İncirlik açılmadan Türkiyenin isteği kabul edilmedi
Türkiye Suriyeli sivillerin saldırılardan korunması ve Türkiye’ye göçün önlenebilmesi için çatışmalarla birlikte Suriye içinde uçuşa kapatılmış bir tampon bölge oluşturulmasını istedi/istiyor. Ancak, bu talep ABD ve koalisyon ortakları tarafından duymazdan gelindi. Aradan 4 yıla yakın bir zaman geçti. Geçen zaman içinde 200 bini aşkın Suriyeli sivil hayatını kaybetti, 1 milyon 600 bini ülkemizde olmak üzere 7 milyon insan ya ülkelerini terk etti ya da ülke içinde başka yerlere gitmek zorunda kaldılar. Kısacası, Batı dünyası 200 bin insanın hayatını kaybetmesini kayıtsızlıkla seyretti. Olay sadece bundan da ibaret kalmadı. Bugün Suriye’de çatışmalar son bulsa bile ülkelerini terk etmiş olan insanlar ülkelerine geri dönseler bile başlarını sokacak evlerinin yerle bir edildiğini görecekler. Yıkımın izlerini ortadan kaldırmak için yıllara ihtiyaç olacak. Çünkü Suriye’de pek çok yerleşim birimi tamamen tahrip edildi. Şimdi Suriye’de şehirler birer harabe konumunda.
Başından itibaren Türkiye sığınmacılara kucak açtı, elinden gelen desteği vermenin gayreti içinde oldu. Gücünü aşan boyutlara ulaşmasına rağmen ihtiyaç sahibi insanlara yüz çevirmedi. Açıklanan rakamlara göre Türkiye’nin sığınmacılara yaptığı yardım 4 milyar doları aşmış durumda. Buna karşılık başta BM olmak üzere uluslararası kuruluşlar ve Batılı ülkeler ellerini ceplerine sokmadılar. Bunun başta gelen sebebi hayatlarını kaybeden ve ülkelerini terk ederek çadırlarda yaşamak zorunda kalan insanların Müslüman oluşları ise ikinci sebebi de Türkiye’yi köşeye sıkıştırarak İncirlik Üssü’nü Irak ve Suriye’deki operasyonlarda, bir diğer ifade ile işgalde kullanmak arzusudur. Yani, Türkiye’nin teklifinin işleme konulabilmesi için ABD ve koalisyon ortaklarının isteklerinin karşılanması şartının yerine getirilmesi gerekti. Kısacası, ABD ve yandaşları İncirlik Üssü’nü açtırmadan tampon bölge oluşturulması teklifine ‘evet’ demediler. Evet dediler de gerçekten Türkiye’nin isteğine uygun bir tampon bölge oluşturulacak mı? Doğrusunu söylemek gerekirse verilen söze ABD ve ortaklarının aynen uyacakları kanaatinde değilim. Çünkü onlar için önemli olan istediklerini elde etmektir. Karşı talepler imkan bulunursa unutulmaya terk edilebilir. Kaldı ki, haberlerde ABD’nin sadece İncirlik Üssü’nün açılması ile yetinmediği, Türk askerinin de bölgeye gitmesi söz konusu.
Bu noktada Ankara ile Washington’nun İncirlik Üssü konusunda anlaşmasının içeriğini tam olarak bilmiyoruz. İncirlik üssünün ABD ve koalisyon ortaklarına açılmasının belli bir süre ile sınırlı mıdır? Bir sınır var ise ne kadardır? Bu soruların cevabını çok geçmeden öğreniriz. Ama daha önce Çekiç Güç’e bir yıllığına süre tanınmışken, bu süre uzayıp gitti. Kaldı ki, İncirlik Üssü Esad’ın gönderilmesi için değil, IŞİD’in devre dışı bırakılmasında kullanılacak, IŞİD devre dışı bırakıldığında Esad’ın gönderilmesi gündeme gelecek mi? Bu sorunun cevabı da belirsiz. Kısacası, ABD istediğini aldı ama Türkiye’nin isteklerinin karşılanıp karşılanmadığını zaman gösterecek.
Başından itibaren Türkiye sığınmacılara kucak açtı, elinden gelen desteği vermenin gayreti içinde oldu. Gücünü aşan boyutlara ulaşmasına rağmen ihtiyaç sahibi insanlara yüz çevirmedi. Açıklanan rakamlara göre Türkiye’nin sığınmacılara yaptığı yardım 4 milyar doları aşmış durumda. Buna karşılık başta BM olmak üzere uluslararası kuruluşlar ve Batılı ülkeler ellerini ceplerine sokmadılar. Bunun başta gelen sebebi hayatlarını kaybeden ve ülkelerini terk ederek çadırlarda yaşamak zorunda kalan insanların Müslüman oluşları ise ikinci sebebi de Türkiye’yi köşeye sıkıştırarak İncirlik Üssü’nü Irak ve Suriye’deki operasyonlarda, bir diğer ifade ile işgalde kullanmak arzusudur. Yani, Türkiye’nin teklifinin işleme konulabilmesi için ABD ve koalisyon ortaklarının isteklerinin karşılanması şartının yerine getirilmesi gerekti. Kısacası, ABD ve yandaşları İncirlik Üssü’nü açtırmadan tampon bölge oluşturulması teklifine ‘evet’ demediler. Evet dediler de gerçekten Türkiye’nin isteğine uygun bir tampon bölge oluşturulacak mı? Doğrusunu söylemek gerekirse verilen söze ABD ve ortaklarının aynen uyacakları kanaatinde değilim. Çünkü onlar için önemli olan istediklerini elde etmektir. Karşı talepler imkan bulunursa unutulmaya terk edilebilir. Kaldı ki, haberlerde ABD’nin sadece İncirlik Üssü’nün açılması ile yetinmediği, Türk askerinin de bölgeye gitmesi söz konusu.
Bu noktada Ankara ile Washington’nun İncirlik Üssü konusunda anlaşmasının içeriğini tam olarak bilmiyoruz. İncirlik üssünün ABD ve koalisyon ortaklarına açılmasının belli bir süre ile sınırlı mıdır? Bir sınır var ise ne kadardır? Bu soruların cevabını çok geçmeden öğreniriz. Ama daha önce Çekiç Güç’e bir yıllığına süre tanınmışken, bu süre uzayıp gitti. Kaldı ki, İncirlik Üssü Esad’ın gönderilmesi için değil, IŞİD’in devre dışı bırakılmasında kullanılacak, IŞİD devre dışı bırakıldığında Esad’ın gönderilmesi gündeme gelecek mi? Bu sorunun cevabı da belirsiz. Kısacası, ABD istediğini aldı ama Türkiye’nin isteklerinin karşılanıp karşılanmadığını zaman gösterecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.