Son günlerin popüler tartışma konusu ‘kayırmacılık’.. Üstelik de bu kayırmacılık tartışmasını başlatan CHP... Bazı bakanların yakınlarını haksız bir biçimde işe almış yahut nüfuz kullanarak alınmasını sağlamış olmakla suçlanıyor. Var mı?.. Var.. Bundan kaçamazsınız. Saklanamazsınız. Varken yokmuş gibi davranamazsınız. Hele ki bu atama yapılırken bir başkasının hakkının yenmiş olması gibi bir durum varsa, bundan sadece burada değil ahirette de kaçamazsınız. Bu çok net. İşin bu tarafının sıkıntılı olduğu konusunda kafalarda bir şüphe var mı?. Bence olmamalı.. ‘CHP de yaptı ama’ diyerek, bugün akraba kayırmacılığı yapılmasının meşru gösterilebilmesi mümkün değil.. 

•

Gelelim bürokratik kadrolaşma meselesine.. Bir üst paragrafta sadece ve sadece akraba kayırmacılığını eleştirdim. Ancak daha evvelki yazılarımdan da takip ettiyseniz bileceksiniz, bürokratik kadrolaşma konusunda ben genel kanaatin aksi düşünenlerdenim. Bence her seçilmiş, birlikte uyum içinde çalışacağı kadroları baştan tayin edebilmeli.. Millet politikacılara sırf yasama faaliyeti için oy vermiyor ki. Sorun sokakta insanlara, ‘bir milletvekili ne iş yapar?’ diye, size çoğu doğru-dürüst cevap bile veremez. Onlar kamu dairelerindeki işleyişle ilgilenirler. Bir tapu müdürlüğünde evvelden üç günde biten iş artık yarım günde bitiyorsa, tepeden tırnağa ücretsiz ve zahmetsiz muayene olabiliyorlarsa onlar için devrim gerçekleşmiş demektir. Peki bu devrimi kapalı, muhafazakar, statükocu kadrolarla başarabilme ihtimaliniz var mı? Yok elbette. Tayyip Erdoğan gibi bir liderin açtığı yolda ilerleyecek kadroların da şüphesiz yenilikçi olması gerek. Bu anlamda bir kadrolaşmaya kim karşı çıkabilir ki?. Hatta kurulmuş minik dükalıkların yıkılması, kurtarılmış alanların dağıtılması adına her siyasi iktidarın kendi idari mekanizmasını baştan şekillendirmesi mecburi olmalı bence.. Ama burada daha evvel de yazdım bu iş çözülene kadar da yazmaya devam edeceğim. Mevcut devlet memurları yasasıyla bunun yapılabilmesi mümkün değil.  Memurların işten çıkarılmasını kolaylaştıracak ve bu şekilde milletin önünü açacak reform niteliğinde bir düzenlemeye ihtiyaç var. Devlet dairelerini ‘çiftlik’ olmaktan kurtarmak şart. Her memur göreve hangi şartla geldiğini bilmeli ve o şartı yerine getirdiği sürece görevde kalacağını da içselleştirmelidir. Bugün il sağlık müdürü olan bir kişi bilmelidir ki, yarın CHP iktidara gelirse, işten çıkarılacaktır. Bugün de böyle ama işten çıkarmak yok. Ya ne var? Görevden alma.. Maaş aynı, sosyal şartlar aynı, iş yok, bankamatik memuru.. 

•

Gelelim Kemal Kılıçdaroğlu’nun savunduğu ‘kayırmacılık’ meselesine.. Akit dün isim isim yayınladı biliyorsunuz. Kendi akrabalarını nereye hangi koşullarda yerleştirdiğine dair.. Kılıçdaroğlu’nun genel müdürlüğü döneminde yönetim kurulu üyesi olan Zekai Özcan’ın anlattılarına bakacak olursak, sadece akraba meselesi de değil mesele.. Özcan’ın anlattıkları doğruysa eğer, yönetim kuruluna sokmadan doğrudan genel müdürlük onayıyla PKK’lılar istihdam edilmiş SSK’da.. Ve bu mesele MGK’ya da dosya halinde sunulmuş. Şimdi bu tablo ortadayken, ‘onun yeğeni, bunun kuzeni’ meselesi bana biraz saptırma gibi geliyor..

•

Bir başka yönü daha var işin. O da ‘kayırmacılık’ üzerinden ortalığı ayağa kaldıranların KPSS’yi fetişleştirme gayretleri.. Devlet Personel Başkanlığı verilerine göre 2003-2013 yıllarını kapsayan 10 yıllık dilim içinde kamuya 727 bin 467 personel alındı.. Toplam büyüklük ise 2 buçuk milyonu aşmış durumda. Nasıl alındı peki bu personel? Bakın bugün paralel yapıyla mücadelenin en önemli ayağını, başta emniyet olmak üzere kamu dairelerindeki cemaat yapılanması oluşturuyor. Mevcut devlet memurları yasası yüzünden tasfiye edemediğiniz memurlar, gönderildikleri yerde paralel teşkilatlarını kuruyorlar. Peki bunca cemaat aidiyeti olan memur, ‘... tesadüfen sınava girdi, kazandı, atamaları yapıldı ve istihdam edildi..’ masalına inanıyor musunuz sahiden?.. Şimdi bu kadar güvenilmez bir KPSS ve işe alım mekanizması ortada dururken, CHP acaba neden böyle iddialar ortaya atıyor olabilir?.. Ya hu bir yıldır ‘Cemaat Kadrolaşması’ üzerinden ‘devlet elden gidiyor’ diye bağırıyoruz. Hatta CHP daha evvelden beri söylüyor bunu.. Bunun da kutsiyet atfettiğiniz KPSS üzerinden yapıldığı çıkıyor ortaya.. Şimdi kalkmış başka bir tarafa çekmeye çalışıyorsunuz hadiseyi. Sonra sorunca da dersiniz ki; ‘bizim cemaatle ne alakamız var”.. Her şey gün gibi ortada.. Kalın sağlıcakla.