Birleşmezsek sonumuz Suriye gibi olur
Müslümanların sosyal ve siyasî plânda ilk vazifeleri, tek bir Ümmet çatısı altında birleşmek ve teşkilatlanmaktır. Bunu yapmazlarsa akıbetleri=sonları Suriye Müslümanlarınınki gibi olacaktır.
Bugünkü bölünmüşlük, parçalanmışlık, Ümmetsizlik, başsızlık büyük bir felakete doğru gidiştir.
Suriye Müslümanları birleşik olsaydılar bugünkü duruma düşmeyeceklerdi.
Birleşmenin en kolay Kur’an Sünnet icmâ yolunda giden bütün islamî grupların, cemaatlerin, tarikatların, derneklerin bir konfederasyon veya federasyon çatısı altında toplanmaları ve muhterem râşid ihlaslı muktedir bir zatı genel başkan seçmeleridir.
Tekrar ediyorum: Müslümanlar birleşmezlerse sonları Suriye Müslümanları gibi olacaktır.
Müslümanların birleşmesi nasıl olur?
Önce birleşme, ittihad niyeti olacak… Bu konuda cemaatler, tarikatlar, gruplar arasında temaslar başlayacak, müzakereler yapılacak. Din alimleri ve hukukçular birleşme nasıl olacak, onun planlarını yapacaklar. En sonunda, Türkiyedeki bin gruptan yüz’ü birleşecek.
Federasyon veya konfederasyon resmen ve hukuken tescil edilecek… Genel merkezi olacak, şubeleri açılacak… Gazete mi olur, dergi mi olur yayın organı olacak… Müşavere heyeti olacak…
Müslüman federasyonu kesinlikle aktif siyaset yapmayacak, siyasetin üzerinde kalacak.
Yine kesinlikle halktan para toplanmayacak, mü’minler kaz gibi yolunmayacak, inek gibi sağılmayacak.
Kur’ana, Sünnete, icmaya bağlı bütün kuruluşlar benimsenecek, kucaklanacak ama sekter düşünceden uzak kalınacak.
Bu federasyon öncelikle, İngilterenin Eton Kolejine benzeyen bir İslam koleji açacak. Bu okulda, bütün öğrencilerin tamamının vakit namazlarını, okul camiinde, okul imamının ardında kılması mecburî olacak.
Federasyon, vaktiyle insan haklarına ve din hürriyetine aykırı olarak kapatılmış İslam Medreselerinin açılması için çalışacak.
Tasavvuf tarikatlarının ve tekkelerinin açılmasına çalışacak ve bunları Meclis-i Meşâyih ile kontrol ve teftiş edecek.
Federasyon iş, iktisat, ticaret, sanayi sektöründe eski ahîlik ve fütüvvet ahlakının hakim olması için gayret gösterecek.
Federasyon çatısı altında hiçbir din sömürücüsü alçak, arivist=ikbal avcısı, bedevî, holigan, militan, fanatik barındırılmayacak; hizmetler ve faaliyetler vasıflı, ahlaklı, muktedir, ehliyetli, ihnlaslı, faziletli elemanlara gördürülecek.
Yukarıda bir nebze anlattığım böyle bir federasyona bütün reformcular, BOP’çular, dinde yenilik ve değişim isteyenler, Afganîciler, Fazlurrahmancılar, Kemalîler, Dehriler, Batinîler, din baronları, Gizli Yahudiler, Gizli Ermeniler karşı çıkacaktır. Bu birleşme, insî ve cinnî şeytanlara rağmen hayata geçirilmelidir.
Bu kaçıncı tekrarım: Türkiye Müslümanları birleşmezse ve İslam dünyasını da birliğe katılmaya davet etmezse sonumuz Suriye Müslümanlarından daha feci olur.
Ümmetin başında bulunan İmam-ı Kebir ve onun çevresi, dinî hizmetlerinden dolayı dünyalık edinmeyeceklerdir. Edinen olursa alçaktır, şerefsizdir, haindir.
Allahü Teala birlik istiyor, Resulullah (Salat ve selam olsun ona) birlik istiyor, akl-ı selim ve hikmet birleşin diyor… Birlik, ittihad, tesanüd ve vifakta hayat var, izzet var, hürriyet var… Tefrikada, parçalanmışlıkta zillet, esaret, hakaret, sürünmek, ölüm var.
Seçimimizi yapalım: Ya birleşeceğiz, tek bir Ümmet olacağız, yahut perişan, rezil, rüsvay, zelil, esir olacağız.