Türkiye niçin Ortadoğu’nun Japonya’sı olamadı?
HELİKOPTER yapıyormuşuz… Çekyat koltuk kanepe sandalye tabure yapıyormuşuz… Plastik kap kacak kova saksı yapıyormuşuz… Patatesten pil yapıp minik ampuller yakıyormuşuz… Balkona monte edilen küçük fırıldaklarla enerji üretiyormuşuz… Peki beyler anladık da ne zaman bütün dünyaya ihraç edilecek yüzde yüz millî ve yerli otomobiller yapacaksınız? Ne zaman yerli cep telefonları yapıp dünyanın iki yüz ülkesine ihraç edeceksiniz?
Mesken, yapı, betonlaşma sektörü hâlâ en büyük sektör. İhracata dönük üretimi olmayan bu sektör ile daha ne kadar ayakta durabiliriz? İktisat ve sanayi devi Japonya küçük meskenlerde otururken biz niçin israflı ve lüks büyük evlerde oturuyor ve sermayemizi bunlara gömüp öldürüyoruz?
Nüfusu on milyonu geçmeyen İsveç harika otomobiller, savaş uçakları, denizaltılar yaparken, nüfusu seksen milyona dayanmış Türkiye niçin yapamıyor?
Bırakın böyle şeyler yapmak, biz hâlâ niçin yapamıyoruz sorusunu bile doğru dürüst ve haykırarak soramıyoruz.
İnsanlar, işlemedikleri günahlardan sorumlu olmazlar ama devlet ve ülke idarecileri bazen, yapmadıkları hizmetlerden sorumlu olurlar.
Yakın zamana kadar dünyanın, buğday ihraç eden sayılı tahıl ambarlarından biri olan ülkemiz şu anda niçin her yıl üç milyon tondan fazla kalitesiz buğday ithal ediyor? Bu soruya cevap verecek biri yok mu?
Her gün çöpe atılan beş milyon ekmeğin hesabını soracak biri yok mu?
Türkiye, her yıl yapılan Uluslararası Şeffaflık ve Temizlik anketlerinde, niçin 10 üzerinden sadece beş not alabiliyor? Bizim Yeni Zelanda ve Danimarka’dan ne eksiğimiz var ki, onlar liste başı iken biz ortalarda nal topluyoruz?
ABD’deki Georges Washington üniversitesinin iki araştırıcısı, dünyadaki iki yüz küsur ülkeyi, “Kur’an prensiplerine göre hareket etme” konusunda incelemişler; gayr-i müslim ülkeler liste başı olmuş, Türkiye 103’ncü, Suudî Arabistan 113’cü… Bu liste bize bir şey söylemiyor mu?
Endülüs devleti, güçlü olduğu devirde Avrupa’nın en medenî ülkesiydi. Biz şimdi öyle miyiz? Değilsek niçin niçin niçin?... Bu sorunun cevabını bilen var mı?
Sorunun cevabını vermeme müsaade buyurmanızı istirham ediyorum:
Bugünkü Kemalist çağdaş uygar azınlık ile ve onun karşısındaki İslamcı kesim ile buraya kadar, bu kadar… Bendeniz, Müslüman bir vatandaş olarak İslamcı kesimi tenkit ediyor, özeleştiri yapıyorum. Kemalistler, laikler ve çağdaşlar da kendilerini tenkit etsinler.
İslamcılar, bir çok teknik gelişmeye, otoyollara, havaalanlarına, barajlara, limanlara, gökdelenlere, Marmaraylara, tünellere imza attılar ama Türkiyeyi Ortadoğu’nun Japonya’sı yapamadılar. Bırakın Japonya yapmayı, Güney Kore kadar ve gibi olamadılar.
Türkiye Ortadoğu’nun Japonya’sı olabilir mi? Elbette olabilir, elbette böyle bir şey mümkündür. Biz yüzölçümü, madenler, petrol ve daha nice faktörde onlardan daha şanslıyız, daha imkanlıyız… Üstelik dünyanın tam ortasındayız, kubbenin sanki kilit taşıyız.
Evet yapılabileceği halde yapılmayan hizmetlerin, gelişmelerin de sorumluluğu vardır ve bunun hesabı mutlaka sorulmalıdır.