Kobani olaylarını bahane ederek yapılan gösteriler hakkında Cumhurbaşkanı ve Başbakan oldukça iddialı açıklamalar yapınca Başbakan Yardımcısı Arınç da kervana katılmadan edemedi!

Bir oldukça iddialı açıklama da Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’tan gelmiş bulunuyor!

Biz “Siyasilerimiz keşke büyük laf edeceklerine büyük lokmayı tercih etseler” diye temennide bulunup gezerken üzülerek görüyoruz ki siyasilerimiz böyle bir kaygı taşımıyorlar!

Cumhurbaşkanı “Salı gününden sonra Vandallar sokaklardan temizlenecek” diyordu! Başbakan ise “Bir daha kimse cesaret edemeyecek” diyerek gözdağı veriyordu!

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise onlardan bir adım daha ileri giderek olay çıkartanların “başlarına dünyayı yıkacaklarını” ilan etmiş bulunuyor! 

Başbakan Yardımcısı Arınç, Kobani olayları bahane edilerek düzenlenen protestolardan HDP’yi sorumlu tutarak şöyle diyor:

“Mesele Kobani değil, Kobani’yi bahane ederek çok özledikleri ayaklanmayı gerçekleştirmek. Buna yıllarca muvaffak olamadılar, bundan sonra da olamayacaklar. Dünyayı başlarına yıkarız.”

Başbakan Yardımcısı Arınç’ın tespitlerine hiç itirazımız yok!

İtirazımız “Dünyayı başlarına yıkma” lafına!

Yahu yıllardır bugün “başlarına dünyayı yıkmakla” tehdit ettikleri bu insanların yanlarında yer alan kendileri değil mi?

Onların dünyalarını abat edebilmek için ellerinden gelen her şeyi yapmadılar mı?

Her türlü eleştiriyi göğüsleyip çözüm sürecini sürdüreceklerini ilan edenler kim?

Bir yandan “Çözüm sürecinin rafa kalkacağını sananlar aldanıyor çözüm için ant içtik” diye açıklamalar yapacaksınız, bir yandan da “Dünyayı başlarına yıkarız” diye tehditler savuracaksınız!

Hem el üstünde tutup, istedikleri her şeyi yapacaksınız hem de dünyayı başlarına yıkmaya kalkışacaksınız!

Sokak olaylarında başrolü üstlenenler bu cesareti nereden buluyorlar dersiniz?

Bugüne kadar onları şımartanların bu cesarette hiç mi payları yok?

Evet, siyasilerin üsluplarına daha bir dikkat etmeleri gerektiği yolundaki iddiamızın arkasındayız!

Dengeli bir üslupla pek çok sorun ortaya çıkmadan çözüme kavuşturulabilir diye düşünüyoruz!

“Onların anladığı dilden konuşacağız” diye oldukça iddialı laflar etmenin bir manası yok ki!

Zira bu tür iddialı laflar bir süre sonra dönüp dolaşıp söyleyenin boynuna yapışıp kalıyor!

İddialı büyük laflar yerine itidal üzere olmanın, hoşgörüyü elden bırakmamanın çok daha sağlıklı olacağına inanıyoruz!