Yolsuzluk o hale gelmiş bulunuyor ki iktidara “en yakın isimler” bile bu durumdan yakınıyorlar!
Mesela Başbakan Başdanışmanı, “Yolsuzluk iddialarının palavra olmadığını” söyleme ihtiyacını duyuyor!
Gerçi iktidar sözcüleri bu açıklamaya karşı hemen, “Yolsuzluğun palavra olmadığını söylemekle hangi akla hizmet ediyorsun, makamına göre konuş” diye itiraz ediyorlar ama söylenen laf hedefine tam isabet kaydediyor!
Yine iktidarı bugüne kadar hep desteklemiş, onlara birçok konuda fetvaları ile yardımcı olmuş Hayrettin Karaman hoca bile, “Dindarlıkları gevşek olanlar helale harama bakmadan, dindarlıkları az çok etkili olanlar ise işi bir şekilde kitabına uydurarak ve partideki konumlarını kullanarak menfaat sağlıyorlar” demek zorunda kalıyor!
Yani iktidar “yolsuzlukla imtihanını” büyük ölçüde kaybetmiş gibi görünüyor!
Buna rağmen iktidar sözcüleri sanki hiçbir şey olmamış gibi yolsuzlukla ilgili olarak konuşanlara, “Hangi akla hizmet ediyorsunuz” diye sormaktan kendilerini alamıyorlar!
Onlara göre yolsuzlukla ilgili iddialar kocaman bir palavradan ibaret! Keşke onların dediği gibi olsa!
Yani yolsuzluk iddiaları palavra olsa!
Hâl böyle olsa Başbakan Başdanışmanı ya da Hayrettin Karaman hoca gibi iktidara hep destek vermiş isimler niye böyle şeyler söyleme ihtiyacı duysunlar ki!
Yoksa “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” diyen atalarımız da mı yanılmışlar! Ortada hiç yolsuzluk yok da sadece böyle palavradan suçlamalar mı var?
Bir duman çıkıyorsa, arkasında mutlaka bir ateş yok mudur?
Eğer toplum, “Yolsuzluk yapıyorlar ama çalışıyorlar” noktasına gelmişse bu noktada durmak ve bu söylemin üzerinde uzun uzadıya kafa yormak gerekmez mi?
İktidarın tepesinde bulunanlar yolsuzluk suçlamalarına istedikleri kadar palavra deyip gezsinler!
İktidarın tabanında bu tür iddialar oldukça hüsn-ü kabul görüyor ve insanlar bunu dillendiriyorlar!
Keşke iktidar sözcüleri bu tür iddiaları yalanlayacaklarına üzerine gidip yolsuzluğa bulaşanları partilerinden tasfiye etme yolunu tercih etseler! O zaman çok daha sağlıklı bir iş yapmış olurlar!
Ama işin ucu öyle yerlere dokunuyor olmalı ki onlar da bu cesareti göstermiyorlar!
Yolsuzluk iddialarına kulak verenleri eleştirmek ya da onları susturmaya çalışmak akılcı bir yol olmasa gerek!
İktidardakiler hiç olmazsa Cevat Akşit hocaya kulak verseler!
Devri iktidarları döneminde yolsuzluğun hangi boyutlara ulaşmış olduğunu bu vesile ile fark edebilseler ne güzel olur!