Bilgi, Niyet, İrade…
Hayırlı iyi bir şeyin yapılması için önce bilgi, bilmek gerekir. Basit bir örnek vereyim: İslam dininde, cuma ezanı okununca ticarete ara verilmesi, herkesin camiye gitmesi gerekir. Şeriat ve fıkıh kitaplarımızda bu konuyla ilgili bilgiler vardır. Müslümanların bunları öğrenmesi, öğrenmiş olması gerekir.
Bilgiden sonra niyet gelir. Ben Müslüman bir tâcir, işadamı veya iş yeri sahibiyim. Mademki, dinimiz cuma ezanı okununca ticarete ara verin diyor, ben de dükkânımı işyerimi kapatayım diyecek.
Üçüncüsu: Bu niyetini iradeye çevirecek, dükkanı kapatıp Allaha ibadet etmeye gidecek.
BİLMEK, NİYET ETMEK, niyetini İRADEYE çevirmek…
Ezan okununca ticareti bıraktı, dükkanı kapattı ve cumaya gitti… Sâlih bir iş yapmış, Allaha itaat etmiş olur, sevap kazanır… Ticareti bereketlenir. Cuma vakti dükkânı kapatırsam maddî zarara uğrarım diyenler akıllı değildir, beyinsizdir.
Allahın kesin emrini dinlemedi ve cuma ezanından sonra ticarete alış verişe devam etti. Günahkâr ve isyankar bir kul olur. Kâr değil, zarar etmiş olur.
Bilen, âlim, fakih, mürşid Müslümanların bu konuda ne yapmaları gerekir? Bilmeyenleri, bilip de emri yerine getirmeyen gafilleri uyarmaları, onları aydınlatmaları, onlara nasihat etmeleri, lisan ile emr-i mâruf nehy-i münker yapmaları gerekir.
İslam devletinin vazifelerinden biri cuma ezanı okununca ticareti, alış verişi durdurmak ve Müslümanların camilerde toplanmasını sağlamaktır.
Bu sadece cuma için değildir. Vak’anüvis Lütfi, Tarihinde, Sultan İkinci Mahmud’un, bütün valilere irade göndererek, Müslümanların beş vakit namazları camilerde cemaatle kılmalarını emr ettiğini yazıyor.
Bugünkü laik Kemalist düzende böyle bir şey yapılamaz ama Diyanet’in yine de her hafta camilerde halka, cuma ezanı okunduktan sonra alış verişin ticaretin durdurulması, dükkânların kapatılması konusunda va’z u nasihatte bulunması gerekir.
İmanı olan Müslümanlara hatırlatıyorum:
Cuma ezanı okunduktan sonra, namaz bitinceye kadar yapılan ticaretin, elde edile kârın hayrı ve bereketi olmaz.
Şimdi kaldı mı bilmiyorum: Eskiden bazı lokantalar cuma günleri kapalı olurlar, bütün gün tatil yaparlardı.
İstanbul Kumkapı’daki (Nişanca camii yakınında) MİHMAN lokantası cuma günü namaz vaktinde kapatılıyor, bulaşıkçı hanımlar bile içeride bırakılmıyor. Onlar yapabiliyorsa herkes yapabilir.
Tekrarlıyorum:
Bilelim öğrenelim… Niyet edelim… Niyetimizi iradeye çevirelim ve cuma namazı esnasında dükkânlarımızı kapatıp ticarete ara verelim.
Allahın, Resulünün (Salat ve selam olsun ona) Şeriatin fıkhın emirlerini yerine getirelim.
Fâsık fâcir âsi günahkâr olmayalım…
Cuma ezanı okunduktan sonra ticarete devam etmek, kârlı ticaret olmaz, büyük zarar ziyan olur. Bunu anlayalım, idrak edelim.
İtaat eden âbid ve sâdık Müslümanlardan olalım, âsilerden olmayalım.
Allah bize akıl, fikir, iz’an, vicdan, firaset nasip etsin.