D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Yaylalar yaylalar!

Yaylalar yaylalar!

CHP’yi diriltmek mümkün mü?

Bir ölüden bahsettiğimiz yeterince açık. CHP, tek parti, devlet partisi olmak için kurulmuştur. Tek parti olmaktan çıktığında da ölmüştür, başka bir düzlemde yaşadığı farz edilmiştir.

Mustafa Kemal Paşa bir gün....

Bu bir masal başlangıcı değil! Paşa bir gün, o güne kadar her türlü farklılıklara rağmen ortak bir hedefe yürüyen Büyük Millet Meclisi içinde bir grup kuruyor: “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-yı Hukuk Grubu”... 10 Mayıs 1921...

Ertesi gün de bu grubun başkanlığına seçiliyor. Paşa’nın yayınladığı bir liste var. Sanmayın ki bu liste, görüşülerek, konuşularak, mutabık kalınarak hazırlanan bir listedir. Paşa, yakın adamlarını ve listesinde olması halinde prestij sağlayacak isimleri bir araya getirmiş. Nitekim Mehmed Âkif gibi, Hacıbayram şeyhi Şemseddin Efendi gibi isimler, kendiliklerinden grubun dışında kalmayı tercih ediyorlar.

Bu gruba “Birinci grup” denir!

Birinci grup “ikinci grub”un oluşumunu mecburiyet haline getiriyor! İkinci grubun önde gelen isimlerinden Hüseyin Avni Bey’in Paşa’nın bu ayrımcı davranış hakkında yorumu şöyle:“Meclis’teki bütün meb’uslar zaten kurulan grubun programını oluşturan esas maddelerin gerçekleşmesi için çalışmaktadır. Böyle bir grubun kurulması Meclis’te bu gayeye aykırı çalışanların olabileceği intibaını doğurmaktadır.”

Meclis’in başkanı, aynı zamanda icranın başında bulunan Mustafa Kemal Paşa’nın grup kurması nasıl açıklanabilir? Kendi gücünü, otoritesini, düşüncesini Meclis’te teşkilatı kullanarak hâkim kılmak... Nitekim bunun için bir komite de oluşturuluyor. İşte CHP’nin kuruluş süreci buralardan başlıyor. “Biz tek gruptuk” diyen “öteki”lere, “hayır senin işin zafere kadar! Savaşırken beraberiz, yönetirken yoksunuz” denilmek isteniyor. Nitekim zaferden sonra Paşa bir “fırka” yani parti kuracağını açıklıyor. Birinci Meclis feshedildikten sonra Paşa Grup adına ikinci Meclis’in seçimini kontrol altına alıyor. İkinci seçmenlere grubun ve Paşa’nın adaylarından başkasını seçmeyeceklerine dair taahhütname imzalatılıyor...

İkinci Meclis Paşa’nın kendi eliyle seçtiği vekillerden (biri hariç) oluşuyor ama, dikensiz gül bahçesi olmuyor. Çünkü Paşa’nın grubu kendi otoritesini pekiştirmek için kullandığını, partileşmenin de bunun için olduğunu gören Millî Mücadele’nin önder kadrosu içinde olanlar Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kuruyorlar. Halk Fırkası bundan sonra öteki partiyi tasfiye ediyor ve “Cumhuriyet Halk Fırkası” oluyor.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin milletin iradesi yerine seçkinlerin iradesini hâkim kılan devlet partisi, devleti yöneten parti olması 1920’lerin, 1930’ların vakıası. 1940’larda bu gidişe son veren müdahale dışarıdan geliyor. Savaşın dünya hâkimi yaptığı ABD Türkiye’nin “Milli Şef”ine telkinde bulunuyor: Demokrasiye geç!

Paşa dünya sisteminin rağmına koltuğunda kalamayacağını bildiği için bu talebe olumlu cevap veriyor. Türkiye’nin demokrasi tarihinde CHP’nin seçimle tek başına iktidar olduğu vaki değil, olması da mümkün değil. Çünkü safrası fazla. Safraları atarak uçabilirdi belki. Fakat bu baştan olmadı, sonra da rejim muhafazakârlığına sığınıldı. Şimdi çaresizlikten sağa sola el uzatıyorlar. Denize, hem de Karadeniz’e düşmüşler! Fikir, program, proje ortaya koyacaklarına şahıslardan medet umuyorlar.

Parti arızalı, el attıkları isimler arızalı olmasa onlarla ne işi olur?

“Karadeniz yaylaları on beş doktora bedel” ama “bu CHP’nin hali ne olacak” diye düşünen de doktor olunca, yaylada da olsa sağlıklı sonuca varılamıyor!

Tabip tedaviye muhtaçsa, yapacak pek fazla bir şey yok!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi