Türkiye’nin Önemli ve Hayatî Problemleri
Türkiye’nin gerçek gündeminin birinci meselesi eğitimdir. Bugünkü Kemalist ve laik eğitim sistem çoktan iflas etmiştir; Islahı, iyileştirilmesi mümkün değildir. Çünkü bâtıl ve miadı dolmuş bir ideoloji üzerine kuruludur. Türkiye’nin kurtulmasını, yücelmesini istiyorsak mutlaka güçlü, vasıflı, üstün bir eğitim sistemi kurmamız gerekiyor. Bunu, çoğunluğu oluşturan Müslümanlar yapabilirler mi? Nadir istisnalar dışında yapamazlar. Çünkü böyle bir iş için hem İslamı iyi ve doğru bilen, hem de çağ kültürüne sahip, eğitim işlerinden de çok iyi anlayan elemanlar ve kadrolar lazımdır. Ülkemizde, İngilteredeki Eton Koleji ayarında bir İslam okulu açılmalıdır. Bu okulda, başta matematik olmak üzere fen derslerine önem verilmeyecektir. İslam mektebi teknokrat yetiştirmeyecektir. Bu mektepte yazılı ve edebî zengin kültür Türkçesi, tarih ve sanat kültürü, mantık ve felsefe kültürü verilmeli, öğrenciler ahlaklı faziletli yüksek karakterli olarak yetiştirilmelidir. Ölçü şudur: Uluslararası
güçlü eğitimcilerden, büyük düşünürlerden oluşan on kişilik bir uzmanlar heyeti okulu inceleyecek, öğrencilerini imtihan edecek ve neticede bu İslam Mektebinin Eton’dan üstün olduğu rapounu verecektir. Kimse “Böyle bir şey yapılamaz” demesin. Fransada Müslümanlar Avicenna=İbn Sina özel kolejini açtılar ve okul şu anda ülkenin birincisidir. Orada oluyorsa bizde niçin olmasın?
İslam okulları olmadan, çocuklar ve genç nesiller bu okullarda güçlü, vasıflı, üstün Müslümanlar olarak yetiştirilmeden camileri ayakta tutmak mümkün değildir. Camilerin iki payandası, iki desteği vardır: İslam medreseleri ve tasavvuf tekkeleri. Yakın tarihimizdeki kaza ve ârızalar dolayısıyla bugün zikr ettiğim iki müessese resmen yoktur, ikisi de yasak ve kapalıdır. Türkiye’nin Sünnî Müslüman çoğunluğu haysiyet, izzet, hürriyet içinde yaşamak istiyorsa, siyasî iktidardan bu iki kurumu açmasını istemelidir.
Şu hususun üzerinde de dikkatle durulmalıdır. Bugünkü kırsal kesim, taşra bedevî kültürü ile Türkiyenin ayakta durması, yücelmesi, kurtulması çok ama çok zordur.
Halkın yeterli kısmının medenî İslam kültürüne sahip olması için genel, yaygın ve yoğun bir halk eğitimi seferberliği ilan edilmelidir. Bu iş lafla, kuru edebiyatla olmaz; planla, programla, ciddî çalışmalarla, muazzam gayret ve himmetlerle olur.
Ülkemizin büyük basını bugünkü kötü durumda olduğu, bir kısım büyük gazetelerin ve tv’lerin alabildiğine müstehcen yayın ve bozgunculuk yaptığı bu ortamda Türkiyemizin iki yakasının bir araya gelmesi mümkün ve muhtemel değildir.
Ülkemiz maalesef büyük ve korkunç bir kültür, ahlak kuraklığı içinde kavrulmaktadır. Bugünkü ahlakla, bugünkü eğitimle, bugünkü medya ile, bugünkü heykelli, büstlü, portreli ideolojik sistemle, bugünkü yaygın ve hâkim taşra kültürü ile daha çok bocalar, batıp çıkarız.
Ülkenin, halkın, devletin durumunu anlamak için bütün okullarda mecburî olan din kültürü derslerine bakmak yeterlidir. Besmelesiz, başında tam sayfa Paşa portresi ve Paşa Beyannamesi yer alan acayip din dersi kitapları…
Yukarıda saydığım ve saymadığım önemli meselelerimizin halli için Müslümanların mutlaka tek bir Ümmet çatısı altında toplanmaları ve râşid, muktedir, âdil, âmil, duhattan bir İmama biat ve itaat etmeleri, bu İmamın da ehliyetli ve faziletli danışmanlarla istişare ederek işleri halletmesi gerekir.
Dikkat ve ilgilerimizi kısır günlük politika, magazin, dedikodu, fitne fesat kavgalarından çekip de ne zaman, başta eğitim olmak üzere ciddî ve hayatî konularla ilgilenip, kalıcı çareler ve çözümler arayacağız?
Gemi battıktan yahut ağır hasara uğradıktan sonra mı?
(Açılmasını teklif ettiğim İslam Mektebinde bütün Müslüman öğrencilerin (istisnâî olarak birkaç gayr-i müslim bulunabilir) vakit namazlarını okul camiinde, okulun imamının ardında bir eksiksiz topluca, cemaatle kılmaları mecburî olacaktır… Bu şarta uymayanlar okuldan atılacaktır…Söylemeye hâcet yok, okulda Ehl-i Sünnet itikadına ve fıkhına uygun eğitim verilecektir… Okul bir din eğitimi mektebi olmayacaktır ama Sünnî bir kurum olacaktır.)