Ahmet Varol

Ahmet Varol

Suriye Direnişinin Büyük Kaybı

Suriye Direnişinin Büyük Kaybı

Baas zulmüne karşı verilen mücadelede önemli rolü olan Ahraru’ş-Şam (Şam Özgürleri) hareketinin liderlerine karşı düzenlenen saldırı neticesinde hareketin emiri Hassan Abbud başta olmak üzere ileri gelen liderlerinden ve askeri komutanlarından birçok kişi şehit edildi. Yüce Allah’tan, O’nun yolunda şehadeti gaye edinerek zulme direnen bu kardeşlerimizin şehadetlerini kabul etmesini, amellerini en güzel şekilde ecirlendirmesini, mekânlarını cennet eylemesini diliyorum. Kardeşlerimizin yakınlarına, Suriye halkına, zulme karşı direnişi kararlılıkla sürdüren tüm kardeşlerimize ve bütün ümmete de başsağlığı diliyorum.

Verilen haberlere göre saldırı, Şam’ın kuzeyindeki İdlib vilayetinin kırsalında Rem Hamdan bölgesinde, hareketin ileri gelenlerinin bir toplantı halinde olduğu sırada patlayıcı yüklü kamyonla gerçekleştirildi.

Saldırıda Baas zulmüne karşı verilen mücadelede sıkça adını duyduğumuz ve Ebu Abdullah el-Hamevi lakabıyla tanınan değerli dava önderi Hasan Abbud’un yanı sıra hareketin siyasi ve askeri yetkililerinden kırk beş kişi şehit oldu. Saldırıda sivillerden de birçok kişinin hayatını kaybettiği haber verildi.

Saldırıdan sonra olay yerine giderek inceleme yapan basın mensuplarının verdiği bilgilere göre hedef alınan direniş önderlerinin düzenlediği toplantının yerin altında çok korunaklı bir mekânda yapılıyor olması sebebiyle patlayıcı yüklü aracın toplantı mekânına giremediği ancak saldırıda zehirli kimyasal maddelerin kullanılması suretiyle bu katliamın gerçekleştirildiği tespit edildi. Yapılan incelemelerde şehitlerden birçoğunun cesedinde hiçbir patlayıcı izine rastlanmadığı, tamamen kimyasal gazların etkisiyle öldüklerinin tahmin edildiği haber verildi.

Saldırının vuku bulduğu yere kadar giden basın yetkilileri toplantının yapıldığı mekânın herhangi bir patlayıcı yüklü araçla hedef alınmasının tamamen imkânsız olduğunu, çünkü yerin altında bir tünelin içerisinde toplantı yapıldığını dile getirdiler. O yüzden hedef alınan noktayı bizzat görenler katliamın kimyasal maddelerle gerçekleştirildiğini kesin gibi görüyorlar. Kimyasal maddelerle katliam yapılmış olması ise saldırının arkasında Baas rejiminin olması ihtimalini güçlendiriyor. Suriye’deki direnişin bazı ileri gelenleri de saldırı hakkında yaptıkları yorumlarda kullanılan malzemeleri ve toplantı mekânının tespiti konusunda rejimin istihbarat teşkilatının rolünü göz önünde bulundurarak arka planda Baas’ın yer alması ihtimalinin yüksek olduğunu dile getirdiler. Fakat “gulat (taşkınlar)” olarak niteledikleri ve hâkimiyet alanlarını genişletmek için direnişe karşı savaştıkları bilinen güçlerin işin içinde olabileceği ihtimalini de dile getiriyorlar. Ahrâru’ş-Şâm’ın IŞİD’in politikalarına karşı durması ve itidal çizgisinde hareket etmesi sebebiyle de böyle bir ihtimale dikkat çekiliyor. Perde arkasında rejim istihbaratıyla taşkınlar arasında bir işbirliği ve ortak komplo düzenlenmiş olması da ihtimal dışı değil.

Saldırı esnasında hareketin önde gelen siyasi ve askeri yetkilileri bir araya gelmiş Şura Meclisi toplantısı yapıyorlardı. O yüzden toplantıda hareketin askerî komutanı Ebu Talha ile beraber Halep, Rakka, İdlib vilayetlerinin komutanları başta olmak üzere birçok üst düzey askerî yetkilisi de mevcuttu.

Saldırıda hedef alınan direniş liderlerinin yönettiği Ahrâru’ş-Şam hareketi Suriye’de zulme karşı mücadelenin saflarının birleştirilmesi amacıyla 2013 sonuna doğru İslâmî Cephe adıyla bir ittifak oluşturulmasına öncülük etmişti ve bu cephenin ana unsurları arasında yer alıyordu.

Hareketin lider kadrosundan önemli şahsiyetlerin şehit edilmesi onu bitirmiş ve direniş yolundaki ilerleyişine son verebilmiş değil. Hareketin yayınladığı bildiriye göre Hassan Abbud’un yerine Ebu Cabir lakabıyla tanınan Haşim eş-Şeyh genel komutan (emir) olarak belirlendi. Askerî kanadın komutanlığına da Ebu Salih Tahhan atandı. Bildiride hareketin hak yoldaki mücadelesini kesintisiz bir şekilde ve bütün kararlılığıyla sürdüreceği ifade edildi. Açıklamada hareketin fedakâr lider kadrosunun şehit edilmesinin onun zulme karşı verdiği mücadeleyi zayıflatmayacağı, tam aksine tüm ülkenin zulmün saltanatından kurtarılması için daha katı bir mücadeleye sevk edeceği vurgulandı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Ahmet Varol Arşivi