Evlilikler yalnızlıklar umutlar
Bu haftaki eserimiz, Mustafa Ulusoy’un Kapı Yayınları’ndan çıkan;“Evlilikler Yalnızlıklar Umutlar” adlı kitabı.
Memleketimizin esas gündemini, aile ocaklarının ciddi şekilde erimeye başlaması ve çözülmenin hızla arttığı gibi konular meşgul etmelidir.
Maalesef hayati bir mesele olmasına rağmen, gündemimizin en alt sıralarında bile yer almıyor.
“Aile” olamamış insanların, medyanın her türlü aracını kullanarak, tazyikli su gibi çıkardığı fitne ve fesatların peşinde koşuşturmak daha kolayımıza gelmekte.
Allah’tan Mustafa Ulusoy gibi mayası, “aile haremliği” ile yoğrulmuş insanlarımız var da hiç olmazsa, konuşarak ve yazarak esas meselemizin üzerinde duruyorlar.
•
“Ataerkil” aileyi yok ettik. Aile kavramının manasına ve muhtevasına inananlar bile “ataerkil” aileden bahsedildiğinde boyunlarını büküyorlar.
Oysa her fırsatta öğündüğümüz, torunları olmaktan gurur duyduğumuz Osmanlı Devleti, yediyüz yıl dünyaya ataerkil aile sisteminin ölçüleriyle hükmetmişlerdir.
Osmanlı’nın çözülmesine gösterilebilecek pek çok sebep vardır. İçeriden, dışarıdan, siyasi ve ekonomik nice nedenler sayılıp, düşmanları alfabetik sıraya koyabiliriz.
Lakin Osmanlı’yı çökerten esas unsur da “aile hariminin” bozulmasıdır. Bu hercümerç, kültürel ve inanç yozlaşmasıyla oluşmuştur.
Yani isteyerek ve bilerek, batıdan ithal edilen; “kişisel çıkar merkezli ferdiyetçilik”, “İslam aile yapısına” raptedilmiştir. Geçelim.
•
Günümüzde evliliklerin önemli bir kısmı, “evlenmek”, “aile olmak” ve“sağlıklı nesiller” yetiştirmekten ziyade, “evden kurtulmak” (kısa bir süre sonra evlilikten de kurtulmak üzere) “rüzgarsız kavak yellerine” göre yapılmaktadır.
Hal böyle olunca evlenecek taraflar, birbirlerini ve ailelerini tanımayı öteleyip, daha eğlenceli bir hayat için kuytularda buluşmak yerine “ah şöyle küçük bir evleri” olsa hevesiyle “ev” edinmektedirler.
Bu evliliklerin yolları ise; sokaklarda, caddelerde, cafelerde, iş yerlerinde, davetlerde; insan haysiyet, onur ve şerefinin dünyaya sere serpe açılıp, ayaklar altına alınan sosyal medya ortamlarından geçmektedir.
Bir yozlaşmanın örneği olarak maalesef bu tür evliliklerde de “Allah’ın emri, Peygamberin kavli” meselesi de insafsızca tahrip edilmektedir.
•
Bu heveslerin arkasından gelen ve aileler tarafından “onaysız” yapılan dünürlük ve düğünler; “Dostlar alışverişte görsün” cinsinden yapılarak,“kalabalık figüranlı bir sinema filmi” gibi gelip geçmektedir.
Şimdi böyle evliliklerin uzun ömürlü olması beklenebilir mi? Elbet beklenemez. İşte boşanmaların büyük kısmının, “1 ila 3 yıllık evlilikler”arasında olması bundandır.
•
Lafı epeyce uzattım. Mustafa Ulusoy eserinde soruyor ve diyor ki;
-“Binbir umutla evlenirsiniz, tam mutluluğu yakaladım derken aslında her şeyin şimdi başladığını anlarsınız. ‘Evlilik bu muydu’ diye sorarsınız. Artık biri Cehenneme biri Cennet’e çıkan iki yol vardır önünüzde.”
Yazar böyle diyor ve “evliliği bir Cennet’e dönüştürmenin” ipuçlarını veriyor.
Eser hakkında Kapı Yayınları: 0212- 513 34 20
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.