IŞİD Üzerinden Yeniden Yapılanma
Arap Baharının soğukluğuna temkinli yaklaştığım gibi, Ortadoğu’nun yeniden yapılanmasında rol kapan IŞİD örgütüne de şimdilik temkinli yaklaşıyorum. Örgütü kimin kurdurduğundan ziyade şu anda ne yapmak istediği önemli.
IŞİD gerçekten halife devleti kurabilecek mi?
Veya bölgede kalıcı mıdır?
Bu soruların cevabını zamana bırakacağız.
Şunu biliyoruz, ABD her kurdurduğu örgütü işi bittiğinde imha eder, edemezse cebelleşir.
IŞİD ile başa çıkamadığı, veya bir başka hesapları olduğu belli ki NATO taraftarlarını koalisyona çağırıyor.
Adı koalisyon, aslında her zaman yaptığı gibi Türkiye’yi yeni bir örgütle kapıştırarak kenara çekileceği kesin.
Umarım, Davutoğlu hükümeti bu oyuna gelmez.
Her bulaştırdığına müttefikleri de bulaştırmak işi ucuza getirme politikasıdır.
Onun askeri pahalı seninki ucuz.
Bir kere bakmak lazım, bu örgütleri kim kurduruyor? Hem kurduruyor hem de nimetlerinden istifade ediyor. Değilse, örgüt militanlarının değil silah alma, evlerinde bile ekmek alacak paraları yok, her birisi dökülüyor.
Örgütlerin desteğinde Yahudi sermayesi var.
Türkiye’deki Yahudi cemaati, Yeni Akit’in yazarı Faruk Köse kardeşimizin yazdıklarından rahatsızlık duyduğunu dile getirse de İsrail’e yardım ve yataklık etmediklerini mertçe çıkıp söylesinler.
ABD ile diğer ülkelerdeki Yahudileri saymıyoruz, İsrail’in giyeceği ile yiyeceği yanında muhtaç olduğu sermayesini temin edenlerden birisi de İstanbul Yahudi esnafıdır.
Tabi ki yapanlar var, yapmayanlar var.
Yahudi’dir diye kimsenin kimseye kara kaşında kara gözün var demeye hakkı yoktur.
Hele de “köleleriniz kardeşinizdir, onlara yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin” diyen bir dinin mensuplarına atılan antisemitizm iftirasına kimseler inanmaz…
O bakımdan, yazdıklarımızı doğru anlamak lazım.
Gazze’yı ve de her Allah’ın günü Kudüs’teki Müslüman halka yapılanları bilmek lazım.
Soralım bakalım, PKK’ya giden silahlar nereden geliyor?
IŞİD örgütüne kim silah satıyor?
Hem terör listesinde, hem de el atından silah satmak iki yüzlülük değil mi?
Ne diyor ABD? “Kara harekatına askerimi sokmam.”
Beyaz adam akıllı, maşa varken elini ateşe neden tutsun…
Sömürünün kuralı öyle; sen Kore’de şehit düşeceksin, o kazanacak.
Suriye Esed gibi bir katilin elinde perişan olurken ona neden müdahale etmezler?
Gazze katliamına neden kayıtsızlar?
Irak olunca petrol kokusuna dayanamayarak hemen kılıçlarını çekiyorlar.
Durduk yerde peyda olan IŞİD hem PKK’yı, hem de peşmergeleri önüne katarak sürmesi gerçekten düşündürücü.
Devlet olarak yapamadığımızı IŞİD nasıl yaptı?
Yoksa çivi çiviyi mi söküyor.
Yoksa ABD’nin açıktan PKK’ya silah yardım etmesi oyunun bir başka perdesi mi?
PKK hani terör örgütü idi?
Şimdi de bu örgüte Türkiye’nin silah yardımı yapması isteniyor.
Görüyorsunuz nerden nereye geldik.
Bu aşamada bırakalım, çivi çiviyi mi söksün, yoksa, NATO ittifakı diyerekten aynı kayığa mı binmeliyiz?
Libya olayında NATO’ya uyduk, ama yalnız kaldık.
Şimdi de aynı delikte ikinci sefer sokulma yerine ülkenin menfaatine göre işimize geleni mi yapmaya çalışmalıyız?
Yaptırmazsalar da, en azından dik duralım ki enayi olmadığımızı anlasınlar.
Elin oğlu seni yıllardır kalbinden vuran terör örgütlerine yardım ediyor.
Sana gelince, Suriye’deki direnişçilere yardım gidiyor diye Paralel Yapının maşası cemaatleşen kadrolar giriyor devreye. Övünme vesileleri; vatana millete hizmetmiş, fırsat doğarsa bir daha yaparlarmış.
Vay gafiller vay... Hizmetmiş, İsrail menfaatine casusluk desenize.
Bu yüzden altını çizerek vurguluyorum:
Türkiye bölgede aktif rol oynayacaksa kime yardım etmesi veya kimlerle işbirliği yapması tamamen menfaati icabıdır.
Bunun şartları olur da kuralı olmaz.
Keyfinden söylememişler:
“Düşmanımın düşmanı dostumdur.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.