Peşmerge IŞİD'i durdurabilir mi?
Kobani bir sembol savaşı haline geldi. Askeri strateji ya da Suriye'deki hakimiyet mücadelesinde küçük bir nokta olmasına rağmen bir tür yalan ve imaj savaşına dönüştü.
Kişisel hesaplaşmalar, içerideki siyasi kamplaşmalar, entelektüel kaprisler ve salvolar, paslaşmalar, sosyal medyanın algı düzeyini aşamayan analizler, bu analizlere dayanan büyük büyük laflar üzerinden bir Kobani kamuoyu izliyoruz. Bu örgütler savaşı gözlerimizi kör etti, zihinlerimizi bulandırdı. Irak-Suriye savaşını algılama biçimimizin bu noktalara gelmesi gerçekten üzücü.
Batı, İran ve Kürt medyasının IŞİD karşıtı dezenformasyonuna karşı Ortadoğu/Arap medyasının karşı dezenformasyonu kitleleri rehin aldı. Bölgeyi yakından izleyen uzmanlar ve bölge hakkında büyük sözler söyleyen yazarlar bu dezenformasyondan ciddi olarak etkilendi.
Dolayısıyla Kobani'nin aslında ne olduğu, bu küçük şehrin ötesinde ne anlamlara geldiği, bu savaşın nasıl da bölge savaşına dönüştürüldüğü konusunda pek kafa yorulmadı. Gerçekler enformasyon savaşlarına kurban edildi, herkes günübirlik saf tutma yarışına girdi. Bu yeni durum karşısında kimin sesi daha güçlü, kimin yazısı daha çok okunur o önemli hale geldi.
Kobani, Suriye'de yüzbinlerce insanın ölümünün önüne geçti. Irak'ta yeniden iç savaşın önüne geçti. Sanki IŞİD ve PYD değil de devletlerin savaşı, nüfuz/güç mücadelesi haline geldi. İki örgüt üzerinden Suriye ve Irak'ta var olan bütün devletlerin savaşına dönüştü. Yüzbinlerce insanın ölümü, bir saldırıda onlarca insanın hayatını kaybetmesi, Suriye'de kaybedilen çocuklar, koca şehirlerin el değiştirmesi bile Kobani'nin gölgesinde kaldı. En önemlisi de, Suriye'nin ne olacağı, Irak'ın ne olacağı ve bölgenin nereye doğru sürüklendiği konusu Kobani kadar merak edilmez oldu.
Burada sizce de bir tuhaflık yok mu?
Bir avuç toprak parçasında, küçük bir bölgede bütün dünyanın saf tutmasını, cephe oluşturmasını, Suriye ve Irak boyutlarının çok ötesinde bir savaş görüntüsü verilmesini iyi anlamak lazım.
PEŞMERGE VE ÖSO NE YAPABİLİR?
Normalde birkaç günde ya da haftada el değiştirecek bir şehir, haftalardır bombalanıyor, sokak çatışmaları yaşanıyor, IŞİD karşısında ülkeler ittifak kuruyor ama örgüt Kobani'nin dışına atılamıyor. PYD'ye her türlü destek veriliyor, silah gönderiliyor, yardım gönderiliyor, yaralıları tedavi ediliyor, ABD uçakları onların elini kolaylaştıracak şekilde IŞİD bölgelerine ağır bombardıman yapıyor, sonuç yine değişmiyor.
Şimdi Özgür Suriye Ordusu'ndan destek geldi. Kuzey Irak'tan Barzani birlikleri ağır silahlarla bölgeye geldi. Türkiye topraklarından büyük sevgi gösterileriyle Kobani'ye geçti. Bakalım sonuç ne olacak? Duruma bakılırsa, o görüntülerdeki coşkuya, konvoydaki askeri malzemeye bakılırsa Kobani savaşı birkaç günde bitecek gibi. Ancak IŞİD'in Irak içindeki ilerleyişine baktığımızda, Erbil'e dayanan örgütü ABD hava saldırılarının durdurduğunu düşündüğümüzde işin bu kadar kolay olmayabileceğini de düşünüyor insan.
O günleri hatırlayalım: IŞİD Musul'u savaşsız ele geçirdikten sonra hızlı ilerleyişini Erbil'e kadar sürdürdü. Bölgeye kırk kilometre kala ABD hava saldırıları başlatıldı. Bu arada Erbil'den kaçışlar başlamıştı bile. Peşmerge ile IŞİD arasında birkaç çatışma dışında gerçek bir savaş hiçbir zaman yaşanmadı. Belki en ciddi savaş Kobani'de yaşanacak. Nasıl olacak, birkaç gün içinde göreceğiz.
Ne olursa olsun, bizim için önemli olan Kobani üzerinden bölgesel senaryolar yazılmasının, Türkiye'nin istikrarının hedef alınmasının önüne geçmek. Vandalları sokaklara salıp o çirkin görüntüleri Türkiye'ye servis edenler bu savaşın uzamasını istiyor.
PYD'ye destek görüntüsüyle PKK ve HDP'nin şuursuzca ülkeyi kan gölüne döndürme, çözüm sürecini boşa çıkarma, ısmarlama politikalarla yeniden Türk-Kürt çatışması çıkarma planı şimdilik boşa çıktı. PYD-IŞİD savaşını Türkiye'ye taşıma senaryosu tutmadı. Ancak Selahattin Demirtaş'ın 1 Kasım çağrısı bu ateşi yeniden yakmaya ayarlı olabilir. Eğer böyle olursa Demirtaş olayların birinci dereceden sorumlusu olacaktır.
PYD KOBANİ SAVAŞI DEVAM ETSİN İSTİYOR
PKK'nın, PYD'nin IŞİD'le çatışma üzerinden yeniden güç devşirme operasyonlarını izliyoruz. ÖSO birliklerinin, Peşmerge birliklerinin Kobani'ye geçişine de bu yüzden direndiler. Kendi nüfuz alanlarının daralacağını, bölgede başka güçlerin etkinlik kuracağını düşünüyorlar.
Bu yönüyle PKK ve PYD, Kobani savaşının devam etmesini istiyor. Kitleleri etkilemek, harekete geçirmek, çatışma ve gerilim üzerinden güç kazanmak için Kobani üzerinden bir duygusal atmosfer oluşturuldu. IŞİD çekilirse ya da şehirden çıkarılırsa PYD zafer kazanmış olacak. Çekilmez, çatışmalar devam ederse Kürt milliyetçiliği bu savaş üzerinden diri tutulacak.
Bu savaşın derhal bitmesi ya da bitirilmesi gerekiyor. Çünkü Kobani, Suriye içi bir mesele olmaktan çıkıp bir Türkiye meselesi haline geldi. Suriye'de yüzbinlerce insanın ölümüne ses çıkarmayan ülkelerin Kobani hassasiyeti ile PYD'nin Kobani üzerinden yürüttüğü strateji aynı. O ülkelerin de Suriye diye bir derdi yok. Onların derdi de Türkiye aslında. Bu yüzden savaşı Türkiye'nin bitirmesi, bir şekilde kontrol altına almak için yollar araması gerekiyor. Peşmerge ile sonuç alınamayabileceği ihtimali de göz önünde bulundurularak.
Türkiye'nin şu anki politikaları doğru. PYD de IŞİD de terör örgütü diyorsak iki örgütün Türkiye'yi rehin almasına, dar bir alana hapsetmesine engel olmak zorundayız. O iki örgütten birini tercih etmek, bir başka sorunlar silsilesini davet edecek, devamında ciddi krizlere kapı aralayacaktır.
Yapılacak tek şey var: Kobani dahil, Suriye'nin bazı bölgelerinde, fiili durum gerekçe gösterilerek, uluslararası prosedür beklenmeden bir an önce güvenli bölge ilan etmek. Çünkü bu sınırdan, o bölgelerden Türkiye'ye yönelmiş ciddi, yakın bir tehlike söz konusudur. Yüzbinlerce mülteci gerçeği de bu operasyonun meşruiyeti için yetecektir.
Güvenli bölge için Kobani bir model olarak düşünülmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.