82 yıllık ömrünü, Kur’an ahlakını yaşayarak, gayrette, tevazuda en önlerde koşarak tamamlayan Hafız-ı Kurra Mehmet Sarıcaoğlu, ahirete irtihal ederken, edebi, irfanı, gayret ve hizmetleriyle, Kur’an hayatını bir kere daha örnekleştirdi. 45 yıl önce, Milli Nizam Partisi Eskişehir teşkilatını kurarken Merhum Hasan Özkeçeci Başkan; o, yardımcısı olmuştu. MNP kapatılınca,bu ikili,sevgilisini kaybettiği şehri de terk eden Sürmelibey gibi, Eskişehir’den İstanbul’a göçtüler. İstanbul’da Sarıcaoğlu’nun Sirkeci’de oteli, sonra Fatih’te ayakkabı mağazası oldu. Ama Kur’an-ı Kerim hizmetini kesintisiz devam ettirdi. 

Her çeşit yardıma koşan güzel bir insan, dost ve arkadaştı. Kendi sahası olsun olmasın, her hizmette vardı ve herkese yardımcıydı. Particiliği de böyleydi. Hizmet yoksa da icat eder ve bu güzel icadını ciddiyetle devam ettirirdi. Evi, mağazası, Fatih Camii’ne yakındı. Sabah namazı cemaatından, kıraatını, tecvidini, daha ileri bilgi ve becerisini geliştirmek isteyenleri evine götürür, kahvaltıdan sonra ders yapardı. Bu kahvaltılı derslere bir kere de ben misafirdim. Prof. Dr. Osman Çataklı, Eczacı Mustafa Aydıner gibi arkadaşlar devamlıydı. Binlerce öğrenci yetiştirdi.

Bu şafak vakti kahvaltısına dikkat edilirse, eşsiz bir nimeti daha görülür. Fedakarlık ve hasbilik örneği Kur’an ahlakı, hayat haline gelince görülüyor ki, günün bütün yorgunluğuna rağmen, şafakta bütün aile hizmet için güler yüzle ayakta. Eşsiz bir samimiyet ve muhabbet! İslam kardeşliği, ne büyük nimet!

 Gecenin şafağında kahvaltıdan, her tür hizmete hazır bir aile yapısını ve huzurunu, İslam’dan başka ne sağlayabilir? İslam ahlakı, ferdi, aileyi, ümmeti, şehadete kadar götüren fedakarlık, iyilik, sevgi, muhabbetle, insanı, iki cihanda aziz kılan iman nimetidir. Saadet ve selamet kaynağıdır. Boşanmaların arttığı; korumalı; evinden uzaklaştırılmalı aileler döneminde, İslam ahlakına ne kadar muhtacız! Ne acıdır ki, başka iklimlerden Müslüman olan kardeşlerimizin, İslam’ı arayışında, bizi, o vasıfta göremediği için, çok zahmet çekmektedirler. Anatolia Film, bunlardan örnekler vermek için dünyayı dolaşıyor.

Her Müslüman, temelde siyasidir. Çünkü Müslüman, kendinden başlayarak, ailesini, çevresini, milletini, insanlığı, kötülükten uzak tutmak ve iyilikle sorumludur. Siyaset de, millet gücüyle iyiliği hakim kılmaktır. Her iyinin taklidi, kötü kullanımı vardır. Siyasetin kıymetini, ufku, üç günlük hayatıyla sınırlı, İslam ufkuna kör, çıkarcı zalimin zulmü anlatır. Ama ne var ki insanın nankörlüğü, iyiliği görmesine manidir.Sarıcaoğlusiyaseti, yalnız, İslam’ın hizmet sorumluluğu ile yüklenmişti.MNP için ihtiyaç olunca, makamı da red edemedi, gecesini gündüze kattı.Milli Gazeteyi kurduğumuzda da, çalışkan talebenin her derste parmak kaldırması gibi, işinden fırsat bulduğu an, istirahatını bırakır, “Hizmet var mı?” der, gelirdi. 

Sarıcaoğullarımız az mı? Yoksa onları, toplumun görünen yüzü mü yapamıyoruz? Müslümanın İslam ahlakını yaşadığı dönemler, bilgi, ulaşım, iletişim  zorluğuna rağmen insanlık, akın akın, O’na koşmuş. İnsanlık,yine İslam ahlakını arıyor. Fakat, canlı örneklerle temas kuramamaktan zorlandığı görülüyor.

 Başka muhitlerde yetişip, İslam’ı arayanların hayat hikayeleri, Müslüman olarak sorumluluğumuzu artırıyor. Bizi göremiyor. Göreni de, yanıltıyoruz. Fransız asıllı pop sanatçısı Julien Drolon kardeşimiz, Katolik aileden. Araştırıyor, tatmin olmuyor. Hakikati aramak için 50 ülke dolaşıyor. İlk gittiği İslam ülkesi Dubai. Neticede 11 Eylül olaylarını araştırırken İslam ile huzur buluyor.  

Brezilyalı avukat, “Üniversitede Müslüman arkadaşlarım vardı. Bizim gibi sarhoştular. Onun için İslam’a bakmakta geciktim. İlkel dinlere kadar, her inancı tetkik için senelerce dolaştım, araştırdım durdum” diyor. 

Bakara Suresi Ayet 143: “Böylece sizi, insanlara örnek olmanız için, Peygamber de size örnek ve sizi mutedil bir millet kıldık” buyruluyor. Yarab, Müslüman olarak örnekliğimizi kemale erdir. Sarıcaoğlu gibi kardeşlerimizi, ferd ve  toplumumuzun görünen yüzü yapmamızı nasip eyle...