Özal’ın ölümüne Öcalan “Suikast” demiş
Demiş de ne olmuş?.. İşin tuhaf tarafı bu demişi kimseler çözemiyor...
Suikastların yollarda, salonlarda olması bir açıdan normaldir.
Katil “damını bihûde”(beyhude) kurmaz, atar vurur.
Göreni olur, bileni olur...
Parmak izleri, kamera görüntüleri... Yüz ifadelerini okumak, robot resimler...
Cumhurbaşkanlığı köşkünde olan bir cinayeti görmek veya bilmek işi oldukça düşündürücü.
Öcalan suikast olduğunu nereden ve nasıl bilmiş?
Demek oluyor ki devleti yönetenler güvenliği pamuk ipliği ile tutuyor...
İmranlı’da yatan bir mahkumun cumhurbaşkanına yapılan suikasttan haberi olabiliyor.
Rahmetli Özal bir sefer salonda konuşurken saldırıya uğradı.
Saldırıdan hafif yaralı olarak kurtulunca, “Allah’ın verdiği canı ancak Allah alır” demişti...
Kitabi bir söz, hayatı da ölümü de veren O’dur...
Zehirleme ile ilgili Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait olan bir dava var...
Bu dava bana çok ilginç geldi. Savcılık olayı zehirlenme, yanı cinayet kabul ederek kamu davası açmış.
Davanın sanığı emekli Tuğ General Levent Ersöz.
İddianameye göre ne yapmış
Ersöz?
Turgut Özal’in ailesini öldürmeye azmettirmiş!
Gerçekten tuhaf bir suçlama...
Ailesi dediği Semra Özal...
Şimdi gel de Semra Özal ile Ersöz arasında bağlantı kur.
Birisi köşkte, diğeri Genelkurmay’da.
Zehirlenme deyince, yemek akla gelir.
Hadi aşçısı olsa neyse, bir generalin cumhurbaşkanının yemeği ile ne ilgisi olabilir?
Oldukça ciddi bir suçlama, hem de karışık bir konu... Dava 4. Ağır Ceza’da beraatla sonuçlanmış...
Yanı Levent Ersöz Beraat etmiş.
Mutlaka delil yetersizliğindendir...
Özal’in avukatları kararı temyiz etmişler.
Yazmışlar, çizmişler de...
Temyiz dilekçesinde basına akseden en garip cümleler:
“Turgut Özal’ın cumhurbaşkanlığı döneminde yer alan siyasilerin birçoğu bu görüştedir. Örneğin, Abdullah Öcalan dâhi Turgut Özal’ın ölümünü suikast olarak değerlendirdiğini açıkça belirtmiştir.”
Özal’in avukatı Öcalan’ı bir nevi şahit tutuyor.
Merak ediyorum bağlantıyı nasıl kurdu?
Öcalan açıklama yaptığına göre bir şeyler biliyor demektir...
Kaldı ki, o şekil bir açıklama yapmış mı acaba?
Öyle ya, “30 bin insanın öldürülmesinden ben sorumluyum” diyen bir örgüt lideri, “suikast” demişse bir şeyler biliyor... Savcılık bu kişiyi enine boyuna dinlemiş olmalı.
Yoksa bu bir kurgu mu?
İşte dava açıldı, sonuçlandı.
Üzerini kapat gitsin...
Tamam da, madem elde öldürmeye azmettiren sanık var, kimi azmettirmişse onun hakkında verilen karar nerede? Mahkeme azmettireni beraat ettirdi, asıl suçu işleyene ne yaptı?
Bu tip tek taraflı azmettirme davası ben görmedim...
Bu arada Ersöz’ün Özal ailesine sorduğu soru daha da önemli.
“Bu kadar katilin başı olan kişinin söylediğini kaynak gösteremezsiniz” diyor.
Benim merakım, bundan sonrası.
Yargıtay bu işe ne diyecek?
Sabırla bekleyip göreceğiz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.