalların “23:00’te kapatacaklarını” hükme bağlamış...
Şahin ailesi, yıllardır bu duruma itiraz ediyor.
Bugüne kadar 27 dava açmış, “23:00’dan sonra da içki satabilmek” için.
Bunların 25’ini kaybetmiş, 2 dava da devam etmekte.
•
Böyle, gergin bir şekilde sürerken hayat...
Günün birinde...
Tam olarak tarihini de verelim; 7 Temmuz 2008’de...
Dükkan sahibi ve “23.00’ten sonra satış yapıldığını” tespit etiklerini söyleyen zabıta memurları arasında bir “sürtüşme” vuku buluyor...
Zabıta, “Bize saldırdılar, çivili sopayı ellerinden aldık” derken...
öbür taraf; “Atatürk İlke ve İnkılaplarına” karşı olanların saldırısına uğradıklarını filan öne sürüyor!..
Bu tartışmanın bir tarafında da, CHP...
O da...
Belediye’nin “Şeriatçıların” elinde olduğundan başlayıp, dükkan sahibinin “Alevi” oluşunu öne sürmek...
Ve mevzuu “laik-antilaik”, “Alevi-Sünni” gerginliğine dönüştürmek çabasında...
Bu da birkaç “oy”un hesabı!..
Ha bu arada; “alkol medyası”nın takındığı “kışkırtıcı tavra” da dikkat çekmiştik söz konusu yazımızda.
Efendim, olay soruşturulmakta... Son kararı da haliyle yargı verecek.
Lâkin şurası kesin ki;
Olayın Şahin ailesinin “Alevi” olmasıyla ya da “içki satmasıyla” alâkası yok!..
Dedik ya; ilçede 139 adet içki satışı yapılan yer bulunuyor.
Ve; 14 yıldır bu işi yapmakta olan Metin Şahin dahil, bunlardan hiçbiri ile zabıtalar arasında “bahse konu olaya kadar” herhangi bir “çatışma” vuku bulmamış!..
Görülüyor ki;
Ortada basit bir “dükkan açma-kapama” tartışması var.
Zabıtaya mukavemet ve orantısız güç kullanımı!..
•
Buraya kadar anlattıklarımızda “anormal” bir durum bulunmuyor.
Dükkan sahibi mümkün olduğunca geç kapatmanın ve dolayısıyla çok içki satmanın...
Keçiören’den Başkan çıkartma şansına sahip bulunmayan CHP de, meseleyi olmadık yerlere çekmek suretiyle birkaç oy kapmanın derdinde.
Keçiören Belediye Başkanı ise olayın meydana geldiği gün soruşturma açmak suretiyle üzerine düşeni yapmış oluyor.
Bu tespitlerle bitirecektim ki...
Gözüme, Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nun AK Partili Başkanı Zafer üskül’ün “acayip” teşebbüsü takıldı.
Bakar mısınız;?
Zabıta hakkında, Başsavcılığa suç duyurusunda bulunmuş Muhterem üskül!..
Böyle bir adımı atabilmek için ne gibi çalışmalar gerçekleştirmiş acaba?..
Bakın, ben ancak...
Bölgeye gidip, gün boyunca görgü şahitleriyle, taraflarla konuştuktan sonra kanaatlerimi yazabiliyorum...
Elinde, koskoca Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nun imkanları bulunan üskül ise, bölgeye bir heyet gönderip inceleme yaptırma zahmetine bile girmeksizin...
CHP’nin beklentilerine uygun olarak zabıta hakkında suç duyurusunda bulunuyor!..
Ortada iki tarafın farklı iddiaları var.
üskül’ün “her iki tarafı da dinledikten ve soruşturmanın tamamlanmasını bekledikten sonra” bir kanaate ulaşmaya çalışması gerekmez miydi?..
Bunu yapmadan zabıta hakkında suç duyurusunda bulunması, “tarafgirlik” ve de “yargısız infaz” değil midir?..
Efendim,
Hatırlayacaksınız:
Adana’nın Kozan İlçesi’nde “Kompozisyon” dalında ödül almak için sahneye çağrılan Tevhide Kütük adlı öğrenci, başörtülü olmasından dolayı kendini bilmez bazı kamu görevlileri tarafından “hakaretlerle” sahneden indirilmişti.
ülkeyi ayağa kaldıran bu menfur hadiseyle ilgili olarak, “Ne yapacaksınız?” sorusu yöneltildiğinde...
Kameralara bakarak, “Bu konu şu anda gündemimizde değildir!” diyebilen işte bu AK Partiliydi...
Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer üskül!..
Yine...
Kartel gazeteleri, hiçbir belgeye ve görüntüye dayanmaksızın İstanbul Beylikdüzü’ndeki bir camide imam olarak görev yapan Hasan Hakyemez’in “çalışan kadın muhakkak eşini aldatır!” dediğini iddia ettiğinde...
Müftülük tarafından açılan soruşturmanın tamamlanmasını beklemeden, “İmamın en ağır cezaya çarptırılmasını” isteyen de aynı üskül’dü!..
O “yargısız infaz” da, bu “AK Parti önde geleni”ne aitti!..
Ve yine hatırlayacaksınız;
AK Parti adlı “muhafazakar” oluşumun bu ilginç önde geleni, Ankara’daki “Eşcinsel toplantısına” gitmekle kalmamış...
Karşısına aldığı lezbiyen, gey, biseksüel, travesti, transseksüel (LGBTT) takımının faaliyetlerini “serbestçe icra edebilmelerinin” garantisi olarak “kendilerini” göstermişti!...
Aynı isim şimdi de...
Zabıtayla içki satan dükkan sahibi arasındaki “sıradan” bir kavgayı “mezhep çatışmasına” dönüştürmek isteyen CHP’ye en ufak bir tepki göstermeksizin...
Birbirinden şikâyetçi olan taraflardan sadece biri hakkında “suç duyurusunda” bulunuyor!..
Ne diyorum biliyor musunuz;?
öyle AK Parti’de kalıp “tepkilerle” uğraşacağına...
Bir parti kursa ne iyi olur, Zafer üskül...
Bütün “ayyaş”ların...
Bütün “eşcinsellerin...”
Ve de...
“Yargısız infazcıların” oyunu alır!..
Bütün bunların toplamı ne kadardır bilemem de...
Şüphesiz;
“Yaşar Nuri’ninkinden” fazladır!..