Şu Anda İmtihandasınız
Sevgili arkadaşlar, yapay gündem çok yoğun. Onlara ilgi haddinden fazla. Ama asıl gündemde olanlar nedense hayatın dışına atılmış gibi. Biz mi onlara uzağız, onlar mı bizi terk ettiler. Görüyor, ama heyecanlanmıyor, ilgilenmiyoruz. Ama bu doğru değil. Bu külliyyen zarar ve ziyan…
İnsan mutluluğuna neden ilgisiz?
Burası dünyadır. Yani sizin imtihan sınıfınızdır. Sorular dinimizin emir ve yasaklarından hazırlanmıştır. Cevap anahtarı kitabımızda hazır bekletiliyor. Süre ecel ile bitecektir. Sınıf geçmede istenen puanlar yüz üzerinden ellidir. Kopya çekmek yasaktır. Başarı oranının yüksekliği sizin için avantajdır. Süreniz başlamıştır.
Hepimize başarılar dilerim.
* * *
Biz inanlar Yüce Allah'ın değer vererek yarattığı kıymetli varlıklarız. Bize bağışlanan belli bir ömrü mutluluk içinde yaşamak istiyoruz. Bunu nasıl gerçekleştirebiliriz?
Bunu bize yüce yaratıcımızdan daha güzel açıklayabilecek birisi olabilir mi?
Bizi en iyi bilenin yaratıcımız olmasından daha tabii ne olabilir?
Öyleyse en önemli iş, onunla iletişime geçmektir.
Bu nasıl mı olacaktır?
Gayet basit; Sevgili Peygamberimiz (sav) Efendimizi nübüvvetinde iman ile tasdik, sünnet-i seniyyesinde onun izini takip. Yani sevdiğimiz Rabbimize ulaşmada başarı, Sevgili Peygamberimiz (sav) Efendimize tabi olup uymadır, o kadar.
Bunun da yolu, bol bol Kur’an ve sünnet okuyup öğrenme ve okuyup öğrendikleri ile amel eden iyi insanlarla dostluk, birliktelik ile bu yolda yürüme. Yani kendimize ve insanlığa beraberce hizmet.
İşte mutluluk bu! Onu başka yerde aramak, ondan mahrum kalmaktır.
* * *
Her ibadette olduğu gibi Kur’an okurken de kalp huzuru çok önemlidir. Onu kaçıracak hal ve ortamlardan kaçınmalı, Allah’ın huzurunda O’nun kelamını okuduğumuzu ve O’nun da bizi dinlediğini unutmamalıyız. Bunun gerçekleşmesinde manayı anlamanın etkisi, şüphesiz ki çok büyüktür. Ancak o imkanı olmayanlar, Kur’an mealleriyle ve tefsirleriyle meşgul oldukları oranda benzer güzellikleri yakalayabileceklerdir.
Kur’an’a saygı bir iman şartıdır. O’nu temiz yerlerde tutmalı, pis yerlere atmamalı, hakaret edeceklere teslim etmemeli, O’na veya kısmen de olsa içindekilere hakaret edip aşağılayanlara gereken uyarıyı yaparak engellemeli, güç yetiremiyorsak o meclisi derhal terk etmeli, asla onlarla birlikte oturmamalıyız. Onları asla sevmemeli ve affetmemeliyiz tövbe etmedikleri sürece…
İçinde ayet ve hadis barındıran kitap, dergi, gazete gibi matbu kağıtlara da saygılı olmalıyız. Eskiyen Kur’an’larımızı, güzel bir kutu veya sandık içine koyarak, ayak altından uzak, temiz bir yere gömmeliyiz.
Hiç şüphesiz O’na hakaret etmek, sövmek, düşmanlık gütmek, alaya alıp kin tutmak, okunmasını ve yaşanmasını engellemek de, tıpkı kendisini inkar etmek gibi açık bir küfürdür. Bu tür inkarcılara karşı tavır almak, Allah’a saygının bir gereğidir.
Bireysel ve toplumsal hayatımızın en temel ilkesi budur. Kur’an’ı Kerîmi “hayat kitabı” kabul etmeyenler, içindeki ilkeleri, yasaları, öğütleri yaşama biçimlerinin temel ölçüleri edinmeyenler, iman etmedikleri için bize kardeş, dost ve sevgili olamazlar.