Allahı Bilmek
MUHTEREM kardeşim… Mektubunuzu aldım, sorularınızı öğrendim. Sizinle samimiyetimiz vardır, açık yazacağım. Ne boş, ne kof, ne fasa fiso, ne faydasız işlerle uğraşıyorsunuz!..
Resulullah Efendimiz (Salat ve selam olsun ona) “Ya Rabbi, faydasız ilimden sana sığınırım!” buyurmuşlardır.
Size en gerekli bilgi ve kültür, öncelikle Allah’ı doğru olarak tanımaktır.
Bu da Ehl-i Sünnet ilmihallerinin akaid bölümlerinde yazılıdır.
Lütfen lütfen lütfen, Allahu Teala hazretlerinin on dört sıfatını, mânalarını öğrenerek ezberleyiniz. (Vücud… Kıdem… Beqa… Kıyam binefsihi… Muhalefetün lilhavâdis… Vahdaniyet… diğerleri.)
Şu cümleyi de ezberleyiniz: Allahü Teala kemal sıfatlarla sıfatlıdır ve noksan sıfatlardan münezzehtir.
Allah’ın Esma-i Hüsnası=Güzel isimleri vardır.
Allah cisim olmaktan münezzehtir. Mücessime taifesi sapıktır.
Allah’ı yaratıklardan birine, bir şeye benzeten müşebbihe taifesi de sapıktır.
Allah’ın sıfatlarından biri ilimdir. Allah, bilmekle bilinmekle ilgili her şeyi bilir. Allah külliyatı bilir ama cüz’iyatı bilmez diyenler sapıktır.
Allah zamandan, mekandan, bir şeye benzemekten münezzehtir.
Allah’ın ilmi, iradesi, takdiri, kudreti bütün alemleri ve mükevvenatı kucaklamıştır.
Müteşabih ayet ve hadisleri, Allah’a noksanlık ve kusur izafe edecek manaya almak sapıklıktır.
Din, iman, Kur’an konusunda sakın tartışma yapmayınız, tartışmalara katılmayınız. Ehl-i Sünnet akaidini, Ehl-i Sünnet ilmihalini kabul ediniz, tartışmalardan uzak durunuz.
Sakın, dinî konularda “Bana göre böyledir, şöyledir” demeyiniz, sapıtırsınız.
Mezhepsizlerden, Selefîlerden, Necdîlerden, müşebbihe ve mücessimeden, mürcieden, light ve ılımlı İslamcılardan, Mutezile taraftarlarından, tarihselci Fazlarruhmancılardan, kemalist ilahiyatçılardan, mezhepsizlerden uzak durunuz, onlardan bucak bucak kaçınız.
İnsan zekası Allah’ın künhünü ve mahiyetini anlayamaz. Biz onu kemal sıfatlarıyla, Esma-i Hüsnası ile, Kur’an’la, Resulullahın rehberliği ile, Kainat denilen Kitab-ı kebirdeki sayısız ayetleriyle, bir de kendimize bakarak, kendimizi tanıyarak bilebiliriz.
İslam akaidinin özünü öğrenmek isteyenler, internette /İmam Tahavî akaid/ kelimeleriyle arasınlar, Arapçası ve Türkçe tercümesi birlikte bir metin seçip, dikkatlice okusunlar.
Ehl-i Sünnet ile Vehhabiler arasında akaid konusunda büyük ihtilaflar bulunmaktadır. Bu ihtilafların hepsinde de Ehl-i Sünnet haklıdır, Vehhabiler yanılmaktadır.
Dinimizi sakın sakın sakın Fazlurrahmancılardan öğrenmeyelim. O bozuk fırka, Kur’an’daki üç yüz küsur muhkem ayetin hükmünün bu devirde geçerli olmadığını iddia etmektedir. Ya Rabbi ne büyük sapıklık!
Mutezile mezhebi Türkiye’de hortlatılmıştır. Bu mezhebe bağlı olanlar taqiyye ve kitman yaparak Sünnileri aldatmaktadır. Onlara karşı da dikkatli olalım, zehirlerini almayalım.
İmkanı olan her Müslüman ehliyatli ve icazetli hocalardan Ehl-i Sünnet akaidi okumalıdır.
Dikkat: Meslek, cemaat, tarikat, hizip, fırka, grup, sekt taassubuna kapılanlardan (Sünnî olsalar bile) din öğrenilmez. Din dersini, rahmet olan olumlu çeşitliliği kabul eden ulema ve fukahadan öğreniniz.
İslam’ın doğru yorumu olan Ehl-i Sünnet ve Cemaati firak-ı dalle (bozuk ve sapık) fırkalarla bir tutanlardan uzak durulmalıdır.
Herkes bozuldu, doğru ve hak olan bir biz kaldık diyenlerde hayır yoktur.
Herkesi rastgele tekfir edenlerde hayır yoktur.
Tağutları ve Deccalları seven, onlarla işbirliği yapanlarda hayır yoktur.
Asr-ı Saadette mezhep yoktu, öyleyse dört hak mezhep bid’attir diyenlerde akıl yoktur. Asr-ı Saadette Mushaf da yoktu, o da mı bid’attir?
Asr-ı Saadette Resul-i Zişan efendimiz sağdı, sapık inançlar ve görüşler yoktu. Ondan sonra İslam dünyası çok genişlemiş ve ortaya birtakım bozuk inançlar ve fırkalar çıkmıştır. Ehl-i Sünnet imamları, uleması ve fukahası, hak mezhep ekollerini kurarak Müslümanlara dinde doğru yolu göstermişlerdir. Hak mezhepler birbirini tadlil etmez, sapıklıkla suçlamaz.
İnanç konusunda Ehl-i Sünnetin iki imamı vardır: İmam Eş’arî ve İmama Mâturidî. Esasta, usulde, temelde birdirler, kırk kadar lafzî incelikte ayrılmışlardır, birbirlerini sapıklıkla, yoldan çıkmakla suçlamazlar.
Benim muhterem kardeşim… İnsan ölüp kabre konulunca sual melekleri gelir ve Rabbin kimdir, Peygamberin kimdir gibi sorular sorar. Bu imtihana hazırlan. Orada, benim Rabbim kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan münezzeh olan Hak teala hazretleridir, benim Peygamberim âhir zaman peygamberi ve hidayet rehberi Muhammed Mustafa’dır, kitabım Kur’an’dır, şeriatim İslam Şeriatidir diyebilesin.
Kabirde sana hangi futbol kulübünü, hangi siyasî partiyi, hangi cemaati tutuyorsun diye sormazlar.
Âgâh ol!.. Hazırlıklı ol!.. Gafil olma!.. Uyuma!.. Büyük bir yolculuğa çıkacaksın, kendine yeterli azık topla… Dünya imtihanındasın, derslerine iyi çalış, sorgu melekleri gelince doğru cevaplar ver.