Bu haftaki eserlerimiz Nesil Yayınları’ndan. İlk kitabımız Cemil Tokpınar’a ait. “Sabah Namazına Nasıl Kalkılır” eserinin yazarı Tokpınar’ın “Namaz Kahramanları” adlı kitabı, namaza başlayanların hatıralarından oluşmuş.
Nesil Yayınları’ndan çıkan ikinci eser; “Canan’ın Can Dostu” üst başlığıyla Hz. Ebu Bekir (r.a.)'nı anlatıyor. Prof. Dr. Murat Sarıcık’ın kaleme aldığı kitap, bir solukta okunabilecek ve kıyamete kadar da değeri taşınabilecek dostluk destanı.
 O henüz gençlik yıllarında canından çok sevdiği, cananı ve geleceğin Peygamberi Hz. Muhammed (a.s.m.)’ın arkadaşıydı. Yıllar sonra can dostu kendine İslâm’ı tebliğ ettiğinde tereddütsüz Müslüman oldu. çünkü o, Muhammedü’l Emin’e güveniyordu.
İslâmiyet onu Resulullah’a kopmaz bir bağla bağladı, onun sağ kolu oldu. Kendini İslâm’a adadı. Canıyla malıyla İslâm’ın tebliğine çalıştı. Resulullah, kayıtsız şartsız bağlılığı ve sadakatinden dolayı kendisine “Sıddık” unvanını verdi. Onu cennetle müjdeledi. “Atikullah” dedi. “Cennetliklerin Seyyidi” olarak vasıflandırdı.
O, en tehlikeli ve sıkıntılı zamanlarda Hz. Peygamber’in hep yanı başındaydı. Ona hicret arkadaşı oldu. Kur’an lisanıyla “İkinin İkincisi” oldu. Medine döneminde gerçekleşen bütün savaşlara katıldı. Hilafeti döneminde dinden dönme hareketlerine korkusuzca müdahale etti. Onun halifeliği pek çok ilklere sahne oldu. Kur’an ayetlerinin “Mushaf” halinde bir araya getirilmesi onun döneminde gerçekleşti. Alemlerin Efendisine kayınpeder olma şerefine erişti.
Hz. Ebu Bekir Habibullah’ın can dostuydu. ömrünün her anı bu yüce dostluğun benzersiz örneklerine sahne oldu.
Nesil Yayınları’ndan çıkan diğer bir eser ise; “Asr-ı Saadetten” üst başlığıyla “Ramazan” adını taşıyor. Dr. Hilal Kara ve Abdullah Kara’nın birlikte hazırladığı eser, Asr-ı Saadette yaşanan Ramazanları anlatıyor. İlk kaynaklardan derlenen eserde, Ramazan-ı Şerif’in nasıl yaşandığını ve nasıl anlaşıldığını büyük bir zevkle okuyacaksınız.
Son kitabımız ise ehli ilim tarafından “Hikmetler Hazinesi” olarak değerlendirilen “Tasavvufi Hikmetler Hazinesi” adıyla İbn Ataullah El-İskenderi’nin yazdığı “Hikem-i Ataiyye” adını taşıyor.
Prof. Dr. Abdülaziz Hatip’in tercüme ve şerh ettiği eser, bir hikmetler deryası. Her insanın rahatlıkla alıp okuyabileceği, hatta kendisini okuyabileceği bir kitap. Esere önsöz yazan, değerli ilim adamlarımızdan Prof. Dr. H. Kamil Yılmaz, kitap hakkında;
“Ahmet Yesevi’den birkaç asır sonra Kuzey Afrika’da yaşayan Şazeli mensubu İbn Ataullah El-İskenderi, telif ettiği Hikem’i ile Arap-İslâm dünyasında ölümsüz bir eser meydana getirmiş ve onun bu çalışması, kendisinden önce hiçbir esere nasip olmayan yoğunlukta şerh yazılarak hüsn-ü kabule mazhar olmuştur. Camilerde, medreselerde, tekkelerde ve hatta evlerde gruplar halinde okunarak büyük bir mazhariyete nail olmuştur.
Değişik ilmi seviyelerden ve sosyal statülerden pek çok insanın dikkatini çeken bu eser üzerine onlarca şerh yazılmıştır. Eserin tutulmasının temel sebebi, insan gerçeğine getirdiği yorum ve insanlara verdiği ümit ışığıdır. Her sınıftan insanın zevkle okuduğu ‘Hikem-i Ataiye’de’ her insanın anlayacağı ve kabulde zorlanmayacağı hayat gerçekleri var.
Okuyanlar ve halkaya katılan dinleyiciler değişse de insanlık duygusu değişmediği için bu eser, her devirde tazeliğini korumuş ve insanlara yol gösterici olmuştur” diyor.
Evet, eser hakikaten insanı insan yapan değerlerle dolu. Günümüzün modern mesleklerinden biri biliyorsunuz “Kişisel Gelişim” adıyla bilinir. Ben de bu işin uzmanı olarak bu ismi şimdiye kadar; “Kişisel Değişim” olarak kullandım.
Meğer bizler bulanık sularda balık avlayıp yeni bir meslek icat edildi derken, Ahmet Yesevi’lerden tutun da ondan asırlar sonra İbn Ataullah El-İskenderi gibi alimler, duru sularda balık avlayarak insanlığı aydınlatmışlar. Günümüz kişisel gelişimcileri hâlâ Batıdan örnekler sunmaya devam ededursunlar, hem de Doğuya uymayan örneklerle. Bu eser her şeyi öyle güzel anlatmış ki, okumadan ne demek istediğimin anlaşılması zor.
Eserler hakkında bilgi için Nesil Yayınları; 0212- 551 32 25