İstanbul’a yapılması düşünülen üç katlı tünel gerçekten büyük bir proje... Hayata geçmesi halinde 15 milyon nüfuslu bir şehrin ulaşımında önemli rahatlıklar sağlayacak.

İlginç olan yanı, devlet bütçesinden bir kuruş çıkmadan yapılması...

Harikulâde... Demek oluyor ki, ölümden mada her şeyin çaresi bulunuyor.

Acaba diyorum, şu dar gelirli emekli garibanlar için de “Yap İşlet Devret” gibi bir formül bulunamaz mıydı? Hani onları da birilerine ihale etsek de işletip devretseler...

Maliye Bakanı, para babası demektir.

Baba bütçeye külfet getirecek diye kestirip atıyor.

Ah baba ah...

Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in vükela (vekiller) için hazırlamış olduğu ayrıcalıklı yasa teklifi muhalefetsiz, kavgasız, gürültüsüz pusuda.

Bir nevi fırsat kolluyor... 

Maçın bitmesine son saniyeler kala, “gool..! diye bir ses.

Şut Cemil’den, top AK Parti kalesine...

Kim kazandı? 

Hayır, öyle sormayalım.

Golü kim yedi? diye soralım.

Tabi ki iktidar, seçim kapıya dayanmışken milletvekiline var, dar gelirli emekliye yok.

Özellikle sayın Başbakan, bu sesi duysun.

Bu kesimden büyük bir tepki var.

Adeta isyan ediyorlar.

Üstelik çalışan emeklinin maaşından %15 kesilmesi büyük bir haksızlık.

%2,5 ver, %15 kes.

Bunun anlamı şudur: 35 TL maş artışı vereceksin, 225 TL keseceksin.

Çay kaşığı ile ver, kepçe ile al...

Doğrusu bu hâksızlık AK Parti iktidarına hiç yakışmıyor.

Meclis Başkanı’nın Meclis’e sunduğu teklifte ne yağlı ballı börekler olduğunu geçen ki makalemde yazdım. Devletin önemli kademlerinde 45 yıl saçını sakalını ağartanlara dahi nasip olamayacak şekilde bir ayrıcalık. Merak edenler, internetten teklifi okusunlar.

Dar gelirli emekli soruyor:

“Ey devlet baba, milletvekiline daha daha verince bütçeye yük olmuyor da, garibana verince neden yük oluyor?” Aslında bu kesim devletin bereketi, duası...

Onları yük kabul etmek hiç de doğru değil.

Şimdi bakın... Bu devletin partilere ayırdığı para toplamda 531 milyon TL. 298 milyon TL’sini AK Parti, 115.3 milyon TL'sini CHP, 77.8 milyon TL’sini MHP alacak. Artık bu seçimde %3 oy alan partiler de Hazine yardımından istifade edecekler.

Her oya 10.05 lira düşüyor. 

Propaganda yaparken millet yararına demeyeceksin.

“Bana 10.05 TL ver” diyeceksin.

Bu paraların yarısı ile ülkede ne fakir kalır ne de fukara.

Diyeceksiniz ki sistem demokrasi.

Ah bu ithal malı demokrasi, başımıza ne işler açtı.

Yahu eskiden kimsenin cebinde beş kuruş yoktu, şimdi öyle mi?

İster para ile alsın, ister hediye olsun adam koluna bir milyon değerinde saat takabiliyorsa kurduğu partinin masraflarını da karşılasın. 

Siyaseti fakir yapmıyor zengin yapıyor. 

Adayların reklamlarını görüyoruz, aday değil patron.

 %3 ya tutarsa, her oya devlet 10.05 TL verecek sen de yan gelip yatacaksın. 

Avrupa Birliği Uyum Yasaları dediysek de bu kadarı da fazla...