Övecekler de Sövecekler de 9
Bir kardeşimiz, burada yeni çıkan kitaplarımızın reklamını yaptığımızı, bundan çıkar sağladığımızı yazmış. Biz bunu gerekli görüyor, ayıp saymıyoruz. Zira biz buna reklam değil, tanıtım ve teşvik diyor, seve seve yapıyoruz. Kitap tanıtım yazıları edebiyatta başlı başına bit türdür üstelik. Çok da değerli ve zevkli ve de gereklidir üstelik. Bunu kınamayı ciddiye alamayız.
Bu münasebetle bir kere daha yapalım bu işi; son kitabımız Batılılaşmanın Osmanlıya girişi ve Cumhuriyet ile iktidarı tamamen ele geçirişi ile yaşanan din, kültür ve medeniyet fay hattındaki “Büyük Kırılma” idi. Bu kırılmanın ülkede sebep olduğu “Sosyal Deprem” de yazıldı, önümüzdeki günlerde basılacak inşallah. Ama bunlardan önce “İnançta Arınma” ve “İnançta Kirlenme” kitapları ile Müslümanların Batılılaşma zorbalığı karşısında nasıl da bilerek veya bilmeyerek dinden çıkıp mürted olduğunu yazmıştık. Bundan kurtulmak için de “İmanın Kıymeti ve Korunması” kitabını. Bu sosyal depremin en büyük yıkımı, maalesef şeriatın kaldırılması ve yasaklanması ile olmuştur. Bunu da “Sistem Ve Şeriat” kitabımızda inceledik. Şimdi ise en büyük felaketimiz ve davamızın yolunda en büyük engelimiz olan laikliği ise, “İslam ve Laiklik” diye yazdık, önümüzdeki günlerde basılmış olacak inşallah. Şu anda matbaadadır.
Bana sorarsanız basılı yirmi iki kitabımızın tamamı İslam ve bu İslam’ı yıkıp yerine oturan bu laik sistem üzerinedir. Bunlar, imanı kurtarmaya çabalayan, bilinç aşılayan ve İslam ile iftiharı sağlayan, edebe ve irfana davet eden, davet ve tebliği dava haline getiren kitaplardır çok şükür. Bu iman, ihsan ve cihat şuurunu Kur’an, sünnet, fıkıh ve tasavvuf eğitiminden ve önümüzde gördüğümüz büyüklerimizin güzel tecrübelerinden aldık çok şükür. Allah Teâlâ bizi kendilerine nimet verdiği nebilerin, sıddıkların, şehitlerin ve salihlerin yolundan, o sırat-ı müstakiminden ayırmasın. Amin.
Bunları övünmek için değil, faydalı olmak için yazdım. “Lâ fahr” diyerek, “Tahdis-i nimet” ve “ibret” olsun diyerek ifade edeyim ki, bir öğretmen ve fahrî vaiz olarak yazdıklarımın bin katı konuştum. Hem de bu ülkede kimilerinin küçümsediği “o tür insanların” gördüğüm ve bildiğim ve yaşadığım kadarıyla yan gelip yatmadıklarını, sistemle, batıyla, laiklikle, ırkçılıkla yaka paça kavga edip yüz yüze cihat ettiklerini ifade için yazdım.
Bir şey ifade eder mi cahil reddiyecilere?
Eder veya etmez bilemem, zira bu benim sorumluluğumda değildir. Tebliğ eder geçeriz. Sonuç Allah Teâlâ’nın takdiridir.
Hem sadedinde olduğumuz konu, hem de davamızın hemen her yanı hakkında yazmaya, konuşmaya ve hak adına batılla cihat etmeye devam edeceğiz inşallah.
Gördüğünüz gibi kısa bir ara verdik ve lütfedip yazdıklarımızı okuyan Müslüman kardeşlerimize “naçiz şahsımı değil, yazımı eleştiriniz” anlamında bazı teklifler yazdık. Bunlar da bizim üstü örtülü eleştirilerimizdir.
Son olarak, yazı yerine şahsımı eleştiren ve sırf bu yüzden bile haksız sayılabilecek olan bir eleştiriye açıktan bir cevap vermek istiyorum. Ama gelecek yazıda. Sonra konumuza devam edeceğiz inşallah.