Hayat bir denge üzerine kurulmuştur
Her akşam saat sekizde eve gelen baba o akşam gecikmiştir. Anne olabilecek en kötü ihtimalleri düşünerek tek tek sıralamaktadır: Eşinin kaza geçirmiş olabileceğini, kaçırılabileceğini, başına kötü bir şeylerin gelmiş olabileceğini, hatta işten atılabileceğini düşünmekte ve panik halinde koşturmaktadır. Oysa eş o akşam arkadaşları ile birlikte kahve içmeye çıkmış ve telefon arızalı olduğundan eve haber verememiştir. Ama bu alternatif annenin aklından dahi geçmemiştir. Anne hayatının tamamında olumsuz düşünen ve olumsuz senaryolar üreten bir kadındır.
Çocuk anneyi gözlemliyor ve onun oluşturduğu senaryoyu canlandırarak kaygıya kapılıyor. Annenin bu tavırları çocuğun zihninde işleniyor ve artık o da tıpkı anne gibi olayları olumsuz tarafından okumayı ve yorumlamayı öğreniyor.
Karamsar bir kişi olayların daima olumsuz yanlarını canlandırır ve buna kendisini o kadar inandırır ki, hayalle gerçek arasında bocalamaya başlar. Her şey çok yolunda gidiyor dediğiniz anlarda dahi onlar olayın içinden olumsuz bir hikâye çıkarır ve buna inanırlar. Mesela arkadaşıyla sohbet eden bir kadın, onun her zamankinden daha durgun olduğunu kurgular ve “sanırım benden sıkıldı, beni sevmiyor ya da sözlerimden rahatsızlık duydu” diye düşünür. Bu düşünceler kişiye kendini kötü hissettirmekle kalmaz yakınlarının kendisinden uzaklaşmalarına da neden olur. Hayat tek düze bir yol değildir. Olayların olumlu ve olumsuz yanları vardır. Karamsar insanlar için ise bu tek boyuta indirgenmiştir, onlar yaşamlarının en mutlu anlarını dahi karanlık bir sahne olarak görür ve mutluluğu acıya çevirebilirler. Konuştuklarında “ zaten her şey beni bulur, iyilerle karşılaşma şansım yok, insanlar benim kuyumu kazıyorlar…” diye düşünür, mutluluğa haklarının olmadığına inanırlar. Bir işe başladıklarında ilk ifadeleri zaten başaramam sözü olur. Onlara göre her şey yolunda gitse dahi şans kendilerine gülmeyecek ve hiçbir şey yolunda gitmeyecektir.
Karamsarlık, sinsi bir kurt gibi onların iç dünyasında yer bulmuş ve mutluluklarını alıp götürmüştür. Bu kimseler artık ne ailede ne toplumda ne de arkadaşları arasında mutlu ve huzurlu olabilirler. Günün her saati bir şeyler yolunda gitmeyecek, sevdiklerimizin başına kötü bir şeyler gelecek diye beklemekte ve küçük kıpırtı olduğunda korku ile irkilmektedirler.
Hayat kesintisiz bir denge üzerine kurulmuştur. Bu denge içinde her şey zıddı ile kaimdir. İnsan yaşamın tek bir çizgi üzerinde devam etmeyeceğini bilmeli fakat yine de olayları olumlu tarafından okumalıdır. Aksi takdirde kaygı ve karamsarlık insanın gücünü kıracak ve hayatla bağını koparacaktır. Bu bir yenilgidir, yenilgiye uğramış kişi hayatta karşısına çıkabilecek zorlukların üstesinden gelemez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.