Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Oslo'daki yabancı göz hangi ülkeye aitti?

Oslo'daki yabancı göz hangi ülkeye aitti?

Çözüm süreci ile ilgili düşüncelerimi dünkü yazımda dile getirmeye çalışmış ve özellikle Kandil’in çözüm sürecinde ABD’nin dahil olmasını isteğine vurgu yapmıştım. Bugünkü yazımda çözüm sürecine ABD ne olarak girmek istiyor, Kandil ABD’yi ne sıfatla çözüm sürecinin içine sokmak istiyor? sorularının cevabı üzerinde düşünülmesi gerektiğine vurgu yaptıktan sonra Oslo görüşmelerinde yer alan üçüncü ülke ya da yabancı ülke istihbaratı hangi ülkeye aitti? sorusunun cevabının topluma açıklanması gerektiği kanaatindeyim. Çünkü bu ülkenin insanlarından gizlenen görüşmelere bir yabancı ülke istihbaratının dahil edilmiş olması manidardır. Yani kendi insanımızdan gizlediğimiz görüşmeleri bir yabancı ülkeden gizlemeye gerek duymamışız demektir. Kaldı ki, terör örgütünün en azından yönetim kadrosunun da görüşmelerden günlük haberdar olduğu da düşünüldüğünde olaylardan haberi olmayan sadece milletimiz. Bu bakımdan kendi iç meselemizin çözümü için başlatılmış görüşmelere bir yabancı ülke istihbaratı gözlemci mi yoksa arabulucu olarak mı katılmıştır? Sanıyorum bunu milletin bilmeye hakkı vardır.

Bu arada Oslo görüşmelerine dahil edilen ülke çok önemli. Eğer bu ülke ABD ise ve görüşmeleri bu ülkenin istihbarat elemanı Pensilvanya ve medyaya sızdırmış ise bu sızdırmanın ardından nasıl bir tepki konulmuştur? Ya da tepki konulabilmiş midir? Çünkü Pensilvanya’ya yönelik her gün bir açıklama yapılıyor, bir dizi itham sıralanıyorken sızdıranlara tepkisiz kalınmış ise, ‘eşeğini dövemeyen semerini döver’ misali bir durum ortaya çıkıyor. Sızdırmanın ahlâk dışı olduğu, bu görüşmelerin içeriğini Pensilvanya’nın niçin merak ettiği ayrıca üzerinde durulması gereken bir konu elbette.

Bu noktada Başbakan Davutoğlu’nun, “Yabancı göz diye bir şey söz konusu değil. Oslo’da denedik. Oslo aracılı yürütülen bir süreçti ve sonucunu gördük. Yürümedi” sözleri oldukça dikkat çekicidir. Ancak, bu aracının hangi ülke olduğu bilinmeden geçmişi tam değerlendirmek mümkün olamayacağı gibi, yeniden başlatılan sürecin geleceği hakkında da sağlıklı bir şey söylemek mümkün olmayacaktır. Ancak, HDP ile yürütülen süreç Kandil açısından bir takım istenmeyen gelişmelerle karşı karşıya kalabilir. Çünkü HDP’nin Kandil’den bağımsız ve gelişmelerden Kandil’i haberdar etmeden bu süreci yürütmesi pek mümkün görünmüyor. Daha sürecin yeni dönemi başlamadan Kandil’in görüşmelere ABD’nin de dahil edilmesini istemesi gösteriyor ki, Kandil gelişmelerden haberdar olacak, tatmin olmaz ise bilgileri ABD’ye aktararak yardımını(!) isteyecek demektir. Yani, yabancı göz ister istemez olayın içinde olacaktır. Kaynayan kazan haline gelmiş bölgemizdeki gelişmeler bizim kadar ABD’yi de yakından ilgilendiriyor. Bu bakımdan PKK’ya dönük bir takım hamlelere ABD’nin kayıtsız kalması düşünülemeyeceğine göre, bölgemize yönelik ABD planında PKK’nın da görevi bulunduğu hatırlandığında doğrudan olmasa bile ABD istihbari üçüncü göz konumunu sürdürecek, en azından sürdürmeye çalışacaktır.

Sonuç olarak, Türkiye ABD ile açıktan ters düşmemeye gayret ettikçe zararlı çıkıyor. Bu bakımdan gelişmeleri millet ile paylaşmak, olaylara toplumu ortak etmek gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi