Yaşar Değirmenci

Yaşar Değirmenci

Maslahatın Üç Esası

Maslahatın Üç Esası

Allah’a davet eden biri için cemaat hâlinde olmak dindir, dinden

bir parçadır. Daha bir arada olmak, düşmana karşı çok görünmek için değil, dinimiz cemaat olmamızı uygun gördüğü, münferit yaşamayı yasakladığı için cemaatiz. Binaenaleyh hiçbir münferit hareketin Allah katında değeri yoktur

BİLGİ NOTLARI

Bize şeriatımız fıkıhta üç önemli kural koymuş:

1) Maslahatlar çiftleştiği zaman ikisini de elde etmek gerekir. Çiftleşmediği zaman elde edebildiğimizi kaçırmayız. Yani çocuğu hem hafız yetiştirme, hem de ona İngilizce öğretme imkânım varsa ikisi de maslahattır, ikisini de yaparım. Hafızlığı yaparken diğerini kaçırıyorsa öğrencimi sıkıştırmam gerekmez. Acil olan işi yapmam yeterlidir. Aciliyeti de onun kapasitesine ve gerekliliğine göre ölçmek gerekir.

2) İnsanın menfaatiyle zararı karşılaştığında şeriatın prensibi zarardan kaçınmaktır. Maslahatımız olsa da kazanmaktan çok zarardan kurtulma telaşımız olmalıdır. Genel siyasete uygulandığında haramlardan kurtulmak, farzları yapmaktan evladır.

Maslahatlarla menfaatler farklılaşırsa o andaki menfaati tercih ederiz.

3) Bizim dinimizde ölçü şudur: Emirler güç kadar yapılır, yasaklarda pazarlık yoktur. Mesela Allah içkiyi yasakladıysa “Kadeh kadeh bırakıyoruz işte!” gibi bir şey yok! Yasak yasaktır. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem ne buyuruyor:

“Bir şeyi emrettiğim zaman yapabildiğiniz kadar yapın. Yasak ettiğim şeyde benimle pazarlık etmeyin!” (Müslim)

Maliki mezhebinin temel kurallarından birisidir: Harama götüren şeyler haram kadar riskli kalır.

Allah’a davet eden biri için cemaat hâlinde olmak dindir, dinden bir parçadır. Daha bir arada olmak, düşmana karşı çok görünmek için değil, dinimiz cemaat olmamızı uygun gördüğü, münferit yaşamayı yasakladığı için cemaatiz. Binaenaleyh hiçbir münferit hareketin Allah katında değeri yoktur.

Bir adama kâfir diyemeyiz. Kur’an’ın filan ayetini kabul etmiyorum demedikçe suçundan, düşüncelerinden dolayı hiç kimseye kâfir diyemeyiz. Kâfir demek İslâm’ın dışına atmak demektir, buna hiç kimsenin hakkı yoktur

Umudumuz olun umudumuz kalın!

İKAZ

Son zamanlarda yayılan bir başka bid’at, şarkı türkü ve beden teşhiri ile dine hizmet edildiği hususudur ki bu da tartışmasız hatadır. (Kim yaparsa yapsın.) Bâtıl ile hak gelir mi? İslamî hizmet organizelerinde namaza gereken hassasiyet gösterilmiyor ve bildirilen vakte riayet edilmiyor.

‘Namazsız cihat’ meşrûlaştırılıyor mu yoksa? Mahremiyete ve helal/haram ölçülerine dikkat edilmeden (hangi isim altında olursa olsun) yapılan faaliyetler İslami olarak kabul edilebilir mi? Gençlere öncülük edenlerin çok dikkatli olması gerekir. Ağaç doğrulmadan gölgesi doğrulamaz!

Ümmetin umudu gençlerimizin eriyip gitmesine göz yumulmamalıdır. Ümmetimiz, gençleri beklerken, gençleri küçük duraklarda bekletip durmak ne kadar doğrudur? Gençlere âdetâ yalvarasımız geliyor:

‘Rabbinizin hatırı için bari siz katılmayın bu kısır döngüye’ diye. Siz bari ümmetimize kalın. Ne kadar değerlisiniz bir bilseniz, ah bir bilseniz! Siz bu zamanın Mus’ab’ları, Üsame’leri, Muaz’ları, Ebu Hanife’leri, Meryem’leri, Asiye’leri, Hatice’leri, Nesibe’leri, Sümeyye’leri olabilirsiniz. Hiçbir engeliniz yoktur. Üstelik bugünün imkân ve şartları daha da elverişlidir.

Takılmayın ve erimeyin! Rüya görme ve rüyada görülme yerine, meydanlarımızda görünün. Umudumuz olun, umudumuz kalın!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yaşar Değirmenci Arşivi