Hiçbir rejim mükemmel değildir!
Ben, adaletten, barıştan, özgürlükten yana, herkesin inandığı gibi yaşayabileceği, düşündüğünü özgürce ifade edebileceği, katılımcı, çoğulcu şeffaf, haksızlığa uğrayanın hakkını arayabildiği, alabildiği, haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, toplumun ve kamu otoritesinin mazlumdan yana, zalime karşı olduğu, insanların, malları, canları, namuslar, akıl ve inançları, nesillerinin korunduğu bir düzen istiyorum..
Adalet, barış ve özgürlük istiyorum. O zaman rejimin adı ne olursa olsun..
“Bu bir hayal” diyebilirsiniz. Olsun! Hayal olsun! Hayal gerçeğin anasıdır.. Eğer ben bu ideale ulaşamayacaksam bile, bu ideale yaklaşmak için ve bunun gerçekleşmesi için, malım, canım ve sevdiklerimle seferber olurum..
Ve bilirim ki, herkes layık olduğu gibi idare olunacaktır.
Ve bilirim ki, Allah servet ve iktidarı halklar ve ülkeler arasında evirip çevirecektir..
Baştaki kim olursa olsun, hep haklından yana, mazlumdan yana olacağım, zalime karşı.. Dilsiz şeytan olmayacağım..
Celladımızın bile hakkını savunma konusunda bir iç disipline sahip olmadan bu mücadeleyi kazanamayız.. Merhametimiz gazabımızdan, sevgimiz nefretimizden büyük olmalı.. Bir topluluğa öfkemiz, bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmemeli.
Ve bilmeliyiz ki, doğduğumuz ana babayı biz seçmedik. Doğduğumuz toprağı da. Doğduğumuz zamanı, derimizin rengi ve cinsiyetimizi de. Bundan dolayı üstün ya da geri olamayız.. Gerekirse celladımızın bile hakkını savunabilmeliyiz.. Suçluların da hakkı olduğunu unutmamalıyız.. Babasının suçunun hesabını çocuğundan sormamalıyız.. İnsanlık bu, Müslümanlık bu.
Birbirimize İlahlık ve Rablik taslamamalıyız..
Bu değerler koruma altında değilse, adı Şeriat devleti olsa, ırkımdan biri devletin başında olsa, başında bir imam ya da Halife olsa istemem. Adil bir devlet isterim.. Adalet mülkün temelidir..
Adı Cumhuriyet olsa ne yazar.. Adil bir Monarşiiyi kötü bir Cumhuriyete bin kere tercih ederim.. İyi bir Cumhuriyeti, Kötü Monarşiye tercih edeceğim gibi..
Stalinin Rusyası Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği idi değil mi? Hitler Almanyası,Musolini İtalyası da Cumhuriyetti.. Saddam rejimi de Cumhuriyetti. Çin halk Cumhuriyetiidi, Kuzey Kore de değil mi? İstemem kalsın.. Bulgaristan da Demokrattı güya. Bir çok Afrika ülkesi, Sömürce “Demokratik Cumhuriyet”ti.. Demokrasilerini sevsinler.. Kölelikte eşitlik! Köleler yoksulluklaırnı eşit olarak paylaşabilirler. Beyaz efendilerine hizmet etmekte eşittirler..
Köle demokrasisi istemem. Faşist bir Cumhuriyet de!.. Ben bu anlamda ne Monarşit, ne Cumhuriyetçi, ne de Demokratım.. Etikete değil, muhtevaya bakıyorum.. O değerlere o günki zaman ve mekanda beni en çok yaklaştıracak system hangisi ise ona bakarım..
Rejimler tarihinde Cumhuriyet kronolojik olarak Monarşiden hiç şüphe yok ki, daha iyidir..Demokrasi de Cumhuriyetten.. Bunu klasik dönem Müslüman düşünürlerden Farabi“Medinetül Fazıla”da enine boyuna tartışır..
Belki mücerret anlamda “Ulusa Devlet” bataklığına saplanan “Cumhuriyet”den, çok hukuklu,Medine sözleşmesinde ifadesini bulan, Hılful fudul’un sivil sorumluluk alanında toplumsal ahlak, erdem ve sorumluluk duygusunun yüceltildiği “Federatif, Başkanlık sistemine evrilen bir Demokratik Cumhuriyet” daha iyi olabilir.. Tabi bunun kötü bir uygualaması da başa bela olabilir..
Biz dini mübüni islam için Türkiye Cumhuriyetinden once bir İslam Cumhuriyeti kurduk anadolu topraklarında. Anayasası, hükümeti, parası, bayrağı, mahkemesi, ordusu vardı. Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce Kars Cumhuriyeti kurulmuştu... Nasıl mı? Asıl adıCenubi Garbi Kafkas Hükümet-i Muvakkate-i Milliyesi’ydi. Yani Güneybatı Kafkasya Geçici Hükümeti... Ama Kars merkezli olduğu için ‘Kars İslam Cumhuriyeti’ olarak anıldı. Bu hükümetin üç bakanı ise Hristiyandı. 2 Rum ve bir Rus.. İşi ehline vermek ve halkın tam temsiliyeti için Müslüman alimler bu yönde içtihadda bulunmuşlardı. Bu Cumhuriyeti Mustafa Kemal Samsuna çıkmadan bir ay kadar once İngilizler yıktı.. Genç partinin amblemi bu Cumhuriyete bağlı Şura hükümetlerinden birinin bayrağı idi.. Bu gün bu Cumhuriyeti, bu vesile ile selamlıyorum.. İslami hükümette Hristiyan bakan.. BDP nin HUDA PAR’a bakışına bakar mısınız! Temsilde adalet v eve yönetimde istikrarı ancak adaletle sağlayabilirsiniz. Adalet yoksa barista yok. Adalet ve Barış yoksa hiç bir özgürlük güven altında değildir..
Bugün Cumhuriyet rejimi altında dinci bir rejim ya da sınıf diktatörlüğüne dayalı bir komunist rejim, capitalist ya da din düşmanı bir rejim örgütlemek mümkün..
Bizdeki Cumhuriyet kuruluşunda bu anlamda sabıkalı. Tek adam Monarşilerde olur.. Ebedi şef demokrasilerde olmaması gerekir.. İstiklal Mahkemeleri, Takriri Sukun, açık oy, gizli tasnif, tek parti rejimi, bunlar Cumhuriyetin anlamını, içini boşaltan şeyler..
Demokrasi için de aynı şey geçerli.. Din adına, İran ya da Suudi rejimi ya da IŞİD rejimi inşa edebilirsiniz.. Siyaset dini dışlarsa da felaket, Din siyaseti dışlarsa da..
Bu konu burada bitmeyecek, yarın da bu konuya devam edelim.
Sırada Laiklik Cumhuriyet meselesi var.. Laiklik olmadan Cumhuriyet olur mu bakalım.. Selam ve dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.