Malûm 28 Şubat’ta Merhum Başbakan Erbakan’ı devirmekte kullanılan bir “beşli çete” vardı.

O beşliden biri de o zamanın “TÜSİAD”ıydı.

“Muhtar bile olamaz!” dedikleri Recep Tayyip Erdoğan, dün Cumhurbaşkanı olarak hitap etti TÜSİAD üyelerine…

“TÜSİAD”çılar tarafından alkışlanan vurguları müthişti: “28 Şubat darbesi halkın oyları ile başa gelmiş hükümeti yerinden etmiştir. Gücü elinde olan bir darbe koalisyonu‘Hükümet devrilecek!’ dedi ve maalesef çeşitli ayak oyunları ile halkın seçtiği kadro iktidardan uzaklaştırıldı. Bu durumun bedelini halk ödedi. Ekonomideki göstergeler altüst oldu. Faizler tavan yaptı, enflasyon aldı başını gitti. IMF ile çok yüksek faizli anlaşmalar yapıldı. Bu çok ufak bir azınlığı memnun etti.”

Orada Gezi Olayları’nın “çapulcusu” olmakla övünen “İşadamı” Cem Boyner de vardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan o ortamda dedi ki:

“Ağaç dediler, çevre dediler, park dediler günlerce sokakları yağmaladılar. Başbakanlığım dönemimde 2 milyar 300 milyon fidan, 700 milyon da ağaç diktik. Bunların asıl amacının ne olduğunu şimdi görüyoruz. Gezi olaylarında biz dik durmasaydık bugün çok farklı bir Türkiye’de yaşıyor olacaktık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜSİAD YİK toplantısında 28 Şubat, Gezi, 17 ve 25 Aralık“ihanetlerine” dikkat çekti.

Payını alan aldı!..

Konuşmanın sonunda bütün salon alkışladı.

Aferin alkışlayan TÜSİAD’çılara!..

YÜREĞİN YETİYORSA KEMAL EFENDİ!..

Hareketli günler…

Canlı yayında dedik ki;

“Kemal Kılıçdaroğlu yine zırvalamış: 

- Başbakansanız gereğini yapınız. Başbakan iseniz göreve başlayınız!..

Kemal Efendi!!!

Madem, Sayın Ahmet Davutoğlu’nu o kadar “hafife” alıyorsunuz…

Çıkınız ortaya ve “Ey Davutoğlu” deyiniz:

‘2015 Haziran’ında birinci olamazsam siyaseti bırakıyorum.’

Hadi siz de yüreğiniz yetiyorsa bunu söyleyin.

Birinci olamazsanız siyaseti bırakacağınızı ilan edin, yüreğiniz yetiyorsa!”

•

Şu Kemal Kılıçdaroğlu!..

Bir yandan “Şu Kemal Kılıçdaroğlu iyi be” diyorum;

“İstikrarın devam etmesi için CHP’nin başında çapı bu kadar olan bir genel başkanın durması lâzım!..”

Öte yandan da şöyle düşünüyorum:

“CHP’nin başında sözünün ağırlığı olan bir genel başkan olsa, ciddi eleştirilerde bulunan, projeleri, eserleri olan bir genel başkan olsa… Ülkemin yararına değil mi?”

•

Bakın şu Kemal Kılıçdaroğlu’nun son marifetine;

Gayet ateşli bir mektup yazmış, tam “Evlerine ateşler salsın!..” kıvamında…

Rüyasında mı görmüş ne yapmış, öfkeleri “ikiye katlamış” beyefendi:

“Sayın Başbakan sizi peşinen uyarıyorum!”

- Yüksek rakımlı tepede oturan beyefendinin Türk bankalarından birisini hedef alan ve açık suç oluşturan sözleri karşısında sessiz kalıyorsunuz. 

- Böyle bir keyfilik mali sistemin ortasında pimi çekilmiş el bombası bırakmaya benzer.

- Bu oyunun kazananı olmaz, herkes kaybeder.

- Türk ekonomisi bankacılık kesiminde bugünkünü andıran bir dedikodu ve karalama kampanyasının bedelini ağır ödedi.

- 25 banka battı, milli gelirin üçte biri kadar zarar edildi!

- Eğer “Başbakan iseniz” lütfen gereğini yapın.

- Hedefteki bankada sorun varsa, yasal çerçevede kalarak çözün.

- Yok, sorun bankada değil, yüksek rakımlı tepenin sakinindeyse, kendisini önce bir sükûnete davet edin. O beyefendiye sorumsuzluğunun size ve Türkiye’ye ödeteceği bedeli de hatırlatın.

- Bankayı, sermaye piyasasındaki yerli ve yabancı yatırımcıyı tedirgin ve mağdur edenleri, kanunun açık hükümlerine göre cezalandırın.

- Tavsiyem bunları yapın ve “Başbakan olarak göreve başlayın.”

Kolay gelsin.”

•

Gazze’de Müslümanlar soykırıma tabi tutulurken neredeyse gıkını çıkartmayan Kemal Kılıçdaroğlu, Bank Asya meselesine ne büyük önem vermiş böyle!

Yazdığı metinde, “Servis” yani “Hizmet” kıvamı var, o taraftan eline verip vermediklerini bilemem ama kıvam böyle.

Kılıçdaroğlu Pensilvanya’ya “biat” etmişe benzer, ya da “efsunlanmış”a!..

•

Mektup “servis değilse” ya da “rakı masasında” hazırlanmamışsa, bu memlekette 25 bankanın battığını hatırlatmanın gereği ne!

Kılıçdaroğlu!

Kemal Kılıçdaroğlu!..

O bankaların batırıldığı dönemin Başbakan’ı sizin “Lider”lerinizden Bülent Ecevit idi.

CHP’nin eski ve de “Efsane” Genel Başkanı Bülent Ecevit’in Başbakan, “Ekmel projesi”nden ortağınız Devlet Bahçeli’nin de Başbakan yardımcısı olarak görev yaptığı dönemin faturasını, bu hükümete mi çıkartıyorsunuz!..

Oh ne alâ, memleketi sizin zihniyet batırsın bu zihniyet kurtarsın…

Çıkın günün birinde ya da “çıkartılın”,  sizin zihniyetin batıklarının faturasını bu zihniyete yükleyin!..

•

Size bile yakışmıyor bu kadarı!..