İnadı İman Haline Getirmek
Şimdiye kadar hiç gerçek şeytan görmedim. Normal insanların da görebileceğini sanmıyorum.
Normal insanlardan kastım;
Ruhunu kirletmemiş, çirkinleştirmemiş, akli melekelerini yitirmemiş, kendi içinde başka, toplum içerisinde ise “riyalı, yalanlı, iftiralı, dedikodulu, mış, miş” gibi her türlü söz kılığına girerek, karşısındaki insanlara aldatmayan bir “insan” işte.
Bir fert düşünün ki, IŞİD terör örgütünün elinden kurtarılan insanlarımızın selamete çıkmalarına, ailelerine kavuşmalarına, memleketlerine dönmelerine tahammül edemiyor.
Bu nasıl bir insaf sahibi, nasıl bir iz’an sahibi olmaktır. Bu nasıl bir kalp ve yürek taşımaktır. Velhasıl bu nasıl bir “insan” olmaktır.
Oysa biz, son dinin mensupları olarak, kadim değerleri olan bir medeniyete sahibiz.
Namusumuz, inancımız, vatanımız, milletimiz, insanlığımız, kardeşliğimiz, komşuluğumuz, ailemiz, şerefimiz, haysiyetimiz, mutluluğumuz, asli mensubiyetlerimizdir.
Diğer dünya devletleri arasında bizim kadar derin bir medeniyet ve kültür krizi yaşamış çok az ülke vardır.
Çalınan bu değerlerimizi bir istiklal mücadelesi vererek kazanmaya başladığımız sırada böylesine kutlu bir yürüyüşe engel olmaya kalkmak, hangi akılla izah edilebilir.
……………..
Cahiliye dönemindeki insanları şimdi daha iyi anlıyorum. Ebu Cehil’i, Ebu Leheb’i. İkisi de inatlarının kurbanı oldular.
Bayrak şairimiz merhum Arif Nihat Asya’nın dediği gibi Ebu Cehil kıt’alar dolaşıyor. Ne diyor bayrak şairimiz;
“Yeryüzünde riyâ, inkâr, hıyanet
Altın devrini yaşıyor...
Diller, sayfalar, satırlar
“Ebu Leheb öldü” diyorlar.
Ebû Leheb ölmedi, yâ Muhammed
Ebû Cehil kıt’alar dolaşıyor!”
……………
Tam da dünya devleti olunmaya başlandığı ve İslam âlemi başta olmak üzere, diğer dünya milletlerine; “600 yıl önce kaldığımız yerden devam” denildiği ve birliğimizin, beraberliğimizin zirveye tırmandığı bir sırada neler yaşıyoruz.
Elbet bugünler de geçecek. Dünya sahnesine gelmiş ve gelecek her şey fanidir. Dünyanın başlangıcından bugüne kadar fani olmayan hiçbir şey görülmemiştir.
Hangi dinden, dilden, ırktan olursa olsun, tüm dünya insanlığı bu faniliğe inanmakta ve kabul etmektedir. Aksi görülmemiş ve bilinmemiştir.
Hatta en çok inananlardan birisi de hakiki şeytandır. O bile Allah’tan kıyamet gününe kadar müsaade istemiştir. Baki olan Allah ve hesap günüdür.
Allah’a ve hesap gününe iman edenler, dünyanın bir misafirhane olduğuna; kendilerinden öncekilerin, kendilerinin ve kendilerinden sonrakilerin de fani olacaklarına inanırlar.
Bu sebeple “sadece Allah’a kul olmayı” bilenler, hiçbir insana ve hatta hiçbir canlıya zarar vermez, maddi manevi sahip oldukları her şeyin bir emanet olduğunu ve bu emanetin hesabının mutlaka sorulacağını bilirler.
……………..
Neyse, Türkiye tarihinde olmadığı kadar iyi bir yolda ilerlemektedir. İşte bu ilerleyiş bir sevki ilahidir. Sevki ilahiyi başlatacak ve sonlandıracak olan Allah’tır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.