Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

İstifa siyaseti!

İstifa siyaseti!

Seçime var dört (4) ay… Hani istifa edilip geri dönülüyor ya…

Bürokrasi tatil! Müsteşarlar, genel müdürler, başkanlar… Cümbür cemaat siyaset yolunda. 

Akademi kapalı! İyi kötü unvanı olanlar müstafi!

“Bu işyeri siyaset dolayısıyla tatil edilmiştir!”

“Hayır böyle değil, devlette devamlılık esastır, gidenin yeri doldurulur” diyenler olabilir. Bunu babadan kalma külahıma anlatsınlar. Üniversitelerde kimin yerini kim dolduracak? Zaten bazı üniversiteler hocasızlıktan kırılıyor, bazılarında da hocalar dolu dolu! Maşallah gündüz ders, akşam ders… Okuma yazmaya vakit yok. Lise öğretmeni gibi dersten derse geç, kârı artırmayı seç…

Siyaset değil, kitapsız profesörleri teşvik projesi!

Şimdi üniversitelerin birçok kürsülerinde dersler aksıyor. “Efendim hocalarımızın çoğu haziran sonunda döner!” Döner ama neden sonra. Talebelerin yarıyılı gitmiştir. Hocalarımız siyaset tatilinden akademik tatile geçerler. Oh keka! Ekim ayına kadar işler yolunda, sonra da bakarız bir çaresine…

Ya yüksek bürokratlar?

Adayın adayı!

Anlayacağınız “suyunun suyu”!

Çoğu biliyor aday olamayacağını. Bugünkü siyasette aday adaylığı da bir paye. En azından eski makama geri dönülebilir. 

Eğer o mevki yeterli gelse idi, aday olunur muydu?

Başkanlar en azından genel müdür, genel müdürler müsteşar olmak istiyor. Eh istifa edip aday adayı da oldular, kendilerini siyaseten ısbat ettiler…

Hadi bakalım; sıra uğruna istifa edilen partinin yönetiminde. Böyle sadık taraftar ihmal edilir mi?

Bu yolu kim açtı? Yani istifa edip de dönme yolunu? 

Derim ki, kim yaptıysa hiç iyi bir şey yapmadı. Aday olma riskini almayan adaylar kirli bir siyasi tabaka oluşturuyor. Her hükümetin başının derdi…

“Ben senin için istifa ettim!”

“Bana sordun mu?”

“Sordum, cevap vermediniz, olumlu yorumladım.” 

Veya “Sordum olmaz dediniz, ama olur anladım. Siyaseten “olmaz” olur demektir çünkü!”

Eskiden “selam verdik borçlu çıktık” denirdi. Şimdi borçlu çıkmak için selam vermeye gerek yok. Selam versen de borçlusun, vermesen de. Madem siyaset yolu açık, savul karşımdan!

Siyaset riskli iştir; zor meslektir. İnsanı yıpratır, yorar… Bütün bunları herkes bilir. Fakat siyaset alanında öyle bir başıboşluk var ki…

“Herkes neden ben değilim” diyor!

Filan, falan vekil oldular. Ne tahsilleri benden ileri, ne akılları ve ne de mevkileri. Bir zorluğu da yok. El kaldır, el indir. Liderden hiza tut! Grup toplantılarını kaçırma, yanaşık düzeni ihmal etme, lider konuştuğunda alkışı eksik etme…

Siyaset bu mu gerçekten?

Bu, ne yazık ki son zamanlarda siyasetin bir veçhesi…

Siyasetin değeri değerli vekiller üzerinden okunmuyor. 

Vekillerin değeri uyaroğlu olmalarına bağlı. Doğru, dosdoğru olmak, doğru bildiğini liderine de lisanı münasiple, yerinde ve zamanında söylemek... Hani Hz. Ömer’in kıssasını eskiden çok tekrarlardık ya, ne çabuk unuttuk!

“Ya Ömer!”

Bundan sonraki cümleyi hatırlayan beri gelsin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Asım Yenihaber Arşivi