Ya İçimizdekiler?
Geçtiğimiz haftaya Yemen’e Suudi Arabistan’ın öncülüğündeki koalisyon güçlerinin operasyonu damgasını vurdu.
Ortadoğu’da nerede başlayıp nerede biteceği kestirilemeyen yeni bir süreçle karşı karşıyayız.
Şu aşamada “Suudi Arabistan haklı” ya da “İran haklı” demenin hiçbir şey ifade etmeyeceğini belirtmek gerekiyor. Zira bu savaşı İran da kazansa, Suud öncülüğündeki Arap Birliği de kazansa kaybedenin Müslümanlar olacağını şimdiden kestirmek güç değil. Tıpkı Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Mısır’da, Bangladeş’te, Pakistan’da olduğu gibi… Maalesef İslam Coğrafyası’nın kanayan bir yarası sarılmadan açılan yeni yaralar, yeni acılar, yeni dram ve trajedilerle karşı karşıya kalıyoruz.
Emperyalist egemen güçler sistematik biçimde Ortadoğu’yu sil baştan şekillendirmek için 100 yıllık organize bir proje yürütüyorlar.
Küresel güçler tarafından planlanan bu projenin yegane amacı Müslüman ülkeleri etnik ve mezhep temelli çatışmaların içine çekerek birbirine düşman etmek, savaştırmak, kaos çıkartmak, bölmek, parçalamaktan başka bir şey değildir.
Endülüs’ü, Buhara’yı, Bağdat’ı, Halep’i, Şam’ı yaktılar. Şimdi de Müslüman’ın hikmet diyarı Yemen’i yakıyorlar. Her gün yüzlerce Müslüman öldürülüyor. Namuslar kirletiliyor. Evsiz, barksız, yuvasız, kimsesiz çocuklar… Açlık, yoksulluk, sefalet, kan ve gözyaşı hemen yanı başımızda kol geziyor. Artık bu tür haberler adiyattan oldu.
Nefret, düşmanlık, küçük hesaplar, intikam hırsı almış başını gidiyor.
Peki bu tablodan, bu durumdan İslam Dünyası’nın hiç mi sorumluluğu yok? Tüm suç Batı’nın mı? Olan biten her şeyi Siyonizm’e bağlayıp bir kenara çekilmek ne kadar akıl kârıdır?
İçimizde her şeyi kendi çıkarlarına göre programlayan, intikam ateşiyle yanıp tutuşan, tefrikadan, kaostan, kinden, nefretten beslenen, dinden kazanıp dünyaya yatıran, İslam’dan geçinen istismarcıların verdikleri zararın boyutu Batı’nın verdiği zarardan daha mı azdır acaba?
Tarihin seyrine iyi bakalım. Önceki gün PEGIDA’nın Yahudi kökenli lideri Michael Mannhaimer, Alman savcılığınca “psikolojik deli” olduğu raporlanan 150 insanın katili pilot Lubitz’in “Radikal İslamcı” olduğunu ve uçağı terör kastıyla düşürdüğünü öne sürdü. İyi mi? Bu tür hastalıklı kafaların hezeyanlarına “hadi ordan” der geçeriz. İslam Allah (cc) katında tek dindir. Şuurlu ve basiretli Müslüman pür-ü paktır. Küfür ise zaten tek millettir.
Ya içimizdekiler?
Her şeyin bir bedeli var. O bedel ödenmeden zafer mümkün değil.
Kalbimizi, gönlümüzü, dilimizi, zihnimizi, bilincimizi temizlemeden; kinimizin, nefretimizin, öfkemizin önüne geçmeden; birliğimizi, bütünlüğümüzü, vahdeti sağlamadan zilletten kurtuluş yoktur.
Ayrıca Vahdet Şairi Mehmet Akif’in “Dinleri var işimiz gibi, işleri var dinimiz gibi” sözlerini hatırımızdan çıkarmamamız gerekiyor.
Çalıştırdığı gariban işçinin üç kuruşluk tazminatına göz dikenler, kendi çıkarlarını her şeyin üstünde tutanlar Mehmet Akif’in bu sözünden ne kadar nasiplenmişlerdir bilemiyorum.
Ama o ihtişamlı günlerimize yeniden kavuşmak için ciddi bir muhasebeye, birliğe, bütünlüğe, kardeşliğe, vahdete ihtiyaç duyduğumuz kesin.
Geçen hafta Londra’da düzenlenen “Kürdistan Paneli”nde ABD’nin Siyonist danışmanı Phllips’in IŞİD’in bir ABD, İngiltere ve İsrail planı olduğuna dair itirafları önceki gün manşetimizden yansıtıldı.
Ahir ömründe Kudüs’e giden, Üstad Nuri Pakdil’i Kültür-Sanat editörümüz Saliha Sultan takip etti. Kudüs özlemiyle kavrulan Kahramanmaraş’ın güzel insanı Pakdil’in Mescid-i Aksa’daki İsrail öfkesi, El-Halil’deki “Yaşasın İslam, Yaşasın Türkiye” şeklindeki haykırışı ayrıntılı biçimde Vahdet okurlarıyla paylaşıldı.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun “Anadolu ‘nun Kemal’i” adlı programında kendisine ulaşmak isteyen başörtülü “Anadolu Kadınının” engellenmesini sadece Vahdet görüntüleyerek sürmanşetine taşıdı.
Seçim öncesi siyasi partilerdeki perde arkası gelişmeleri Vahdet okuyucusu Ankara temsilcimiz Fatih Akkaya’nın yazı ve haberlerinden öğrendi. Genel Müdürümüz İlhan Çoşkun ekibiyle birlikte yeni projeler için kolları sıvadı.
Amacımız gazetecilik yapmak, okuyucularımıza özel haberler sunmak.
Durmak yok, vahdet için çalışmaya devam…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.