Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Nispet ziyareti

Nispet ziyareti

Fas Kralı 6. Muhammed’in ani Türkiye ziyareti bölgedeki durağan suları harekete geçirdi.  Suudi Arabistanlı yazar Osman Umeyr bu ziyaretin Fas ilişkilerinde ve politikasında bir devrim mesabesinde olduğunu yazdı.  Kral Muhammed’in ziyareti bölgede adeta siyasi bir deprem etkisi yaptı.  Bu ziyaretin bir nispet olduğunda herkes hemfikir.  Lakin kime karşı nispet konusunda farklı cevaplar veriliyor. İspanya medyasına göre (El Mundo) Fas Kralı 6’ıncı Muhammed’in Türkiye ziyareti, Fransa’ya karşı bir tepki.  Meselenin gerisinde ise Batı Sahrası meselesi yatıyor. Bütün düğüm aslında Batı Sahrası ile alakalı.  Fransız Hükümeti, Fas Karşı Casusluk Şefi Abdullatif Hummuşi aleyhinde Sahra’nin bağımsızlığı lehinde faaliyet gösteren militanlara işkence uygulama iddiasıyla fezleke düzenlemiş, suç duyurusunda bulunmuş hatta  ötesine  geçerek Fas büyükelçiliğine yönelik polis baskını düzenlemişti. Bu iki ülke arasında bardağı taşıran son damla olmuş ve bu nedenle Kral Muhammed ve eşi Selma Betz Şatosu yerine tatil yeri olarak Türkiye’yi seçmişti.  Kralın neden tatil için Türkiye’yi seçtiği veya Türkiye’yi ziyaret ettiği sorusunun cevap şıklarından birisi bu.  Bu doğru olabilir ama yeterli değil.

Suudi Arabistan ile İran arasındaki zıtlık ve çekişme derecesinde olmasa bile Fas ile Cezayir hasım ülkeler. 2014 yılında da bir sürü krize tanık olmuşlardı. Aralarındaki en büyük meselelerden birisi Fas’ın Batı Sahrasını ilhak etmiş olması ve buna mukabil Cezayir’in  Sahra’nın bağımsızlığı için mücadele eden Polisario Cephesini desteklemesidir.  Esasında Fas Kralı Muhammed’in Türkiye’yi yönelmesi ister Fransa isterse BAE’ye yönelik bir tepki olsun tahtında ve altında Batı Sahrası meselesi yatmaktadır.  Bunun ötesinde, 2013 yılında Cezayir’in Arap Baharına darbeler sürecinde Fas’ın hesabına bölgesel ittifaklarını genişletmiş olmasıdır. Bu yüzden Fas’ın politikalarında gerileme ve kayma yaşanmıştır. Bu kaymalardan birisi İran politikalarını gözden geçirmesidir. İkincisi de Arap Baharı yetimi veya öksüzü olan İslamcılarla dirsek teması içine girmesidir. Fas Kraliyeti 2005 yılından beri İran ile diplomatik ilişiklerini kesmiş bir haldedir.   İslami bir damarı temsil eden Fas’taki iktidar partisi AKP de İran’a karşı oldukça mesafeli olmasına rağmen kraliyet nispet için İran’la ilişkileri yeniden düzene koymuştur.   Bu nispetin nedeni daha önce ilişkileri iyi olan Suudi Arabistan’la ve bazı Körfez ülkeleriyle ilişkilerinin kötüleşmesi ve buna karşılık nispet olarak İran’la ilişkileri yeniden rayına sokmasıdır.

Türkiye ilişkiler kötü olmasa da stratejik veya ittifak düzeyinde değil. Kralın bu ani nispet ziyareti veya daha doğrusu manevrası birçok ülkeye mesaj anlamı taşıyor. Bunlardan birisi Cezayir, diğeri Mısır ve onu destekleyen başta BAE olmak üzere diğer Körfez ülkeleri. Kimi gazete haberlerine göre Kral 6’ıncı Muhammed’in Türkiye’ye ani ziyaretinin gerisinde BAE’de karşılaştığı bed/kötü muamele yatıyor. Gerçekten de BAE geçmişteki Katar’ın yerini almak istercesine uluslar arası ilişkilerde çok hırçın davranıyor. Katar İslamcıları destekleyerek öne çıkmıştı. BAE ise laik kesimleri destekleyerek öne çıkmaya çalışıyor.   Bu hususta da çok nobran davranıyor. Fas’ın Msır ile ilişkilerinin gerilmesinin arkasına Bahar ülkelerine karşı Mısır-Cezayir beraberliği var. Libya, Tunus gibi ülkelerde Mısır-Cezayir ortak olmasa da yakın duruyorlar. Bu beraberlik Fas’ı geriyor, rahatsız ediyor.  Fas’ın BAE gibi ülkelerle arasının bozulmasının arkamsında ise bu ülkenin Arap Baharına karşı Mısır ve Cezayir hattında yer almasıdır.  Hatta Suriye’de bile böyledir.  Kral 6’ıncı Muhammed’in BAE’de karşılaştığı bed muamele Türkiye’ye damlamasına yol açıyor. Bundan gocunan Mısır yönetimi ve basını ise toplu hücuma geçiyor.   Kalemlerinden kan, ağızlarından küfür damlıyor. Bu arada sadece kraliyet ailesini değil aynı zamanda Fas halkını da ‘ fahişeler ülkesi’ şeklinde aşağılıyorlar. Sisici Mısırlı Spiker Emani El Hayyat, İslamcı iktidarın gölgesinde fahişeliğin serpildiğini ileri sürmüştür.  Buna benzer yakası azılmadık küfürler.   Fas basını da karşı atağa geçiyor ve Mustafa Halefi’nin talimatıyla 2014 yılı hasadı verilirken resmi kanallar Abdulfettah Sisi’yi darbeci general olarak takdim ediyor. Fas televizyon kanalları çift koldan saldırıya geçiyor Sisi darbeci olarak takdim edilirken yasal cumhurbaşkanı Mürsi olarak veriliyor. Nahda ve Rabia olayları katliam olarak anılıyor.  Böylece Mısır ve yandaş Körfez ülkeleri Katar kanadını tamir etmeye çalışırken bu defa Fas kanadı açılıyor. Bir tarafı yamalarken diğer taraf sökülüyor. Aptal Sisi ve destekçisi Körfez ülkeleri Arap Baharı ve diğer rejimlere karşı cahiliyet savaşları açıyorlar.  Nasır’ın izinden giderek enerjilerini heder ve heba ediyorlar.   Böylece Türkiye Arap Baharının kalıntılarının ve muhalif damarın sığınağı ve güvenli limanı haline gelmiş bulunuyor. Bu yarışta, çekişmede dayanan kazanacak, ilk pes eden kaybedecektir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi