Ankara’nın huyu ile suyu
Bu yıl kar yağışının kıt olduğunu biliyoruz.
O yüzden derelerin kuruması, göllerdeki su miktarının azalması, şehir sularının kesilmesi doğaldır.
Ne var ki gel de bunu haset ile fesada anlat.
Hatta öyle de bir fıkramız var.
Adam kafayı arpa ile yemiş.
Yemiş de horozu gördüğünde köşe bucak kaçar saklanırmış.
Telkinler, tedaviler… Uçuşmuşlar adamın başına.
“Çıkar kafandan şu sabit fikri, sen arpa değilsin bizim gibi insansın.”
İnanmış gibi yaparak:
“Doğru, ben de arpa olmadığımı biliyorum da bunu horoza nasıl anlatacağız?”
Kuraklığın ne demek olduğunu müzmin muhalefete nasıl anlatacağız?..
Vermeyince Mabut, ne yapacak Sultan Mahmut.
Hoş Melih Gökçek yağmur tanrısı değildir, olanı verecek.
Kuraklığa rağmen, Ankara’nın susuz kalmadığına şükretmiyorlar.
Kilometrelerce uzaklıktan Kızılırmak nehrinin şehir şebekesine takviye olarak bağlanması gerçekten büyük bir beceri.
Her şeye rağmen sularımız düzenli akıyor ya.
Takmışlar, suyun rengi tadı değişmiş…
İhtimal, bu da suların çekilmesi sebebiyle olabilir.
Bir takım CHP yandaşı gençler; Ankara’nın suyundan Fanta akıyor gibi yaklaşımlarla su olayından muhalefet oluşturmak istediyseler de bu dolmayı Ankaralılar yutmadı. Sular akıyor, herkes işine bakıyor...
Ben Fanta manta içmem, her sabah Ankara’nın suyundan çay yaparak afiyetle içiyorum.
İş yerimde de aynı suyu kullanırım.
Bize göre sorun yok.
Sorun suda mı, muhalefette mi?..
Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Valiliği’ne bir yazı göndererek sulardan kaynaklanan hastalıkların çoğaldığına vurgu yapıyor. Buna karşılık, Sağlık Bakanı “bir olumsuzluk olduğunda ikaz ediyoruz” diyor.
Belediye yetkilileri tahlil yaptırarak sularda herhangi bir olumsuzluğun olmadığını söylerken canı ille de muhalefet yapmak isteyenlerin “ben arpayım” diye tutturmaları Ankara halkına karşı bir tertiptir.
Asıl hastalık bu tip aslı astarı olmayan haberlerden kaynaklanır.
“Sularda mikrop var” yaygarası insan psikolojisini bozar.
CHP- Cemaat- MHP dayanışması sadece bu kadarla kalmıyor.
Nerede bir duvar yıkılsa veya çobanın köpeği kaybolsa iktidara yükleniyorlar.
Adamın karnı ağrısa Melih sorumlu!
Şu örtünme meselesinde takındıkları tavır da aynen suların rengi gibi…
Güya örtünmeye karşı değilmişler de, iktidar örtüyü siyasi malzeme yapıyormuş.
Hadi öyle kabul edelim, sen de örtünmeye laiklik penceresinden sürekli baktığın için 28 Şubat’ta Ankara gibi bir yerde tam 90 öğretmenin işine son verdin. Bu milletin çocuklarını yıllarca okullara sokmadın.
Hele de bu millet, YAŞ kararları ile 1500 dindar subaya yapılan zulmü unutmadı.
Hepsinin yardımına bu iktidar yetişti.
İşin esası muhalefet doğru dürüst bir şey bularak muhalefet yapamıyor.
Geçenlerde Samanyolu tv’ye eski Ankara Milli Eğitim Müdürü Mustafa Demirkan’ı çıkardılar.
O da bildiğimiz MHP kesiminden.
Muhalefet yapacak başka konu bulamamışlar ki Milli Eğitim’in kaldırdığı örtü yasağını dillerine doladılar.
Demirkan, bu uygulamayı küçümseyecek şekilde attı tuttu…
Bunların yaptığı da neymiş efendim, 28 Şubat müdürlüğü döneminde tüm Ankara okullarında örtüyü serbest bırakmış, hatta yasağa karşı okullara genelge bile yayınlamış.
Aslı astarı olmayan bir genelge…
Hem genelgeyi müdürler değil, bakanlık yayınlar…
Muhalefet dediğin böyle olur…
Mustafa Demirkıran genelgeyi yayınladı, sulara mikroplar karıştı, IŞİD’e karşı kurulan koalisyonda Türkiye’nin aktif rol alması isteniyor… Anlaşılan bu muhalefetin huyu ile suyu hiç değişmeyecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.