İğne Deliğinden Deve Geçiren Babadağlılar
Bir memlekette kim insanlık için taş üstüne taş koysa, maddi ve manevi karşılığı hem bu dünyada hem ahirette önüne gelecektir.
Kim de bu milletin ekmeğini yediği, suyunu içtiği ve her türlü şekilde barındığı halde ihanet ederse hem halktan hem Hakk’tan maddi manevi karşılığını alacaktır.
İnsanlara ve diğer canlılara iyilik için, yol üzerindeki bir engeli kaldıran her insan, mayası sağlam insan demektir. Çünkü kendi adına değil, insanlık adına yapmıştır.
Mesela Babadağ’ın sırtını yasladığı dağda, keçiler bile yürüyemezken, hükümet oralara yollar yapmış, elektrik götürmüş, bağlar bahçeler kurulmasını sağlamış.
Bu sebeple Babadağ’daki taş üstünde tahta tezgâhlarıyla rızıklarını kazanan ve rızık dağıtan insanların geçmişlerine şahitlik edince çok heyecanlandım.
…………..
Babadağ’ın sevilen ve sayılan, sadece ilçesinde değil, Denizli ve havalisindeki pek çok hayır işlerinde maddi manevi emeği olan Hacı Ahmet Kundak heyecanlandıranlardan birisiydi.
Şimdilerde ise beş katlı büyük bir Kur’an Kursu inşa ettiren Hacı Ahmet Kundak’ın önderliğinde icra edilen “Keşkek” günü münasebetiyle, Babadağlıları yakından tanıyınca bir de şunu gördüm.
Parasıyla kabadayılık yapanlar, meğer başkalarının parasıyla yapıyorlarmış. “El emeği göz nuru ve alın terini” kendisine sermaye edinenler mütevazı oluyorlarmış.
Nereden gelip nereye gittiklerini iyi bilen bu insanlar, her türlü mal varlıklarına rağmen; topraklarına, memleketlerine, akrabalıklarına ve dostluklarına sıkı sıkıya bağlılar.
Şehri ilk görünce aklıma şu söz düştü: “Taş üstünde evler, acep ne yer ne içerler.”
Ekmeğin aslanın ağzında olduğu bir yer değil, Aslan’ın bile yiyecek bulamayacağı bir yer. Galiba çok abarttım. Hayır abartmadım.
Babadağlıların, muhanete muhtaç olmadan, direk rızık sahibine olan inançlarından kaynaklanan; azim, gayret ve heyecanlarını gözlemledim.
…………
Babadağlılar “iğne deliğinden deve geçirmişler.” İğne deliği hikâyesini anlatalım.
Seksenli yılların ikinci yarısında, Kahramanmaraş şehrimizin istiklalini anlatan bir sinema filmi yapılmıştı.
Filme emeği geçenlerin içerisinde benim de hatırı sayılır katkım vardı. Filmin bir sahnesinde Kahramanmaraş’ın istiklaline dair tüm umutların kaybolduğu haberleri geliyordu.
Her kayıp haberi geldiğinde, cepheleri koordine eden komutan, sürekli dayanma ve mücadele emri veriyordu.
Savaş öyle bir hal almıştı ki, artık son cephe düşmek üzereydi ve son haberi getiren cephe komutanı Halil Bey;
-“Efendim siz bize iğne deliğinden deve geçirtmeye çalışıyorsunuz, hiç iğne deliğinden deve geçer mi?” demişti.
Cevap şu olmuştu;
-“Geçer Halil Bey oğlum geçer. İnsan isterse iğne deliğinden deve de geçer, dünyada geçer.”
…………….
Babadağlılar da rızık arama ve kazanma mücadelesinde iğne deliğinden deve geçirmişler.
Bugünkü nüfusu 4000 civarında olan Babadağ’dan Türkiye’de ve dünyada binlerce iş adamı varmış.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.