Hazreti Süleyman'ın mührü 8 köşelidir
Hazreti Süleyman’ın tesiri devam ediyor. Onun mührü cinlere karşı korunmak için kitaplarımızda hala yer buluyor. Ancak Hazreti Süleyman’ın mührüyle İsrail Bayrağı’ndaki yıldız aynı değildir.
Hazreti Süleyman (Aleyhisselâm)ın mühründe yıldız var. Bizim kitaplarımızda yazılan bazı nüshalarda da cinlere karşı hıfz ve koruma mahiyetinde kullanılır. Süleyman (Aleyhisselâm)ın tesiri devam ediyor. Ona mahsustu bu cinlere azap etme işi. Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) cinlere mektubunda bile ne buyuruyor? “Süleyman’ın mührü üzerinize gelsin.” Dolayısıyla yine Süleyman (Aleyhisselâm)ın mührünü kullanıyor Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem).
AYIRT ETMEK LAZIM
Bu itibarla Süleyman (Aleyhisselâm)ın mührünün nüshalarda ve İslam alimlerinin kitaplarında yeri vardır. Ama bunun Yahudi bayrağında yer alan 6 köşeli yıldızla alakası yoktur. Çünkü Selçuklu’da da kullanılan Hazreti Süleyman’ın mührü 8 köşelidir. İnternete bile girip bakarsanız 8 köşenin her birine bir mana verilmiştir. Ama İsrail Bayrağı’ndaki 6 köşelidir, 8 köşeliyle hiçbir ilgisi yoktur. Çocukluğumuzda bize de “O mason, Yahudi sembolüdür.” gibi şeyler söylendi. Ama şu an incelediğimizde görüyoruz ki o 6 köşelidir. Selçuklu ve Osmanlı’da kullanılan 8 köşelidir. Onun için bunları birbirinden ayırmak icap eder.
“KİMSEYE LAYIK OLMASIN”
“Ya Rabbi beni affet, bana bir saltanat bahşet benden sonra kimseye yakışmasın.” Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e ifritin biri teheccüd namazında musallat olmuş, sıkıştırmış. Nerdeyse Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e namazını bozduracakmış. Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) namazı bitirince onu yakalamış. Direğe bağlamış. Hatta salyaları elinin üzerine akmış. Rasulullah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) “Sabah Medine’nin çocukları suratına tükürsün diye bağlı bırakacaktım. Hemen Süleyman kardeşimin sözünü hatırladım.” demiş. Neydi o söz? “Benden sonra kimseye layık olmasın o mülk.” Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) “Hazreti Süleyman’ın mülküne ortak olmayayım diye saldım.” buyurmuş.
iSA (Aleyhisselâm)'IN YÜKSELTiLMESiNiN MANALARI
Şu bilinsin ki Allah-u Tealâ İsa (Aleyhisselâm)a bir çok belâ ve sıkıntının ulaştığını açıkladıktan sonra onu kendisine yükselttiğini zikredince, bu açıklama, İsa (Aleyhisselâm)ı kendisine yükseltmesinin, mükâfat bakımından cennetten ve ondaki cismani lezzetlerden daha büyük olduğuna delâlet etmektedir ve bu ayet-i kerime ince düşünenlere, ruhanî saadetlerin bilinmesinin kapısını açmaktadır.
MEKAN KASTEDiLMiYOR
Müşebbihe mezhebi Al-lah-u Tealâ’yı yön ispat etmek hususunda bu ayet-i kerimeyi delil getirmişlerse de, ehli sünnet buna şöyle cevap vermiştir: Buradaki yükseltmeden maksat, kendisinde Allah’tan başkasının hükmü geçerli olmayan bir yere yükseltmedir. Nitekim:
“Bütün işler ancak Allah’a döndürülür.” (Bakara Suresi:210’dan ayet-i celilesiyle, “Kim Allah’a ve Rasul’üne muhacir olarak evinden çıkar.” (Nisa Suresi:100’den) kavl-i şerifinde, Mevlâ Tealâ hakkında bir mekân kastedilmemiştir.
SEMADA DiRiDiR
Ancak, Mevlâ Tealâ’nın emriyle Medine-i Münevvere’ye yapılan hicret Allah’a hicret sayılmıştır.
Yine İbrahim (Aleyhisselâm) ın:
“Şüphesiz ki ben, Rabbime gidiciyim” (Sâffât Suresi:99’dan) sözünden de, Mevlâ Tealâ’nın emriyle, Harran (Urfa)dan Şam-ı Şerif’e yaptığı hicret kastedilmiştir.
Âlusî tefsirinde zikredildiği üzere Ebu Hayyan’a göre burada bir muzaf mukadderdir ki bunun takdiri: “Allah onu semasına yükseltti” demektir.
Nitekim Mirac hadisesinde Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) den sahih olarak rivayet edildiğine göre, İsa (Aleyhisselâm) ikinci kat semada diridir ve yeryüzüne inip, Deccal’ı öldürerek, yeryüzü zulümle doldurulduktan sonra onu adaletle dolduruncaya kadar ikinci kat semada ikamet edecektir.
Sonra yeryüzünde kırk sene yaşayacak veyahut semaya kaldırıldığı otuz üç yaşından kırka kalanı tamamlayacak (yedi sene yaşayacak), sonra diğer insanlar gibi ölerek Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in hücre-i saadetlerinde defnolunacaktır.İmam-ı Katade (Rahimehullah) buyurmuştur ki: Allah-u Tealâ İsa (Aleyhisselâm)ı semaya yükselttiğinde ona tüy giydirmiş ve onu nura gark ederek yemek içmek lezzetini ondan kesmiştir.
MELEKi VE SEMAVi
Artık o, arşın etrafındaki meleklerle beraber uçar olmuş, böylece hem insî, hem melekî (melek sıfatlarını takınmış bir insan) hem de semavî ve arazî (gök ve yer ehli) olmuştur.
Seçkin görüşe göre İsa (Aleyhisselâm)ın semaya kaldırılışı, kendisine benzeyen kişinin çarmıha gerilmesinden önce olmuştur. O kişinin asılmasından sonra, havarilerden bazısının İsa (Aleyhisselâm)ı yeryüzünde görmeleri ise, ruhun tasavvuru (bir halden diğer hale geçmesi) kabilindendir. Zira kudsî (her türlü kötülükten arınmış olan peygamber ve velilerin) ruhları en yüce makamlara yükseltilse de, onlar için bu âlemde değişik şekillerde görünme kuvveti vardır.
EZAN VE KâMETiN FAZÎLETi
Selmân-ı Fârisî (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Kişi boş bir arazide bulunduğunda namaz yaklaşırsa abdest alsın, su bulamazsa teyemmüm etsin.
Eğer kāmet getirirse iki meleği onunla beraber namaza durur.
Eğer hem ezan okur, hem de kāmet getirirse, Allâh’ın, iki ucu görülmeyecek kadar çok (melek) orduları onun arkasında namaz kılar.” (Abdürrezzâk, el-Musannef, no:1955, 1/520; Taberânî, el-Mu‛cemü’l-Kebîr, no:6120, 6/249; İbni Ebî Şeybe, el-Musannef, Ezan:25, no:2, 1/248)
EN TEMiZ YER
Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
“Her kim bir yerde ezan ve kāmetle namaz kılarsa, arkasında meleklerden öyle bir saf da kılar ki iki ucu gözükmez.” (el-Cessâs, Ahkâmü’l-Kur’ân, 2/559) Hazreti Ali (Radıyallâhu Anh)ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
“Her hangi bir kimse tenhâ bir arazide yolculuğa çıkarsa, gözüyle sağa sola bakarak namaz için yer beğensin.
Yerlerin en yumuşak ve en temiz olanını seçsin, çünkü yer parçaları Müslüman kişinin kendisinde namaz kılmasına rağbet eder.
4 MiLYON MELEK
Her bir toprak parçası Allâh-u Te‛âlâ’nın kendisinde zikredilmesini sever. O kişi dilerse ezan okur, isterse (ezan okumaksızın sadece) kāmet eder.” (Abdürrezzâk, el-Musannef, no:1950, 1/509; İbni Ebî Şeybe, el-Musannef, Ezan:25, no:1, 1/248)
Abdullâh ibni Ömer (Radıyallâhu Anhümâ)nın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
“Bir kimse boş bir arazide bulunduğu vakit, ezan okuyup kāmet getirerek namaz kılarsa onunla beraber dört bin yahut dört milyon melek namaz kılar.” (Abdürrezzâk, el-Musannef, no: 1951, 1/510)
(Ahmet Mahmut Ünlü, Ezan-ı Muhammedi Risalesi, sh:106-110)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.