Erdoğan-Sisi Zirvesi mi?
Aynı günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Mısır’ın seçilmiş darbe Lideri Abdulfettah Sisi’nin Suudi Arabistan’a resmi bir ziyarette bulunması ne anlama geliyor? Yorumcular bu sorunun cevabını arıyorlar. 2014 sonlarında BM Genel Kurulunda Erdoğan, Sisi ile aynı atmosferi ve mekanı paylaşmak istememişti. Yerden göğe kadar haklı. Bu tür densiz liderlere kredi açmak zulmün yayılmasına kapı aralar. Halkını katletmekten erinmeyen paralı ve taşeron liderlerden birisi. Bununla birlikte özellikle de içten ve dıştan Türkiye üzerine darbeci Sisi idaresiyle ilişkileri düzeltmesi noktasında baskılar kuruluyordu. Körfez ülkeleri son sıralarda galiba Mısır’ı ve Sisi’yi kaybetmeden Türkiye’yi yeniden kazanmak istiyorlar. Almokhtsar haber sitesinde Sisi ile Erdoğan arasında Suudi Arabistan’da bir zirve ve buluşma olabileceğine dair haberi gördüğümde üzerinde durmadan geçtim. Bununla birlikte siteler arasında dolaşırken Almesryoon gazetesinin online elektronik yayınına göz gezdirdiğimde bu defa aynı konuya dair daha teferruatlı bir haberle karşılaştım. Gazetenin Yayın Yönetmeni Cemal Sultan bir makalesini konuya hasretmiş ve önümüzdeki hafta Suudi Arabistan’da üçlü bir zirvenin muhtemel göründüğünü yazmıştır. Zaman koordinatları bu iddiaya en azından inandırıcılık katıyor. Cemal Sultan makalesinde iddialı bir başlık kullanmıştı: Suudi Arabistan’ın gözetiminde Erdoğan-Sisi zirvesi! Sabah ola hayrola, gün ola harman ola!
H
Suudi Arabistan kendi çıkarları açısından en azından bunu denemeye mecbur. Peki ufukta böyle bir uzlaşma ihtimali var mı? Tutar mı? Cemal Sultan yeni Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdulaziz, Erdoğan ve Sisi’nin muhtemelen bir araya geleceklerini tahmin ediyor. Bununla birlikte niyet olsa bile Sisi ile uzlaşmak kabil değil. Sisi ülkesini kanla barutla yönetiyor. Basın istihbaratın kontrolünde ve yapıcı değil, yıkıcı. Dolayısıyla sistem son derece çarpık. Adamlar velinimetlerinin elini bile ısırıyorlar. Bu nedenle Sisi’ye palazlanma imkanı verilmemelidir. Mesele Müslüman Kardeşler meselesi değil, Mısır’da canavar tabiatlı askeri cunta rejimidir. Türkiye ile uzlaşmadan evvel Sisi Katar ile uzlaşma etabını tamamlamalıydı. Bununla birlikte Katar’ı terörü destekleyen ülke olarak tanımlamıştır. Mısır ile Katar arasında uzlaşma olacağına Katar ile Suudi Arabistan arasındaki buzlar kırılmıştır. Sisi katil ve haksız olduğu kadar üstten alan bir tabiata da haizdir. Eski tabirle hem kel hem de foduldur. Mısır’ın stratejik değerini pazarlamaktadır. Bir taraftan Körfez ülkelerine kur yaparken diğer taraftan İran mihveriyle temas hattında bulunuyor. Öte yandan Batı-İsrail zemininden Rusya ve Çin ile bağlantıya geçiyor. Oynak bir lider. Aynen Nasır gibi. Nasır Amerikan darbesiyle iktidara gelmiş ardından SSCB ile köprü kurmuştu.
H
Türkiye’nin Sisi’ye el uzatma arzusu var mı bilinmez ama Suudlular bu işi kotarmak isteyeceklerdir. Türkiye her hâlükârda yapıcı pozisyonunu muhafaza ederken Sisi yıkıcılık üzerinden kendini değerli kılmaya ve pazarlamaya çalışıyor. Resmen şantaj politikası izliyor. Bu itibarla son derece güvenilmez bir karakter. Bununla birlikte, Körfez ülkeleri baştan yanlış yaptıkları için hatalarına katlanıyorlar ve belki de Sisi’nin daha da zararlı hale gelmesini engellemeye çalışıyor olabilirler. Bununla birlikte Kral Selman yeni döneme hızlı başladı ve diplomatik trafik hızlandı. Bunlar arasında Müslüman Kardeşlerle köprü kurma çabaları da var. Yemen’de Müslüman Kardeşler hareketinin yerel temsilcisi Islah Hareketi temsilcileri de Riyad’a davet edilenler arasında bulunuyor. Cemal Sultan’ın yazdığı gibi Sisi’nin Suudi Arabistan ziyaretinden üç gün evvel ‘ex İhvancı’ olarak temayüz eden kişilerle acil bir toplantı yapmıştı. Kemal Helbavi, Servet Harbavi ve Muhtar Nuh ile Sisi’nin ne görüştüğü ve hangi konuları ele aldığı merak konusu. Bununla birlikte Suudi Arabistan yol çatında. Müslüman Kardeşlerle ilişkilerini normalleştirmek zorunda. Müslüman Kardeşleri iç düşman ilan etmek dış düşman olan İran ve ekseninin işine gelmektedir. Körfez ülkeleri Arap Baharı karşısında konumlarını ve yaklaşımlarını toptan gözden geçirmek durumundadırlar. Müslüman Kardeşler aşılmaz bir sayıdır ( er rakam es sa’b). Türkiye ile Mısır arasında da İhvan’ı kapsamayan bir uzlaşma tutmaz. Peki! Müslüman Kardeşler buna razı olur mu? Adalet tecelli etmeden razı olmaz. Zulüm ile abat olunmayacağını Sisi yaşayarak öğrenecektir.
Erdoğan-Sisi zirvesi yakıştırma da olabilir. Ya da en iyi ihtimalle dolaylı bir nabız yoklama seviyesinde kalabilir. Sisi açısından geri adım atmak, Türkiye açısından da ahlaki çizgileri çiğnemek zor. Zaten bu çizgi kayış attığında bir daha toparlaması imkansızdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.