Serdar Arseven

Serdar Arseven

Yine olmadı Sayın Bahçeli!..

Yine olmadı Sayın Bahçeli!..

MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı yemin merasiminde “olumlu” bir tavır ortaya koydu ya…

Bazı kardeşlerimiz, hemen “Gördün mü bak!” dedi;

“Sayın Bahçeli, aziz milletimizin mesajını –bunca hezimetten sonra- nihayet aldı. Bu tavrını sürdürürse hem ülkesine hem de partisine büyük katkılarda bulunur.”

Bu hava içinde bazı AK Parti önde gelenlerinin de MHP’ye sıcak mesajlar gönderdiğini, O’nu“Rakılı Kurultay Partisi”nin başındakindenayrı bir yere koyduğunu gördük.

Ne yazık ki…

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun sergilediği nezih tavırlara, “musafaha”ya, “sıkılı yumruk”la karşılık verdi Sayın Devlet Bahçeli.

Ayıp etti!..

Sayın Ahmet Davutoğlu gibi nezaketiyle taraflı tarafsız hemen herkesin takdirini toplayan bir“Millet Adamı”na dünkü basın toplantısında öyle çirkin yakıştırmalarda bulundu ki, müsaadenizle tekrar etmek suretiyle bu yazının evsafına zarar vermiş olmayayım.

O çirkin yakıştırmaların Sayın Ahmet Davutoğlu’nun “irade” ortaya koyabilme gücüne yani şahsiyetine saldırı niteliğinde olduğunu belirtmekle yetineyim.

Burada elbette, umduğunu bulamamaktan kaynaklanan sıkıntının dışa vurumu var.

Bekliyorlardı ki, AK Parti’de büyük bir “nefsi” mücadele baş göstersin.

AK Parti çatlasın ve CHP ile “kriz koalisyonu” kurabilmek için fırsat çıksın..

Sayın Devlet Bahçeli’nin bir ara Sayın Abdullah Gül’ü “başka şeyler” yapmaya davet eder bir konuşma yaptığını, Sayın Gül’ün ise bu tavra Sayın Erdoğan ile aralarında kardeşlik bağının kopmazlığına vurgu yaparak karşılık verdiğini unutmayalım.

Sayın Genel Başkan, başarıyı birilerinin “bölünmesinde” değil, kendi icraatlarında aramalı.

Ne var ki, MHP Genel Merkezi fedakâr ve cefakâr tabanının üstün gayretlerine “yakışır”dinamizmi ortaya koymaktan çok uzak.

Resmi sitelerindeki araştırma raporlarına bir bakın; “Adalet” konusundaki en son raporları –bile- taaa “2005” tarihinde hazırlanmış!..

Diğer alanlara dair raporları da bayat.

Onca imkanı kullanan ve en önemlisi de son derece dinamik bir tabanın başında bulunan bir Genel Merkez böyle mi çalışmalı?..

MHP Genel Merkezi’nin hangi alanda ne gibi bir projesi var?..

Ya hatırlayın Allah Aşkına; Refah Partisi Meclis dışında olduğu dönemde bile ne muazzam projelerle gündeme gelirdi Rahmetli Erbakan Hoca öncülüğündeki o güçlü ekibiyle.

O hareketten cumhurbaşkanları, başbakanlar çıktı; ne büyük hizmetlere damga vuran bakanlar çıktı, belediye başkanları çıktı, akademisyenler, bürokratlar çıktı…

Peki MHP Genel Merkezi bu haliyle “itham”dan “hakaret”ten başka ne üretiyor?

Tefekkür, lütfen tefekkür!..

DAVUTOĞLU’NUN İRADESİ

Sayın Ahmet Davutoğlu’nun “iradesi” konusunda en küçük bir tereddüt yok.

Yeni Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakanı Ahmet Davutoğlu en küçük bir nefsi çekişmeye girmeksizin bu güzel ülkenin önündeki “engellerin” kaldırılması için yürek yüreğe çalışmaya devam edeceklerdir.

Daha ilk günlerdeki tempoyu görüyorsunuz; sabah namazıyla başlayan çalışmalar, “Terleyen Cumhurbaşkanı ve terleyen Başbakan” ikilisinin bu ülkeyi Allah’ın izniyle nerelere taşıyacağının sinyallerini veriyor.

Öte yanda, bu Aziz Millet’in seçimler boyunca verdiği mesajı alamamış bir muhalefet bloğu var.

Bir tarafta sözde “sağ” vesayetçiler ve öte tarafta sözde “sol” vesayetçiler.

Sayın Bahçeli, Muhterem Efendim:

Eski defterleri karıştırmayalı nice vakit oluyor.

Dedik ki, “Bir vakitler yapıldı bir takım işler. İkide bir gündeme getirmeyelim!”.

Öyle dedik ama…

Dünkü basın toplantısında söyledikleriniz –kusura bakmayınız ama- hatırlatmaya mecbur etti beni: Müteveffa Ecevit ile koalisyon ortağı olduğunuz dönemde MHP’li Devlet Bakanı Sayın Sadi Somuncuoğlu’nun Cumhurbaşkanlığına aday olmasının hangi yöntemlerle engellendiğini o günleri yaşayanlar nasıl unutabilir?..

Bir MHP’li Devlet Bakanı’nın, hem de akçeli işleri bol olan bir Devlet Bakanlığı’nı teslim edecek kadar güvendiğiniz bir Büyük Ülkücü’nün Cumhurbaşkanı adayı olmasına niçin karşı çıktınız?..

O günlerde Mütefeveffa Ecevit’in bu konudaki “iradesi” ne yöndeydi?..

Bunları hepimiz biliyoruz değil mi efendim!

Bir de…

Adı “İthal Bakan”a çıkmış olan Kemal Derviş’i kabinenize alma işine çok mu gönüllü idiniz?..

Ben iddia ediyorum; Kemal Derviş’in o pozisyona getirilmesine “gönül rahatlığı” ile “evet” demediniz.

Başka “faktörlerden” dolayı “evet” demek durumunda kaldınız. Aksini söylerseniz, hiç tereddütsüz özür dilemeye hazırım!..

Bu “irade” meselesini hiç uzatmasak Sayın Bahçeli!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi