Bu adamlar ne terörün mantığını, ne de teröristin ruh halini biliyorlar..

“Biz nerede yanlış yaptık" diye de sormuyorlar..

Suriye’yi, Mısır’ı terör bataklığına çevirirken iyiydi değil mi! "Yesinler birbirini" diye bu bataklıkta yaşananlara sırtınızı döndünüz. Ve işte bugün gelinen nokta..

Bakın bu terör dalgası ile başedemezsiniz.. Bu Suriye tipi terör dalgasında örgütsel yapı çok farklı. Fason bir terör örgütü sözkonusu. Siz de kendinizi o örgüte nisbet edebilir, eylem yapabilirsiniz.. herhangi bir hiyerarşiye tabi olmak zorunda değilsiniz.. 

Marka krizler üretmek için ses getiren eylemler ve trajediler üretmeniz gerek. Bu sizin için iyi bir tanıtım vesilesi olacaktır.

Paris’deki terörü dilediğiniz kadar lanetleyebilirsiniz, ama bu işi planlayanlar için kutlamaya değer bir başarı sözkonusu.. Eminim birileri ulaşabildikleri sempatizanlarına "aferin çocuklar iyi iş çıkardınız diye kutluyorlardır.. "Biz Charlie'yi destekliyoruz" diye mesaj atanlar yangına körükle gittiklerinin farkında değil sanki. Zalimler de mazlum duruma düşebilirler.. 

Dergi çizerleri bana göre masum değil. Dinsiz bir grub değil, kutsala hakaret ederek sansasyon yapmaya çalışan, din düşmanı bir grub.. Sadece İslam’a değil, tüm kutsal değerlere saldırıyorlar.. Son sayısında Hz. Meryem'i dillerine dolamışlardı.

Ne teröristlerin yanlışı Charlie'nin aklanması, ne de Charlie'nin yanlışı teröristlerin yanlışlarının aklanması için kullanılamaz.. Bu yanlışlardan herhangi birinin yanında yer almak, barışa hizmet etmez. Aksine bu yanlışlar trajedisinde taraf olmuş olabilirler.. Bu konuda "ama"ya yer yok..

Bana kalırsa bu iş burada bitmeyecek.. Onlar açısından sonuç ne olursa olsun, çok başarılı bir operasyon. Bundan sonra daha profesyonel olacaklar.. Avrupa ülkelerinde birçok noktada birden eylem yapabilirler ve eylemler arkası arkasına gelebilir.. Bu onlar için, kelle kesme törenlerinden daha etkili..

Avrupa, terörü kendi topraklarında göğüsleyemez.. Suriye'de, Mısır'da, daha doğrusu Afrika'da ve İsrail'de terörü bitirin.. Netanyahu'yu, Sisi'yi, Esed'i himaye etmekten vazgeçin. Suudi'leri, Körfez’deki diktatörleri korumaktan vazgeçin.. Zalimlere yardım etmeyin, sonra ateş size de dokunur.

Paris krizi şunu gösterdi, Avrupa ülkeleri terör saldırılarına karşı çok kırılgan, savunmasız.

Fransa bu işten yara alarak çıktı. Süreci iyi yönetemedi. Ortalık birbirine girdi. Basın da çok kötü bir performas sergiledi.. Daha bugünden bir sürü komplo teorisi üretildi. Alay konusu oldular.. 

Bu gelinen nokta, durumdan vazife çıkarmak isteyenler için çok uygun bir fırsat oluşturdu.. Bir de eğer bu olay, bundan sonraki açılımlar için zemin oluşturmak için mi idi?!

ABD 11 Eylül'den sonra Irak'a girdi. Peki şimdi Fransa bu işin faturasını kime çıkaracak.. Bu gelinen noktada saldırganların bundan sonraki hamlesini de görmek gerek. İsrail, AB ülkeleri, ABD bu durumu nasıl okuyacak ve bundan sonra ne yapacak..

Fransa diğer batılı ülkeler için bu anlamda bir siyaset atölyesi oldu.. Diğer ülkeler burada yaşananları görmek ve ayaklarını ona göre uzatmak zorundalar.

Çıbanın başı koptu. Bu yara kanatıldı. İslamifobia ve medeniyetler arası çatışma, sıcak bir gündem olarak önümüzde.. 

Batılı ülkeler, tarihin sonunu getirecek medeniyetler arası çatışmayı önlemek için bir yandan İslamifobia ile kendilerine göre radikal İslamcılara sopa, ılımlı İslamcılara havuç uzattılar. Bir yandan da Tanrıyı kıyamete zorlamak için kendi radikalleri, ellerinden geleni yaptılar.

Selman Rüşti de böyle bir projenin provokatif ajanı idi. Almanya’daki oluşum ya da Fransız mizah dergisi de bu projenin sopası olarak kullanıldı.

Aslında iflas eden ılımlı İslam projesi.. Şimdi ellerinde sadece İslamifobia projesinin sopası kaldı. Yani ılımlı İslamcılara verecekleri havuç diğer ellerinde kaldı.

Paris’te iflas eden asıl proje bu..

Ve bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Selâm ve dua ile..