Irak’taki Tarihi Eserler Yok Ediliyor
Birkaç günden beri, Musul ve civarındaki tarihi eserlerin, heykellerin, türbelerin yıkıldığını ve kütüphanelerin yakıldığını görüyoruz.
İnsanlığın binlerce yılda biriktirdiği zenginlik, IŞİD militanları tarafından yok ediliyor.
İnternette görmüşsünüzdür… Kütüphaneler cayır cayır yakılıyor; heykeller balyozlarla kırılıyor; türbeler vahşice yok ediliyor. Bunları yapanların, değil Müslüman, insan olduğu söylenemez.
Irak’ta bu kültür ve medeniyet vahşeti yapılırken, bütün dünya önce İslamiyet’ten nefret ediyor. Bu vahşiler, böyle yapmakla, İslâm’a hizmet etmiyorlar; tam tersi dünyayı İslam’dan soğutuyorlar. Gelinen durumda, İslâm’a zarar veren bu vahşilerin, İslam dışı organizasyonların piyonu olmadığına kimseyi inandıramazsınız.
Bu vahşetle batı bir taşla iki kuş vuruyor. İlki, dünya’nın İslâm’dan uzaklaşması ve giderek bütün dünyada bir nefret uyandırması. İkincisi ise, Batı medeniyeti ve uyduruk Amerikan kültürü karşısında büyük bir âbide olarak duran Doğu medeniyetinin temeli olan eserler, insanlık hafızasından yok ediliyor. Tabii, bu hafıza kaybı da Batı’nın işine yarar. Boşalan hafıza, İngiltere ve onun kovboyu ABD tarafından doldurularak, bütün dünya “gönüllü köle” hâline getiriliyor.
Yarın öbür gün, Hz. Ali ve Hz. Hüseyin türbeleri ile beraber, Irak topraklarında medfûn bulunan pek çok din büyüğünün türbesi de terle bir edilirse, 100 yıl sonrası bu coğrafya İslam’dan arındırılmış olur. Kimin işine yarar bu? Müslümanların mı, Batı’nın mı?
Tedrici olarak silinmiş bir hafıza ve buna paralel olarak geliştirilmiş bir İslam nefreti, 22. Yüzyılda, İslâm’ın yeryüzünden silme gayretlerinin başlangıcıdır.
Ellerinde balyozlar… Binlerce yıllık heykelleri vahşice yıkan ve tuzla buz eden görüntüler, insan olan herkeste derin bir nefret uyandırır.
Musul’da yakılan kütüphane, Osmanlı’nın Ortadoğu’daki en önemli yazılı belgelerinden birinin muhafaza edildiği bir yerdi. El yazması eserler, tarih vesikaları, haritalar, tapu kayıtları, arşiv defterleri… Bunların hepsi yakıldı. Tıpkı Hülagu’nun 13. Yüzyılda yakıp yıktığı gibi yakıldı ama o Hülagu bile kütüphaneleri yakmış ama başta heykeller olmak üzere diğer eserlere zarar vermemişti. Bunlar Hülagu’dan da beter çıktılar. Hem de İslâm adına çıktıklarını söyleyip insanları İslâm’dan nefret ettirircesine bir vahşet sergilediler.
Hatırlarsınız, 6-7 Ekim 2014 olaylarında, PKK’lı eşkıyalar da Diyarbakır’da Ziya Gökalp evini yakmışlar ve oradaki kitapların da yanmasına yol açmışlardı. Bunlardaki vahşet zihniyeti ile IŞİD’deki vahşet zihniyeti aynıdır. Ne de olsa, ikisi de Doğu teröristidir ve doğu teröristini kültürle, medeniyetle hiç alakası yoktur; hatta bunlar kültür ve medeniyete düşmandırlar. Ve bunların düşmanca tavırları, yarın öbür gün, bu topraklara yerleşmeyi düşünen Batı için, geldiklerinde eski ve köklü kültürlerden arınmış bir coğrafyaya rahat bir şekilde yerleşme projesinin bir aşamasıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.