Biden’ın özründen daha önemli
Amerikan Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın sonradan peş peşe geri almak zorunda kaldığı sözleri çok önemsiyorum. Ne diyordu Biden?.. Türkiye Işid’e silah ve para desteği yapmış.. Başka?.. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “siz haklıydınız” demiş... Ne zaman demiş bunları? Geçen perşembe günkü bir konuşması sırasında. Sonra? Beyaz Saray’ın bildirdiğine göre bu alçakça ithamları yapmasının hemen ertesi günü hiçbir şey olmamış gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aramış Biden... Yine Beyaz Saray’dan bildirildiğine göre, o konuşmada da Işid’i azaltıp yok etmek için ABD ve Türkiye olarak beraber çalışmanın ve bölgede güvenlik ve istikrarı yeniden sağlamanın yolları görüşülmüş... Her şey normalmiş gibi.. Sonrasını ise biliyorsunuz. Konu Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’na soruldu. Her ikisi de net ve sert bir dille yalanladı ABD Başkan Yardımcısını ve özür beklendiğini söylediler. Sonrasında ise hem Beyaz Saray’dan, Biden’ın Erdoğan’a nasıl hayran olduğuna dair vıcık vıcık bir açıklama geldi arkasından ise bizzat Biden Erdoğan’ı aradı ve sözlerini geri alarak özür diledi..
•
Bu devam gelişmeler, yani özürler ve düzeltmeler, devletler arası ilişkiler bakımından bir önem arz edebilir. Ama size şu kadarını söyleyeyim, Amerikan yerleşik siyaseti ve savunma düzeninin bakış açısını öğrenmemiz bakımından Biden’ın ilk ve sansürsüz o sözleriyle ben daha fazla ilgileniyorum.. Benim gazetem de, hükümete ve Cumhurbaşkanı’na yakın diğer pek çok yayın organı da bu özür kısmını büyük görüyor olabilirler. Ama benim için önemli olan özürden çok bu gerçek fikirler. Ne oldu yani Biden özür diledi de 4 yıldır pişirdiği Ortadoğu politikasından bir gün içinde vaz mı geçti? Evet sözlerinin teknik bilgi içeren kısımlarında yalanlar var. Bu açıkça görülüyor. Türkiye’nin silah ve para yardımı yaptığı, Esed’i devirmek için Şii-Sünni savaşını körüklediği buz gibi yalan. Hatta Erdoğan’ın ‘siz haklıydınız’ dediği iddiası tam bir deli saçması. Tüm bunlar Türkiye’nin tezlerine ters bir kere. ABD bölgedeki gelişmeler konusunda bizim haklı olduğumuz noktaya ancak gelmeye başlamışken, bizim ABD’ye ‘siz haklıydınız’ demiş olma olasılığımız Lady Gaga’nın Işid’e katılma olasılığından az. Ama mesele o değil.. Mesele şu.. ABD’nin, Türkiye’yi gördüğü bir nokta var. Ve bu analizini pekiştirmek için yalan söylemekten de çekinmiyor. Bunu bilmek önemli. Müttefik iki ülke olarak birbirimiz hakkında bazı fikirlere sahibiz. Biz de ABD hakkında, ABD de bizim hakkımızda. Biz ABD hakkında ne düşündüğümüzü biliyoruz. Tezkere için TBMM’de el kaldıran her milletvekili, ABD’nin ne kadar sadık bir müttefik olduğuna inandığı için mi el kaldırdı?.. Bölge için hep iyi düşünen, kendi menfaatine değil bölge demokrasisine inanan bir ülke olduğunu düşündüğü için mi evet dedi bu milletvekilleri tezkereye?.. Evetçi her vekil otomatik olarak ABD’ci mi?.. Elbette değil. Tam da onu söylüyordum. Biz ABD’ye ne kadar güveniyorsak, ABD’nin de bize ne kadar güvendiği konusunda bilgi sahibi olduk. İşin bu tarafını önemsiyorum. Her ikimiz de bir ayıyla yatağa girdiğimizin farkındayız. Ve bence Biden’ın özür dilemesi, bu bahiste ana konu değil. Kalın sağlıcakla.