Makine ile kesilen tavuk eti caiz değil
Her canlının kesilirken Allah’ın adıyla canını vermesi gerekiyor. Makinalı sistemde ise bir düğmeye basarak onlarca tavuk kesiliyor. Bu caiz değildir. Besmele ile kesilen el kesimi tavuklar caizdir.
Tavuk eti konusu sıkıntılı bir meseledir. Bunun iki boyutu var. Birincisi kesimi ikincisi pişirilmesi. Kesimde sorun var. Çünkü makine sistemine geçildi.
Makine sisteminde adam makinanın düğmesine basarken besmele çekiyor. Ondan sonra bin tane tavuk kesiliyor. Buna Hanefi mezhebinde cevaz yoktur.
Çünkü Hanefi mezhebinde her bir canlı varlığın kesiminde besmele şarttır. Araştırırken gördük ki fıkıhta “Üç tane tavuğu üst üste koysan, bir besmeleyle üçüne birden bıçağı vursan birincisi helal olur alttaki ikisi mundar olur” diyor. Çünkü her can sahibi canını veriyor. Bunu da Allah’ın adıyla verecek.
ŞAFİLERDE DE CAİZ DEĞİL
Sen de bunu Allah’ın adıyla keserek istifade edeceksin. O zamanlarda makine yoktu ama üç tavuğun üst üste koyulup kesilmesi makinayı anlatıyor.
Bu durumda Şafi mezhebini taklit edelim diyenlere bile şu sorun var: Şafi mezhebinde “Et besmelesiz de kesilse sen besmele çek ye” denir. Şafilerde bu caizdir. Onların mezhebine saygı duyuyoruz. Hak mezheptir, Ehl-i Sünnet içindedir. Ama bu tavuk işi Şafilere göre de olmuyor. Çünkü Şafi mezhebinde kesen bir canlı insan lazım.
Bunda kesen de makine olduğu için olmaz. Hadi besmeleyi kurtardık ama kesen yok ortada. Onun için bunun kesimi büyük sorundur. El kesimi olmasını şart koşuyoruz.
BİZ FETVA VEREMİYORUZ
Bazı hoca efendiler maalesef buna fetva verdiler. Arabistan’daki bazı fetva heyetleri de buna fetva vermişler. Bölüm bölüm yapmışlar. “100 taneye bir besmele yeter” şeklinde fetva vermişler. Biz buna da fetva veremiyoruz. El kesimi olmayanlara caiz değil diyoruz.
İkinci konu pişirme meselesidir. El kesimi de olsa pişirmede 40-50 dereceye kadar müsaade vardır.
50 derece sıcaklığa kadar tavuk içindeki pisliği sünger gibi emiyor. Bunun aslı içindeki pislik boşaltıldıktan sonra kaynatılmasıdır.
SÜNGER GİBİ
İçindeki pislik boşaltıldıktan sonra kaçta kaynatırsan kaynat. Ama içindekiyle beraber toptan attığın zaman 50 dereceyi de geçerse pisliği sünger gibi emiyor. Bazıları tavuğun eti daha beyaz gözüksün diye 60 ve yukarısına çıkıyorlar. Bu durumda mundar olur diyoruz. Besmeleli kesilse de pislik içine nüfuz ettiği için. Besmeleli kesilmişse 40-50 derece arasında kaynatmada içine pislik nüfuz etmediğinden onlara cevaz veriyoruz.
DAR PANTOLONLA NAMAZ MEKRUH OLUR
Dar pantolonla kıldığın namazı Allah sevmiyor. Mekruhtur. Çok ince kumaştan cübbeler var. Ondan çantanıza bir tane koyun. Nerde namaz kılacaksan, çıkarırsın çantandan cübbeyle kılarsın. Pantolonu değiştir, şalvar giy zor olur. Ama cübbeyi nerde olursa takarsın üstüne. Cübbenin de dizinin altına gelmesi lazım biraz. Bazı cübbeler var kısacık. Mini etek gibi cübbe mi olur?! Aşağıya yattığın anda cübbe tamamen kalçanın üstüne çıkar. Güya kalçanı kapatacaktı. Cübbenin de bir usulü var. Secde yaptığın zaman arkandan bakan senin arkanı görmesin. Tesettür yahu tesettür. Setri avret tamam. Pantolon var için gözükmüyor ama şeklin gözüküyor. Bütün şeklin meydanda oluyor.
Neyin var neyin yok ortada. Adam saysa eksik var mı görecek yani!
ŞALVAR SÜNNETTİR
Pantolon zaten daracık. Kesiyor nefesini. Nasıl yemek yiyorsunuz bu pantolonlarla. Ben şalvarı bile lastikli yapmak zorunda kaldım. Şeker hastası olduğumu 2 senede anlayamadım. Sürekli kilo alıp verince şalvarın yanlarına elastiki lastikler koydurdum. 3-5 kilo oynasada farketmiyordu.
Herifin biri “Arap’ın entarisini giymiş” diyor bana. Arap’ın entarisi diye bir şey yok. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in entarisi benimki. Kâinatın efendisi giyerdi. Sünnettir.
Şalvar da sünnettir. Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e “Şalvar giyer misin” diye sormuşlar. O da “Giymez olur muyum, evde, yolda, gece-gündüz giyerim” buyurmuş.
İSTİSMARA DiKKAT!
Bizim adımıza para toplayan, “Biz Cübbeli Hoca’ya yardım ediyoruz. Televizyona, derneğe yardım ediyoruz” diye para toplayanlar olduğunu duyuyoruz. Benim adıma ihaleye girmek isteyen, sağa-sola gidip “Hoca gönderdi” diyenlerle ilgili çok yüksek seviyeden haberler geliyor. Ben bunlardan bizarım ve beriyim. Hiçbir ihale takibim yok. Hiçbir ortaklığım yok. Hiçbir şirkette hissem yok. Üzerimde hiçbir tapum yoktur. Bundan dolayı benim adıma, televizyon ve radyo adına para toplayanlar yalancıdır ve sahtekârdır. Bunlara dikkat edelim. Müslümanlar birbirimizi uyaralım. Bu gibi insanlara prim vermeyelim. Biz “Bizim adımıza yardım toplayın” diye kimseye bir şey demedik.
YARDIMLAR RESMİ KANALDAN
Ahmet Yesevi Derneği’nden başka hiçbir dernekle hizmetlerimizin yönetilmesi bağlamında iştirakimiz yoktur. Bir tek Ahmet Yesevi Derneği onursal üyesiyim. Bundan başka bir dernekte de üyeliğim yoktur.
Abdülkadir Geylani Hazretlerinin türbesine bakan Türkmenler yardım istiyor, Kızılay aradı. İmam-ı Azam’ın türbesi sıkıntı altında. Sünni Türkmenler orada mücadele veriyor. Ahmet Yesevi Derneği bütün bunlara yardım etmeye çalışıyor. Ama bunlar resmi yapılıyor, resmi kanallardan ulaştırılıyor. Bizim gayri resmi işlerimiz yoktur. Ahmet Yesevi Derneği’nden başka bir yerin de bizim adımıza para toplama yetkisi yoktur. Benim kendim için değil, hizmetler adına para toplama yetkisi yoktur. Hizmetini arz eder, isteyen o hizmete yardım yapar. Bunlar resmi yapılıyor. Hesap numaralarına yapılıyor.
“Ben hoca adına, dernek adına para topluyorum” diyenlere itibar etmemenizi Allah rızası için rica ediyoruz.
YOGA & RABITA
Allah Cinleri ve insanları ancak beni bilsinler ve bana kulluk etsinler diye yarattım” buyuruyor.
“Benim çok boş vaktim var. Nelerle meşgul olayım?” diye soruyor. O da ona “İğnesi oyası yap” diyor. Gerçi iğne oyası yine iyi en azından bir iş çıkarıyor. “Yoga yap” diyen var. Yoga ne?! Hiç bilinmedik iş. Rabıta yap demiyor da yoga yap diyor. Yoga işte düşünüyorsun, kendini motive ediyorsun, o yandan bu yandan gelen giden… Hayırlı olsun yani! Cinler, şeytanlar cirit atar. Çünkü ayette ve hadiste yok. Şeytanın oyunları bunlar.
KULLUK İÇİN YARATILDIK
Adama “2 rekât namaz kıl. Git abdest al. Senin kaza namazın var mı? Sen ilmihalini biliyor musun? Ehl-i Sünnet itikadını tahsih ettin mi? Kabirdeki suallere cevabın hazır mı?” demiyor. “Git yoga yap” diyor. Çünkü sorduğu adam ondan cahil. “Zikir ehline sorun” diyor Kur’an. “Bilenlere sorun” diyor. “Eğer bilmiyorsanız zikir ehline sorun” ne demektir? Allah’ı bilenlere sorun, Allah’ı bilmeyene niye soruyorsun?! “Bu dünyaya yemeye içmeye geldik. Ye, iç, yat” diyor. Hâlbuki Kur’an’da Allah “Cinleri ve insanları ancak beni bilsinler ve bana kulluk etsinler diye yarattım” buyuruyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.