Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Ümidvar olunuz

Ümidvar olunuz

“Ümidvar olunuz, istikbal inkılabatı içinde en gür sada İslam’ın sadası olacaktır.”

Allah (cc) servet ve iktidarı ülkeler ve halklar arasında evirir, çevirir.. Bana sorarsanız bundan sonra İslam alemi servet ve iktidarla imtihan olacak.. Yine de ifade edelim ki, gaybı ancak Allah bilir.. Hem bize hayır gibi gelen şeyde şer, şer gibi gelen şeyde Allah hayır murat etmiş olabilir. Biz bilmeyiz Allah bilir..

Eğer nimeti haketmez, şükretmez isek, o servet ve iktidar bakarsınız “dua ile istenen bir bela”ya dönüşür.

Sonuçta her topluluk layık olduğu gibi idare olunacaktır. Biz kendi hakkımızdaki hükmü değiştirmeden O, bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir. Ve O, buyurmaktadır ki, “Allah cahil ve zalim bir topluluğa hidayet nasib etmez.”

Kurtarıcı yoktur. Kurtuluşa çağıranlar vardır. Herkes için ancak yaptığının karşılığı vardır.

Ümitsizlik haramdır. Ye’se düşmek yok. Allah’ın kimsenin yardımına ihtiyacı yok. O, bir şeyi murat ettiğinde sebeblerini de birlikte yaratır. Dilerse kafirleri, ins, cin ve şeytanları iradesine memur kılar..

“Şu şöyle olmazsa böyle olur” demek Şeytandandır. Düşünsenize babam kız olsaydı ben kim olurdum.. 

Biz üzerimize düşeni yapalım ve tevekkül edelim.. Bizi gören, duyan, bilen, hüküm sahibi, kadere, rızga, ecele hükmeden, kadir-i mutlak, mutlak iktidar sahibi ve bir olan, eşi, benzeri, ortağı olmayan, bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak, mazlumlara yardım etmek isteyen, yeryüzünü bize mescid kılmak isteyen, bizi yeryüzünün varisi kılmak isteyen bir Allahımız var.. 

Günde 40 defa “İyya kenağbüdü ve iyya kenastaiyn” diyorsunuz değil mi. “Hasbunallahu ve ni’mel vekil ni’mel Mevla ve ni’me’n nasîr” diyen biziz değil mi? O zaman ne gam.

Ne varlığa sevinelim, ne yokluğa yerinelim. Tek bir gerçek var, o da kulluğumuz ve imtihan olduğumuz. Yaşadığımız zamana ve mekana şahidlik görevimiz var.. Biliyorsunuz, bu dünyada yaptıklarımız ve yapmamız gerekirken yapmadıklarımız, söylediklerimiz ve söylememiz gerekirken söylediklerimizden hesaba çekileceğiz. Sonuçta yapıp, yapmadıklarımız, söyleyip söylemediklerimizle ya kendi cennetimize sırtımızda tuğla taşıyacağız ya da kendi cehennemimize sırtımızda odun taşıyacağız.

Biraz sabırlı olmamız gerek. Kuyudaki Yusuf’u Mısır’a Sultan eden Allah bizim de Rabbimiz.. Hayır ve şer, her şey O’nun iradesi içindedir. Biz O’nun rızasına talibiz.. Hiç kimse Hz. Yusuf’tan daha yalnız ve çaresiz değildir, görünen şekli ile..

Dinimizi Allah’a has kılalım, yaptığımız şeyleri en iyi şekilde yapalım, cahillikten ve zulümden uzaklaşalım ve sabırlı olalım. Her şeyin bir vakti, saati var.. Her şeyin bir eceli var. Kemal aynı zamanda zevalin işaretidir. Karanlığın en koyu anı, aydınlığa en yakın olduğu zamandır. Aydınlığın zirvesi de zeval vaktidir.

Görelim hele, kim öle kim kala. Azrail kapıyı tek defa çalar ve davete icabet etmeyen kimse olmaz.. Başkaları için ölüm planları yapanların kendileri, hayatı üzerine plan kurdukları kadar da yaşamayabilirler. Hepimiz yaşarken aslında adım adım ölüme doğru koşmaktayız. İnsan kaçtığını sandığı şeye doğru koşar aslında. Biz öldükten sonra da hayat kıyamete kadar devam edecek.. Ve sonra bir gün ölüm uykusundan uyanıp, hesap vereceğiz. Açık gizli yaptıklarımızla ilgili amel defterindeki tüm kayıtlar ortaya çıkacak..

Kim ne yaptı ise, karşılığını hakkı ile görecektir.. Kötülükler misli ile, iyilikler ihlas, zeka ve o işi yaparkenki şevkimize göre, on kat, yüz kat, 700 kat fazlası ile mükafatlandırılacağız.

Dünyevi heva ve heveslerimiz, arzu ve ihtiraslarımızdan uzak, “Tanrıyı kıyamete ya da iktidara zorlamak, ya da O’nu bir şeyi yapmaya ikna ve mecbur bırakma” gibi sapkınlıkların ötesinde, kulluk bilinci içinde hareket edenlere ne mutlu.

Seçimlere doğru insanlarda farklı duygular depreşir.. Kendilerini merkeze alan, vazgeçilmez gören insanların egoları tavan yapar. İmtihanı ıskalarız bazan. Servet ve iktidar, şöhret ve güç gözümüzü boyar..

Kim neyi ihtirasla isterse Allah (cc) onları o şeyle imtihan eder..

Hayırlısı olsun diyelim. Şunu isteyelim: “Rabbim bana hakkı hak, batılı batıl göster ve hakta toplanmamızı nasib et. Bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların değil. Şüphesiz ki bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde hayır murat etmiş olabilirsin. Şüphesiz ki Sen her şeyi hakkı ile bilensin.” 

Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
16 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi