Modern Darbe
17/25 Aralık darbe teşebbüsü değilmiş…
Öyle diyor Bugün Gazetesi’nin yazarı meslektaşım Gültekin Avcı…
Darbe deyince, icrai faaliyetlere başlanmış olması, kuvvet kullanılması gerekiyormuş.
Kara kaplı kitabın 309. maddesi öyle yazar ama geç o şarkıları…
Eskiden darbe oldu deyince bakılırdı.
Cadde ve sokakları askerler sarmış mı?
Düdükler çalıyor mu?
Devletin radyosundan askeri bildiriler okunuyor mu?
Parti liderleri tutuklanıyor mu?
Şimdi öyle mi? Faiz lobileri piyasaya bolca para sürerek doların ateşini birden yükseltip borçluları intihara sürüklüyorsa bu da bir nevi darbe demektir. İktidar para pul işidir arkadaş, pilin tükenince kendiliğinden yıkılırsın…
Onun için lafı gevelemeden gerçekleri konuşalım.
Tezatları koyalım önümüze, hatalarımızı, yanlışlarımızı görelim…
Ne oldu ne gitti ki ağabeyler, ablalar kapı kapı dolaşarak CHP’ye oy istedi?
İktidarı devirmeye yönelik ittifakı kur, sonra dön, zulüm edebiyatına sarıl.
Hiç düşünmedin mi? Merhum Üstad o CHP zihniyetinden az mı çekti?
En azından Eskişehir hapishanesindeki zulüm de mi aklına gelmedi?
Sandığa giderken parmakların titremedi mi, şakaklarını ter basmadı mı, ayaklarının bağı çözülmedi mi?.. O risalelere artık dokunma, ellerini temizle, af dile, tövbe et…
Zaman’ın eski yazarı Hüseyin Gülerce bakın ne dedi:
“Ben laik’im, hocam da laiktir.”
Cemaatten tepki veren olmadığı gibi yanına Latin bozuntusu demokrasiyi de koydular.
Bediüzzaman, Batı’nın tefessüh etmiş fikirlerine karşı “terütaze İslam” demişti.
Ne oldu bize? Eskiden İslam derdik, şimdi ise ıslanalım diyoruz…
Politika yapıyoruz ya, Saadet Partisi Genel Başkan yardımcılarından birisi gençlerin gusül abdesti almadan gezmelerinin sorumluluğunu bu iktidara yüklüyor. O söylüyor, uyanık Kayserili de ağzını açmış dinliyor.
Şu halimize bakın, oturup da hatalarımızın muhasebesini yapacağımıza kolaycılığa kaçarak suçu birbirimizin üzerine atıyoruz. Maksat benim partimden olmayanı zor duruma düşürmek.
Müslüman böyle mi olmalı?
Be kardeşim, sen oğluna kızına gusül almayı öğrettin mi?
Sen öğretmiyorsan laik rejim hiç öğretmez..
Oturup kalkıp “demokrasi” demiyor muyuz? Hani bazıları masumane “demokratik düzen” demek isteyebilirler, ama bazıları da bu kadar kirliliği üzerinde taşıyan bir zihniyetle yatıp kalkıyorlar.
O yüzden çocuklarımız da demokrasi oldular!
Karşılaştıklarıma soruyorum, kâinat kitabı Kur’an kâfi gelmedi mi ki demokrasiye geçtiniz?
Hani Allah Resulü’nün gösterdiği yol?
Hani 700 yıl ayakta duran şanlı Osmanlı devleti?
Onlar laik mi idiler, demokrasi mi diyorlardı?
Benim anladığım camide “elhamdülillah Müslüman’ız”, işler politik hesaplarla akçalı işlere dökülünce bütün kurallar değişiyor. Enaniyet, israf, lüks, Avrupai yaşantı, fitne, fesat, haset…
Adaleti bile Lahey Adalet Divanı’ndanbekliyoruz.
Bu mahkemeye uluslararası sözleşmelerden doğan haklar için devletler bazında gidilmesi gerekirken cemaatin gitmesi düşündürücü. Cemaat bu başvuru ile ne yapmak istiyor?
Cemaate bu aklı kim verdi?
Açtıkları yüzlerce tazminat davaları yetmedi mi?
Müslüman kiliseden dua, ehli küfrün mahkemesinden adalet beklediğinde bilesiniz ki değil darbe dünyanın kazığı kopmuş demektir.
Şikayetinde diyorsun ki “Ey Lahey mahkemesi, ülkemde bana soy kırımı yapılıyor?”
Sormayacaklar mı? “Sen hangi soydansın?”
Bu nasıl soy kırımı ki, 12 yıl ne istediysen iktidar verdi…
Demek oluyor ki ağacı hep balta ile kesmezler. Bazen gövdesine musallat olan beyinsiz iç kurtlar kemirir, bazen de Suzı gibi iki yüzlü birisi çıkar bitirir işini..
Bu çağda buna da modern darbe deniyor Gültekin kardeş…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.