ABD Kürdistan’ı
Ortadoğu petrolünde tarihi emelleri olan Koalisyon güçleri Barzani’nin hakim olduğu Erbil kentinde toplanarak hareket ediyorlar. Kanton Kobani’ye silah ve teçhizat buradan gönderiliyor.
Peşmerge buradan uçağa bindirilerek yola koyuluyor..
Hedeflerine Kürdistan oluşumuna canla başla karşı duran IŞİD’i aldılar.
IŞİD kendisinden beklenmeyecek şekilde hareket etme kabiliyetine sahip bir örgüt.
Bu örgüte baskı ile tehdit ile değil, dünyanın her ülkesinden gönüllü katılımlar var.
Halen de katılımlar devam ediyor.
Türkiye bu aşamada büyük bir baskı altında, ABD Türkiye’yi Suriye bataklığına çekmek istediyse de halen de başarılı olmadı. Ancak Peşmerge’nin Türkiye üzerinden hareketle IŞİD’i arkadan vurması bizim açımızdan tarihi bir hatadır.
Bu hata bir gün gelir kapımızı fena bir halde çalar.
IŞİD Türkiye’nin müttefiki de değildir, hasmı da değildir…
Koalisyonun yapmak istediği, bölgede kendisine bağımlı Kürdistan adı altında bir devlet kurdurarak petrol denilen zenginliği tamamen ele geçirmektir. O yüzden Kuzey Irak, Kuzey Suriye, Güney Türkiye gibi bölgelerde Kürdistan adı altında kendine bağlı devletçikler kurdurmak istiyor. Değilse, boncuk büyüklüğünde ki devletler huzursuzluktan başka bir işe yaramaz.
Ama dediğimiz gibi koalisyonun/sömürünün işine yarar.
Kavga petrol kavgası…
Bu kavgayı İngilizler ta (cennet mekan)Abdülhamit döneminde başlattılar.
O zaman ki aydın geçinen zevatın başlarında batıcılık, laikçilik gibi emperyalist yeller esiyordu. Batı medeniyetinden olacağız diyerekten yıktıkları üç kıtaya hakim İmparatorun yerine ele avuca gelen Anadolu kaldı.
Şimdi de aynı oyunlarla bölgeye iyice nüfuz etmek istiyorlar.
Hele de AK Parti döneminin dış politikası ABD için pek de sevimli görülmüyor.
Türkiye İran petrolüne konulan ambargoyu delince Pentagon’un tavrı 17 Aralık darbe girişimi ile kendisini göstermiş oldu. Ne var ki bu girişim eskiden olsaydı çoktan yerine oturmuş, parti liderleri de İmralı’ya postalanmıştı.
Allah(cc) bu milletin yüzüne bakmış ki devlet gemisi azgın sularda yüzüp gidiyor.
Ancak yine de önümüze çıkacak vahşi kayalıklara karşı tedbirli ve de dikkatli olmakta yarar var. NATO, Birleşmiş Milletler aldatmacasının günümüzde nasıl da yüzsüzlüğünde sırıttığını görüyoruz.
PKK denilen örgütü müttefikimiz olan ABD ile işbirlikçisi İsrail’in yönettiğini Kürt halkına anlatmalıydık.
PKK ezilen Kürt halkının sözde haklarını savunmak adına sahneye çıktığı intibaı bu ülkeye oldukça pahalıya mal oldu.
Halen de bölgede öylesi bir kanaat var.
Örgüt Kürt halkının haklarını elde etmek için silaha sarılıyormuş.
Şu an itibari ile verilmeyen hak kalmadığı halde PKK yine eli silahlı, yine eli kanlı.
Yakıp dökerken kim olduğuna bakmıyor. Dükkanları yağmalananlar, yakılanlar, kafaları taşlarla ezilerek üzerlerine benzin dökülmek suretiyle katledilenler yine yöre halkı. Yöre halkı bu acılardan ders almalı...
Beterin beteri var…
İşte yanı başımızda ki Suriye’den ülkeye sığınan yüzlercesi Kürt halkının başına gelenler.
Evlerinden yurtlarından çıkmak zorunda kalanların toprakları bağımsız olsa ne yazar.
Kürdistan olayı ABD için bir köprü ama Ortadoğu halkı için tarihi bir yıkım.
Ne kadar bölünürsek o kadar bizi köle yerine koyarak güderler.
Kim bilir bu IŞİD denilen örgüt bir sebep, belki de yöre halkına uyanması için ilahı bir ikaz. Hele de bu örgütün Türkiye ile herhangi bir meselesi olmadığı halde ona karşı tavır takınmak doğru değil diye düşünürüm…
Geçmişten ders almak lazım.
ABD bizi Libya olayında NATO ayağında kullandı, Suriye’de yalnız bıraktı.
Şimdi de dalaşmakta olduğu IŞİD ile takıştırıp yine yalnız bırakmak niyetinde.
Onun işi hiç belli olmaz, bakarsınız şu an itibarı ile IŞİD’e karşıdır yarın onunla aynı safta olur.
Havadan iki paket atar birisi PYD’ye, diğeri IŞİD’e gider...
Adı tesadüf olur, aslı ise geleceğin projesidir, yarın ne olur ne olmaz.
Bu gavur Zeus tanrısı gibidir; bir yüzü güler, diğer yüzü kin ve öfke saçar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.