Hocalı Soykırımı
Önceki gün Hocalı soykırımının kurbanları çeşitli etkinliklerle anıldı. Hatırlanacağı üzere 25-26 Şubat 1992, tarihinde, kendilerine “Artsah Halk Kurtuluş Ordusu” ismini veren Ermeni çeteleri, Ermeni askerleri ve SSCB den kalma 366. alaya bağlı Rus askerleri, Türklerin yaşadığı Hocalı’ya saldırdı. Önce 366. Alay top ateşleriyle şehrin askeri noktalarını yok etti, ardından şehri savunanlar kurşuna dizildi. Sabaha kadar tarihin gördüğü en büyük vahşet ve soykırımlardan biri yaşandı. Bir gün içinde 613 sivil öldürülmüş, 63’ü çocuk, 106’sı kadın, 70’i ihtiyar 239 kişi özel işkence yöntemleriyle; 487 kişi ise vücutlarında ağır hasar bırakılarak katledilmiştir. 1275 kişi kaçırılarak ağır işkencelere maruz bırakılmış, , bunların 1165’i kurtarılmış geriye kalan 110 kişinin akıbetleri ise hala meçhuldür.
Ermeni kuvvetlerine bugünkü Cumhurbaşkanı Serj Serkisyan komutanlık yapmıştır. Hocalıda yaşananlar tam bir insanlık faciasıdır. Yukarıdaki bilançoda da belirtildiği gibi kadın çocuk, yaşlı ayrımı yapmadan yüzlerce insan en ağır işkencelerden geçirilerek katledilmiştir. Soykırımın failleri sonraları yaptıkları açıklamalarda bunun bir intikam soykırımı olduğunu itiraf etmişlerdir.
20. asrın sonlarında yaşanan soykırıma dünya her zaman olduğu gibi suskun kalmış,Ermeni çetelerinin işlediği insanlık suçunu görmezden gelmiştir. Daha kötüsü bu insanlık trajedisinin Türkiye’de de yeterince anlaşılmamış olmasıdır. Hrant Dink’in cenazesinde hepimiz Ermeniyiz diyerek sokağa dökülenler hiçbir zaman Hocalı’da yaşanan katliama aynı duyarlılığı göstermemişlerdir. Kendi insanına bu kadar lakayıt kalan başka bir toplum göstermek mümkün değildir. Bugün tek bir Ermeni’nin, Hrant’ın katli bile yüzlerce Müslüman Türkün soykırıma uğratılmasından daha fazla ilgi görmektedir. Bununla asla Hrant’a yapılanı tasvip ettiğim anlamı çıkarılmamalıdır. Bilakis kime yapılırsa yapılsın işkence, cinayet, zulüm aynı anlamı taşımaktadır. Kimlikler kimseye yapılan yanlışı meşru hale getirmez. Ama insan hakları adı altında sadece Türk ve Müslüman olmayanların gündeme taşınması tam bir çifte standartlılık ve ahlaksızlıktır.
Hocalı’da nasıl bir insanlık dramı yaşandığını anlamak için uzun mübahaselere gerek yok. Soykırımın failleri bunu zaten övünerek anlatıyorlar. Bir internet sitesinden alıntıladığım (1) Zori Balayan’ın Ruhumuzun Canlanması kitabından alınan şu satırlar bile tek başına Hocalı’da nasıl bir vahşetin yaşandığını göstermeye yetiyor:
“Hocalıda ele geçirdiğimiz bir eve girdiğimizde, askerlerimiz 13 yaşında bir Türk çocuğunu pencereye çivilemişlerdi. Türk çocuğu çok ses çıkarmasın diye askerler çocuğun annesinin kesilmiş göğsünü onun ağzına soktu. Daha sonra ben bu 13 yaşındaki Türk çocuğuna, onların atalarının bizim çocuklarımıza yaptıklarını yaptım. Başından, ensesinden ve karnından derisini soydum. Sonra saat tuttum ve Türk çocuğu yedi dakika sonra kan kaybından hayatını kaybetti. İlk mesleğim doktorluk olduğu için merhametliydim, bu yüzden de çocuğa yaptığım eziyetten dolayı mutluluk duymadım. Ama ruhum halkımın bir kısmının bile öcünü aldığı için gururluydu. Daha sonra, ölmüş Türk çocuğunun cesedini parça parça doğradık ve bu Türk’le aynı kökten olan köpeklere attık. Akşama kadar aynı şeyi 3 Türk çocuğuna daha yaptık.”
İçinizden geliyorsa şimdi de hepimiz Ermeni’yiz diye bağırın. Unutmayın derisi yüzülen o Türk çocuğu ile göğsü koparılan o annenin iki eli yakanızda olacaktır.
(1) (http://www.mynet.com/my/ipekfcevik/yabanci-gazetecilerin-gozunden-kanli-hocali-katliami-anlatilanlar-yureklerinizi-yakacak-1038355
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.