Müslüman Gençliğe ve Halka Beyanname
MÜSLÜMAN liselerin, İmam-Hatip mekteplerinin, İlahiyat fakültelerinin değerli öğrencilerine, bütün imanlı gençliğin ve muhterem halkımızın dikkatine:
Son yıllarda çok yoğun fakat sinsi bir şekilde Ehl-i Sünnet yıkılmak, onun yerine bâtıl, dall, bozuk fırkalar, sulandırılmış ve içi boşaltılmış bir din getirilmek istenmektedir. Dıştaki bazı derin güçler ve içteki yardakçıları böyle istiyorlar.
Ülkemizde yayılmak istenen fırkalardan biri Muteziledir. Bütün Ehl-i Sünnet uleması Mutezilenin bozuk bir fırka olduğunda ittifak etmiştir. Maalesef ölmüş, birkaç kişi dışında taraftarı kalmamış bu fırka hortlatılmıştır.
Fazlurrahmancılık fırkası da çok bozuktur. Fazlurrahman, binden fazla Pakistanlı ulemanın ve müftünün fetvası ile kınanmış, kötülenmiş ve tard edilmiştir.
Selefîlik adında bir itikat ve fıkıh mezhebi yoktur. Vehhabiliğin üzerine Selefilik maşlahı atılmıştır, o kadar.
Mezhepsizlik, İslam dinini ve Şeriatini tehdit eden en tehlikeli bid’attir.
Telfik-i mezahib mukaddes dinimizi oyuncak etmek demektir.
Light ve ılımlı İslam projesi, münzel İslam’a karşı en büyük suikast ve komplodur.
Bid’atçilerin bir kısmı, dinimizin ikinci ana kaynağı olan Sünneti ya tamamen, ya kısmen inkar etmektedir, bu bir hıyanettir. Mütevatir hadisleri inkar eden küfre düşer. Sahih hadîsleri, AB kriterlerine normlarına ölçülerine uymuyor diye ayıklamak nedir? Uygun düşen kelimeyi siz söyleyiniz…
Mücessime, müşebbihe, mürcie taifeleri doğru yoldan çıkmıştır.
Ehl-i Sünnet İslamlığında cihad fi sebilillah vardır ama terör yoktur.
Şeriata mutabık tasavvuf ve tarikatlar haktır.
Tarikat ve tasavvuf evliyası evliyaurrahmandır.
Resulullah Efendimiz (Salat ve selam olsun ona) kabir ziyaretine izin vermiştir.
Bazı ilahiyatçılar ribaya fetva vermişlerdir. Bu fetvalar bozuktur, geçerli değildir.
İslamda teravih (Ramazanda gece namazı) vardır. İnkar edenler Ehl-i Sünnet dışıdır.
Cuma namazının farzından sonra Hanefî mezhebinin görüşüne göre zuhr-i ahir ve sünnet namazları kılınmalıdır.
Resulullah Efendimize saygısızlık edenler, ona eza verenler, Sünnetini inkar edenler küfre düşer.
Kemâlî ilahiyatçılar açık bir sapıklık içindedir.
Din sadece vicdan işidir diyenler sapıktır.
Din ile dünya asla ayrılamaz. Din dünya hayatını, dünya imtihanının tanzim için gönderilmiştir. Din elden giderse ebedî saadet de gider.
Bazı yeminler vardır ki, edenler küfre düşer.
İslam dini yüksek ahlak dinidir. Ahlaksızlık, yalan, gıybet, iftira, tecessüs, nemîme ile birlikte dindarlık olmaz.
Kadınlar camilere gelebilir ve kendilerine ayrılmış kafesli bölümlerde ibadet edebilir, Kur’an tilaveti ve vaaz dinleyebilir ama efdal olan, namazları evlerinde kılmalarıdır. Camilerdeki kafesleri ve perdeleri kaldıranlar bid’atçidir.
Reformcuların, zekatlar tüzel kişilere (derneklere, cemaatlere, vakıflara) verilebilir fetvası batıldır, yanlıştır. Zekatlar, Kur’anda çok açık ve seçik şekilde zikr ve beyan edilen (Zamanımızda köleler gibi, bazısı bulunmayan) sekiz sınıf gerçek şahsa temlik suretiyle verilir. Zekat parasıyla ve malıyla cami bile yaptırılamaz.
Allahü Teala hazretlerinin on dört sıfatını ezbere bilmeyen kişi ilmihal bakımından cahil kalmıştır. Bozuk ve batıl Mutezile fırkası Allahın sıfatlarını inkar eder.
Müslümanların başını çeken ulema, fukaha, meşayih, mürşidler, ziyalılar; beş vakit namaz konusunda genel, yoğun, etkili, aralıksız propaganda, tebliğ, irşad, davet yapmakla ve mü’minleri günde beş kez Hakk’ın huzurunda kıyamda durmaya, rükû ve secde etmeye çağırmakla mükelleftir.
Namazı terk eden Müslüman bir toplum iflah olmaz, necat bulmaz.
Hür ve mukim Müslüman erkekler, şer’î özürleri yoksa vakit namazlarını cemaatle kılmalıdır. Dört hak mezhebin fıkhında farz namazların cemaatle kılınıp kılınmaması keyfe ve tercihe bırakılmış değildir, mecburîdir.
Cami imamları namaz kılma memuru değildir; caminin ve çevresinin İslam hocasıdır. Cemaatini irşad eder, aydınlatır, uyarır, bilgilendirir, derler toplar, önderlik eder.
Avrupaî alaca bulaca rengarenk daracık gösterişli parlak renkli düttürü tesettür Kur’an Sünnet Şeriat tesettürü değildir, şeytanî tesettürdür.
İhtiyaç sınırını aşan her şey israfa girer. İsraf haramdır.
Her yıl dışarıdan üç milyon ton buğday satın alan Türkiye’nin günde beş milyon ekmeği çöpe atması hıyanet ve cinayettir. Şuurlu ve vicdanlı Müslüman, küçük bir ekmek parçasını, pilav yediği tabakta bir tek pirinç tanesini bile çöpe atmaz.
Yalancılık, emanetlere hıyanet, sözünden dönmek, günahkar da olsa Müslüman kardeşine düşmanlık etmek münafıklıktır.
Hiçbir Müslümanın sâlih ve âbid mü’min kardeşini dışlamaya hakkı yoktur. Bütün mü’minler kardeştir, bu kardeşliği bozan haindir.
Bütün mü’minler tek bir Ümmet oluşturur. Her Müslüman Ümmet birliğini istemek, böyle bir birlik oluşması için çalışmak zorundadır.
Her mü’minin boynunda, zamanın râşid ve âdil Halifesine biat ve itaat bağı bulunmalıdır.
Müslümanlar mâruf ile emr ve münkerden nehy farzını bilkülliyye terk ederlerse üzerine azab ineceği Muhbir-i Sâdık (Salat ve selam olsun ona) haber verilmiştir.
Her Müslümanın, kendisine yetecek ve kendisini kurtaracak derecede ilmihal ve İslam ahlakı bilgisi öğrenmesi farzdır.
Dinimizi sapıklardan, dall ve mudillerden değil; icazetli ehliyetli liyakatli ahlaklı zâhid Ehl-i Sünnet ulemasından, fukahasından, meşayihinden, mürşidlerinden öğrenelim.
Selam ve hürmetlerimle…