GEZİ’lere karşı bütün tedbirler alınmalıdır
SİYASÎ iktidarın temel vazifelerinden ve hizmetlerinden biri ülkede emniyeti=güvenliği, âsâyişi, huzuru sağlamaktır.
Serbest seçimlerle gelen iktidarı, sokak hareketleriyle, anarşi ve kaos çıkartarak, sivil darbe ile yıkmak isteyenlere karşı alınacak meşru tedbirler çok haklıdır ve çok yerindedir.
Bunları diktatörlük, sıkı yönetim olarak görmek yanlıştır, çarpıtmadır.
Elbette yürüyüş ve miting yapılabilir. Ancak bunlar sivil darbelere âlet edilmemelidir.
GEZİ hadiseleri bir sivil darbe denemesiydi. Bir parkta üç beş ağaç kesilmesini protesto etmek bahaneydi. Başka yerlerde de ağaçlar kesiliyor. Hem de bazısını CHP’li belediyeler kesiyor. Oralarda niçin GEZİ olmuyor?
Seçimle başa geçmiş siyasî iktidarın gitmesinin tek çaresi ve çözümü, yine seçimdir. Yeni bir askerî veya sivil darbe bu memleket, bu halk, bu devlet için büyük bir felaket olur. Ülke parçalanır, iç savaş çıkar, yabancı ülkeler müdahale eder.
Ukrayna’da da bizdeki GEZİ’ye benzer hareketler oldu, bunlar sonunda başarı kazandı. Sonra ne oldu? Rusya Kırım’a aldı, ülkenin doğusunda halen devam eden iç savaş çıktı. Bu savaş belki de üçüncü dünya savaşına dönüşecektir. Allah Türkiyemizi buna benzer bir felaketten korusun.
Recep Tayyip’i istemiyorlarmış… Bu istememe onların hakkıdır. Muhalif partiler var. Gerekiyorsa yeni partiler kursunlar, seçimlere girsinler ve işi halkın hakemliğine bıraksınlar.
Soruyorum: Solcu, sivil darbe taraftarı muhalifler içinde bir tek, şu Uruguay’ın eski başkanı Mujica gibi bir kimse var mıdır?.. Mujica sekiz sene başkanlık yaptı. Bu müddet içinde aldığı başkanlık maaşlarının onda dokuzunu fakirler fonuna yatırdı… Başkanlık sarayında oturmadı, çiçek ve fidan yetiştirdiği bahçedeki iki gözlü kulübede ikamet etti… Devletin lüks arabasına binmedi, 1987 modeli külüstür VW’si ile gezdi.
Solcu, Kemalist, sözde uygar muhaliflerimiz önce din hürriyeti konusunda kendilerine bir çeki düzen versinler. Charlie’cilik yaparak elbette Müslüman çoğunluğun oylarını alamazlar.
CHP’ye teklif ediyorum:
1. Haksız yere kaldırdıkları Hilafeti ihya edeceklerini, âdil râşid gerçekten dindar ve faziletli bir zatı Halife yapacaklarını ilan etsinler.
2. Haksız yere kaldırdıkları Hilafeti ihya edeceklerini, âdil râşid gerçekten dindar ve faziletli bir zatı Halife yapacaklarını ilan etsinler.
3. Haksız yere kapattıkları medreseleri açacaklarını ilan etsinler.
4. Haksız yere kapattıkları tarikatları açacaklarını ilan etsinler.
5. Sünnî çoğunluğa diğer unsurlarla birlikte tam bir hürriyet vereceklerini ve eşitlik sağlayacaklarını vaad etsinler.
6. İngilterede olduğu gibi en az 85 Şeriat Mahkemesi açacaklarına dair kesin ve sağlam söz versinler.
7. Ülkeyi Mujica gibi âdilâne idare edecekleri konusunda garantiler versinler.
8. Daha bitmedi… Lüks binalarda oturmayacaklarına, lüks binitlerle gezmeyeceklerine, lüks bir hayat sürmeyeceklerine dair noterden tasdikli taahhütnameler imzalasınlar.
9. Türkiyedeki bütün tarihî arızaları kaldıracaklarına, devamlılığa döneceklerine de söz versinler.
Böyle yaparlarsa elbette oyları artacak ve belki iktidar olacaklardır.
Egemen azınlıklar, çoğunluktaki Sünnî Müslümanları ikinci sınıf vatandaş, sömürge yerlisi, parya, iç tehlike olarak gördüğü müddetçe iktidar olamayacaktır. Bunu anlamak için matematik profesörü olmak gerekmez. İki kere ikinin dört olduğunu bilecek kadar hesap bilmek yeterlidir.
Sivil darbelere, GEZİ’lere, kaos ve anarşiye, yakıp yıkmaya, kan dökmeye, dükkan vitrinlerini kırmaya, on altı yaşındaki çocuklara çetecilik yaptırmaya, anarşiye, kaosa, Türkiyemizi Ukrayna’ya çevirmeye çalışanlara karşı alınacak tedbirleri, bir muhalif olarak doğru buluyorum.