M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Suriye Bu Hale Nasıl Düştü?

Suriye Bu Hale Nasıl Düştü?

Suriye bugünkü feci, berbat, acıklı, dehşetli, yürekleri kan ağlatan, vicdanları sızlatan, beyinleri zonklatan duruma nasıl düştü? Bu gördüklerimiz hep birer neticedir=sonuçtur. Bunların sebepleri nelerdir?

Suriye nüfusunun yüzde yetmiş beşi, hattâ sekseni Sünnî Müslümandır.  Onlar son altmış yıl içinde çok büyük,  vahim ve ölümcül hatâlar ve ihmaller ettiler. 

Bunların birincisi, durum müsait iken, elde fırsat varken, yeterli sayıda istidatlı ve kabiliyetli oğullarını askeri mekteplere gönderip subay yetiştirmemiş olmalarıdır. Oğlum mühendis olsun, oğlum subay olsun, iyi para kazansın, rahat yaşasın dediler.  Onlar bu gaflet içinde iken Nuseyrî  azınlık  orduyu ele geçirdi, ordu darbe yaptı ve Sünnî çoğunluk için kara, kanlı, facialı  kölelik günleri  başladı. 

Sünnîlerin ihmali ve gafleti çok pahalıya patlamıştı. Şu duruma bakınız. Beş milyon insan vatanını terk etmiş (Sadece Türkiyede iki mil-yondan fazla Suriyeli mülteci var!..) İki yüz elli bin ölü. Sayısız yaralı, sakat… Evler yıkılmış, dükkânlar, işyerleri kapanmış… Memleket harabeye dönmüş. Benim oğlum doktor olacak, mühendis olacak, bol para kazanıp iyi yaşayacak demenin faturası ne kadar ağır oldu.

Sünni çoğunluk çocuklarının yeterli kısmını askerî okullara göndermiş olsaydı bu facialar  yaşanmayacaktı.

Sünnîler şu üç konuda asla gaflet etmemelidir: (1) Ordu ve askerlik…  (2) Eğitim ve öğretmenlik… (3) Din uleması yetiştirmek… 

Suriyeli Sünnî Müslümanlar çoğunluktu ama aralarında Ümmet birliği yoktu. Birbirinden kopuk sürü sepet bir yığın fırka, cemaat, tarikat, meşreb…

Aynı büyük hatayı Türkiye Sünnileri de yaptı ve yapmaya devam ediyor.

Yakın tarihte, Sünnilerin subay yetiştirme fırsatı ve imkanı oldu.  Lakin bu imkan ve fırsatı değerlendirmediler. Sonunda 28 Şubat faciaları yaşandı. Peki Sünnî kesim şu anda subay yetiştirmek için çalışıyor mu? Hayır, maalesef hayır.

Bendeniz aklı başında bir vatandaş olarak orduya sızmaktan, orduyu ele geçirmekten bahs etmiyorum. Müslüman subay yetiştirmekten söz ediyorum. Bu imanlı subaylar kesinlikle İslamcılık, cemaatçilik, tarikatçılık, şuculuk buculuk yapmayacaklardır.  Dindar, ahlaklı, faziletli, kültürlü başarılı olacaklardır.   Yazılı, edebî, zengin  Mehmed  Âkif  Türkçesini  çok iyi bilecekler, İngilizceyi çok iyi bilecekler, en otuz bin referanslı bir genel kültüre sahip olacaklar. Bunlar  suç değil, fazilettir.

Müslüman bir ülkede çocuklarını doktor, mühendis vs yetiştirip, yeterli miktarda vasıflı ve üstün subay yetiştirmemek oradaki Müslümanlar için bir intihar olur.

Bu konuda hayli yazı kaleme almışımdır.  İstenilen Müslüman subaydır, İslamcı, cemaatçi, tarikatçi subay değil. Dindar olacak, lakin dini alet etmeyecek. 

Böyle bir subayın özellikleri nelerdir:  (1) Onun ahlakını, faziletini, iyi taraflarını düşmanları bile kabul edecektir… (2) O, emsallerinden ve akranlarından daha bilgili, daha kültürlü, daha çalışkan, daha başarılı olacaktır… (3)  Kışla içinde veya dışında siyasetle, herhangi bir ideolojiyle, holiganlıkla militanlıkla meşgul olmayacaktır… (4)  Askerlere ağabeylik, üstadlık, rehberlik, muallimlik yapacak, onların iyi olması için çalışacak, halkın yükselmesi için çırpınacaktır… (5) Kimseyle rekabet etmeyecektir ama bütün hayırlı konularda müsabaka edecek, yarışacak, önde koşacaktır.

İnşaallah Türkiye Sünnîleri ileride Suriye Müslümanlarının durumuna düşmez.

 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi